Korku ve Cesaret bağlamında Gemiyi ilk terk eden Fareler

Korku ve Cesaret bağlamında Gemiyi ilk terk eden Fareler        !!!

Ülkemizde özellikle de son dönemde ,

yaşanılan başta siyasi müdahale girişimleri  öyle gösteriyor ki  küçücük bu coğrafyamızda KORKU mevhumunun kesin olduğu  kanaatindeyim.

Bu  korku  mevhumunu tetikleyen ana  ÖĞENİN  CESARET  OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ.

Dolayısı  ile  kıymetli   okuyucularım ,

 bugün  yaşananlar  nezdinde KORKU ve   CESARETİ  birlikte  yorumlayalım.

Şu  an İçinde yer aldığımız ve hayatın içinde konumlandığımız hemen her şey bu iki kelimeyi barındırıyor.

  Korku,

içinizin boşaltılıp boş  şeylerle doldurulması eylemidir.

Cesaret,

yüreğinizi ve beyninizi orta yere koyup,

ödenecek bedelleri bilerek “ben de varım” diyebilmektir.

 Korku, sürekli bahaneler üretir.

Öyle ki inanmadığınız her şeyi baş göz edersiniz içinizde.

Korkuyu kendine  vazgeçilmez yapanlar haksızlıklarla,

adaletsizliklerle,

zulümle iç barışı kurup “ne güzel şey yaşamak” tadında kurgulanmış  bir dil ile kendilerini  ifade etme  yöntemini  benimserler.

Tıpkı  bugünkü  gibi bazı yetkililerin  davranış  biçimi  gibi. 

Cesaret ise huzursuz edicidir.

Sorgulayıcıdır,

mücadelecidir. 

Cesaret ,

çok soru sormak ve sorduğun  soruların cevabının  peşine düşmektir.

 Gerçeği aramak,

bizler  gibi korkunun hâkim olduğu toplumlarda insan yüzünü kızartan bir “suç” olarak sunulmuştur çoğu zaman.

Bastırılmadığı sürece hızla yayılacak ve ucu korku konforu ile idame edilmiş hayatlara dokunacaktır.

Sokaktaki,

meydandaki her yüksek ses,

ya ucu dışarıda bir canavar, ya da ucu içerde bir maşa olarak damgalanmaktan kurtulamayacaktır. 

Bu bastırıcı  ve  yok edici yaklaşım  ile FİNCANCI  KATIRLARININ  gölge  oyunu  figüranları karşısındakileri ezenlerin gönüllü şakşakçılığını yaparak oturacaktır sofrasına. 

 Kıymetli   okuyucularım ,

direnenler cesaretin, susanlar ve susturanlar korkunun sahibidirler. 

Cesaretin hızla yayılıyor olması, farkındalığın ve memnuniyetsizliğin domino etkisine dönüşme ihtimaline karşı,

 bugünkü  yaşananlarda  görüleceği  üzere resmi güç korkuyu bulaşıcı hale getirmek için var gücüyle yüklenmeye  devam etmektedir. 

Bu  anlayışın  temsilcileri Cesaretin sesi duyuldukça,

yarattıkları korkunun gemiyi ilk terk eden fareler olduğu gerçeğiyle yüzleşecek ama ders  çıkarmayacakları   görülmektedir.

Çünkü kendilerini   muktedir  olarak   görenler hep ders verirler,

ders çıkarmazlar.

Bazı  arkadaş  ve  okuyucularım ,  bir  çok  olumsuz  koşullar  mevcut  olmasına  rağmen, 

bana  sesimin yüksek  çıktığını   söylemelerine  cevabım:

ÇOĞUNLUĞUN , SESİNİN YETERİNCE   ÇIKMADIĞI  İÇİN  BENİM  SESİMİ  DUYMAKTASINIZ