Sosyal medyaya bakıyorum.Yaşanan olaylar sonrası tepkileri ölçüyorum.Açıkçası üzülmemek elde değil.

Ülkede hemen her alanda tepkisizlik toplumsal kural haline geldi.

Ancak tepki vermek reaksiyon göstermek sorgulamak için o konu ile ilgili olarak bilgiyi beceriyi kabiliyeti yeteneği ehliyeti liyakatı gerektirir buda bir gerçek.

Türklere özgü davranışların en basında gelen türlerinden biridir...olaylar olur kapatılır sonra eşle dostla konusulur sosyal medyada stres atılır,hatta dünya kurtarılır sonra da bir köşeye geçip oturulur...susulur..

...bana değmeyen yılan bin yıl yasasın durumudur,ama o yılan bir gün gelir herkesi sokar belki ozaman nerede bu devlet nerede bu millet diye çığlıklar başlar...trafik kazası olur kadere baglanır bir sürü yolsuzluk sacmalık olur susarız...

Herhangi bir toplumsal olay karşısında, tepkisini gösteremeyen veya göstermekten aciz olan topluluk, bir nevi koyun sürüsü görüntüsü.

Bir toplumun büyük yüzdesi olarak uzun yıllardan beri başta ezberci araştırmayan sorgulamayan bir sonraki sınavı kazanmaya dönük bireyler yetiştiren eğitim sistemi tv lerde yalnız seyire dönük seviyesiz ve kalitesiz programlar siyasette ve diğer aktivitelerde yalnız alkışa ve övgüye şartlandıran ve okumuş eğitimli bir toplum olmakla övünürken aslında geldiğimiz seviye 3.5 ortalama eğitim seviyesi.

Son 40 yılda geldiğimiz seviye ne yazık ki bu.

Böyle bir toplumdan başka ne beklenebilir.Birde buna bir başlık altında da kısaca değindiğimiz milli manevi ve moral değerlerimizin büyük bir erozyana uğradığını ilave ederseniz bugünkü fotoğraf daha net ortaya çıkar.

Dünyanın en pahalı akaryakıtını, elektriğini, suyunu kullanıyoruz,sorumsuz yöneticilerin kötü icraatlarına maruz kalıyoruz gıkımız çıkmıyor tepki göstermiyoruz.Ama Dünyanın en kısa süresi, trafik ışığının kırmızıdan yeşile dönmesi ile arkadaki sürücünün korna çalmasına maruz kalıyoruz.

Trafik ışığında dünyanın en sabırsızı, ama yukarda anlattığım yerlerde ise tam bir evliya sabrına sahip bir halkız.

Tepki vermek bir yerde olayları iyi analiz etme yeteneğinide gerektirir.

Haksızlık gördüğünüz bir konuda mücadele etmek için kararlılık özgüven bilgi donanımı ve buna dayalı cesaretinde olması gerekir.

Bunun içinse kapsamlı bir temel eğitim şarttır.

Zaten bu şarta haiz toplumlar en ufak bir haksızlıkta ben vergisini ödeyen bir vatandaşım diye söze başlayarak haklarını arıyorlar.

Bizde ise olagelmiş kadercilik ,tabi olma, toplumu ilgilendiren konularla ilgilenmemek devam ettiği müdettçe bu işler böyle devam eder.

Bizler tepkili bir toplum olsak her trafik kazasında ‘’trafik canavarı’’ ve ‘’magandalar’’ yada yolsuzluk olayları karşısında ‘’Haram zıkkım olsun’’

Elektrik kesintilerinde ‘’Daha bunlar iyi günlerimiz’’ Peşkeş çekilen orman alanlarından ,yangınlarından sonra ‘’ Allah sizi bildiği gibi yapsın’’ deyip yapay başlıkların arkasına sığınıp bunları teselli olarak kabul etmezdik.

Hem şikayet edip ,hemde hiçbirşeye bulaşmamak insanın onuruna aykırı düşer bence.Sessiz kalıp ,ülke çapında uyumaya devam etmek ,olayların farkında olupta aldırmamak ülkeye ihanettir bir anlamda.

Bizler tepkiyi yalnız kendi çıkarlarımıza dokunduğu zaman koyuyoruz malesef.

Bunada tepki denmez çıkar mücadelesi denir.

Bizde birisini överseniz alkışlarsanız görevinizi yapmış olursunuz eleştirirseniz düşmanlık kazanır bazende bulunduğunuz görevden tasfiye edilirsiniz.

Biliniz ki batılı toplumlar birincisini değerbilirlik ikincisini ise dostluk sayar.

Diyeceğim şu ki Toplumu ilgilendiren konularda bilinçlenmeli herkonuda fikir sahibi olmalıyız.Sürü gibi yaşamayı kuzular gibi sessiz olmayı bırakıp birey olduğumuzu ispatlama zamanı geldide geçiyor.