Etrafımızdaki kriminal olaylar insana karşı işlenen suçlar gibi hayvanlara karşı işlenenlerde de büyük bir artış var.
Geçen gün Güzelyurta bağlı Bostancı Yalova spor kulübü sahasında darbedilmiş bir can bulundu.
Olayı haber kanallarında izlediğimde kanlar içinde yerde yatan bu köpekçiğin hali merhamet duygusu olan her insanda derin etkiler bırakacak insanlığını geldiği durumu sorgulatacak cinsten.
Haber yorumlarının altına birşeyler yazmak istedim söyleyecek söz bulamadım.
Başı öne eğik başından kanlar süzülen halini gören insan olan herkes buna dayanamaz muhakkak isyan eder.
Bu canın kafatasında çatlak tesbit edilmiş .Etrafındaki duvarlarda ki kanlara bakarsanız belli ki demir türü birşeyle acımasızca dövülmüş.
Tedaviye alınan canın hayati tehlikesi olduğu söylemiş veteriner hekim.
Dün gelen haber ise acıya acı katacak cinsten.Bu sessiz can kör olmuş.
Dünya dibe gömülsün artık diyesi geliyor insanın!
Bir adı varmı şimdilik bilmiyoruz.
Lakin bunu yapan caninin adını öğrenebiliriz.
Adalet yerini bulsun isterse kıyamet kopsun sözü bir tek insanlar için söylenmiş bir söz değil.Tüm canlar için söylenmiştir.
Polis ve başsavcılığımız-Bilim diyor ki hayvan öldüren insan da öldürür.Dünyada bunu kanıtlayan sayısız örnek mevcut.Önlem almak ve engellemek zorundasınız.Size yasalarla yüklenen sorumluluk bunu diyor.
Yasa yapıcı merhamet duygusuna sahip sayın milletvekilleri - hayvana eziyet, suistimal etme gibi suçları hiçbir caydırıcılığı olmayan cezalarla tanımladınız. Bilmem haberiniz varmı ama Fransa’da hayvanı sokağa bırakan biri 30 bin euroya kadar para veya 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabiliyor. AB Lizbon Anlaşması: Evcil hayvanlar eşya değil 'hassas varlıklardır diyor. Belçika’da Nisan 2017 yılındaki düzenlemeyle hayvanlara kötü muamelenin adli para cezası 500 eurodan 100 bin euroya çıkarıldı ve 2 yıla kadar hapis cezası var.Avrupa ülkelerinde hayvana şiddet "suç" olarak tanımlanıyor. Cezai yaptırımlar ülkeden ülkeye değişse de yüksek meblalarda para cezası ve 2-3 yıla kadar hapis cezası uygulanıyor.
Yalovada işkenceye uğrayan can için kendi sorumluluk alanında olan Güzelyurt Belediyeside harekete geçip şikayette bulunmalı.Mahmut hoca sana da iş düşüyor hatırlatayım.Sonuçta yalnız insanların yaşadığı bir kenti yönetmiyorsun.Bu sessiz canlılarında yaşadığı yada yaşamaya çalıştığı bir kentin refah ve mutluluğundan sorumlusun.
Futbol sahası yanındaki kameralardan bunu kimin yaptığının görünebileceğini söyleyenler var.
Spor kulübü yöneticilerinin buna duyarsız kalacağını düşünmüyorum.
Hoş görünmesede polis bu katil zanlısını istedikten sonra bulabilir diye düşünenlerdenim.
Aslında hep derim kedi köpekleri değil onlara bu vahşeti yaşatanları kısırlaştırmak lazım.Hatta uyutmak lazım.
Sivil toplum örgütleri sosyal medyadan lanet okumak yerine suç duyurusunda bulunmalı.
Meclise gidip bu konudaki yasanın geçmesi için sesini duyurmalı.Gerekirse asayişi sağlamakla görevli polis üzerinde baskı kurmalı.Sonuçta polis halkın emniyetini sağlamak ve genel güvenliğine dair önleyici ve koruyucu tedbirler almak üzere görev yapan kamusal hizmet birimi.Buda halkın emniyetini genel güvenliği ilgilendiren bir konu.
Bir köpeğe bunu yapanın akıl ve ruh sağlığının bırakın insanlık için ,ülkemiz mahallemiz çocuklarımız için bir tehdit olduğunu söylemeye gerek yok.
Yıllardır, hayvana fena muamelenin, insana yönelik şiddetin bir risk faktörü olduğunu söyleyenlerdenim.
Hak savunuculuğu bir bütündür. Hayvanlara karşı da bir sorumluluğumuz da var, bunu vicdani bir şekilde çözmek zorundayız.Hayvana fena muamele ile mücadele hayvan hakkının ötesinde, bir insan hakkıdır. Çünkü hayvana şiddet gösterenin, insana şiddet gösterdiği sayısız bilimsel yayınla kanıtlanmıştır.Bunu fark etmiş ve mahkûm edilmiş olmasalar bile, hayvanlara kötü davranmakla suçlanan vatandaşlarının ad ve adreslerini internet sitelerinde yayınlayan ülkeler var.
Hayvanlarla cinsel ilişkide bulunanların DNA bilgileri pek çok ülkenin DNA bankasında, tıpkı insana saldıranlarınki gibi korunuyor.
Hayatlarımız girdiklerinde bize mutluluk ve neşe veren sevmenin nasıl bir şey olduğunu hatırlatan sırdaş yoldaş olan bu canlar hakkında eğitimin önemi açık.Fakat eğitilemeyecekler olanlarda var ve onlar içinde caydırıcı ceza şart.
Dünyayı dönüştürecek bir zihniyete ihtiyacımız var.Susup korkarak ve sadece canlara zarar verenlere lanet okuyarak bunu yapamayız.Evimizden çıkıp eyleme geçmek zorundayız.Bencillik yapıp sadece bizim dediğimiz kentlerimizi köylerimizi binlerce yıldır yanımızda bizimle duran bizi koruyan yüzümüzde tebessüm yaratan ve mutlu olmamıza neden olan hayvanlarla paylaşmaya başlayarak adım atmalıyız.Sonra diğer insan ,hayvan ve bitkilerle daha sıkı ve saygılı bağlar kurmak ve devam etmek zor olmayacaktır.
Yeter ki ezberlerimizi bir kenara bırakıp insan olduğumuzu hatırlayalım.