Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu Cenevre’ye, “İki komşu devletin iş birliklerini konuşmaya gideceğiz” dedi ve “Sorunu tarif etmeden, çözümü tarif edemezsiniz” diye de ekledi.
Ertuğruloğlu, Meclis Genel Kurulu’nda dün (18 Şubat 2025) yaptığı konuşmada, Kıbrıs konusunda tarihsel gerçeklere ve geçmiş tecrübelere vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı:
“Kıbrıs sorununun özü; Rumun Kıbrıs cumhuriyeti olarak kabul görmesidir.”
“Dünyanın Ruma ‘Kıbrıs cumhuriyeti’ muamelesi devam ettiği sürece siz Rumla 60 sene değil 600 sene görüşseniz de bir netice elde edemezsiniz!”
“Rum bu adayı bir Elen adası olarak kabul ediyor. Kıbrıs Türkünü kendisine eşit görmüyor.”
*
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun sözlerine geri döneceğiz, şimdilerde yeni bir gayriresmi Kıbrıs görüşmesi için harıl harıl hazırlık yapılıyor.
Kısaca, Kıbrıs müzakereleriyle ilgili bir hafıza tazeleyelim;
Kıbrıs konusunda çözüm bulunması amacıyla yapılan müzakerelerde taviz veren hep Türk tarafı oldu, bazı önerileri ile uzlaşı sınırlarını zorladı, hatta aştı, ama uzlaşmaz ve tavizsiz bir tutum içinde olan ise hep Rum tarafı oldu. Rumlar, Türk tarafının verdiklerini hiçbir zaman yeterli bulmadı, Türk tarafının verdiği tavizleri bir sonraki görüşme için yeni bir basamak yaptı, çıtayı her defasında yükseltti. Hedefleri Ada’nın tamamının Rum hakimiyeti altına girmesi, ki bunu her eylemleriyle apaçık gösteriyorlar.
Kıbrıs konusuna, BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu parametreleri çerçevesinde bir federal çözüm oluşturma çabaları (28 Haziran-7 Temmuz 2017-İsviçre) Crans Montana’da sona ermişti. O görüşmeden sonra Türk tarafı, defalarca denenip başarısız olunan federasyon görüşmelerinde ısrar etmenin anlamı olmadığını ilan ederek, egemen eşit iki devlet politikasına geçmişti.
Ersin Tatar’ın Ekim 2020’de Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından, gayriresmi 5+BM toplantısı da 27-29 Nisan 2021’de Cenevre’de yapılmış, Türk tarafı iki devletli çözüm önerisini ilk kez yazılı olarak BM masasına o görüşmede koymuş ve Cumhurbaşkanı Tatar kapsamlı çözüm önerisinde bulunmuştu. Taraflar arasında ortak zemin olmadığından dolayı gayriresmi görüşme resmi müzakereye dönüşmemişti.
BM, o zamandan bugüne, iki taraf arasında “ortak zemin” bulma denemeleri yapsa da taraflar arasında ortak zemin olmadığı BM Genel Sekreteri Guterres tarafından da beyan edildi. Tarafların görüş ve vizyonları, her zaman olduğu gibi, taban tabana zıt.
Yeni gayriresmi, genişletilmiş Kıbrıs toplantısının gelecek Mart ayı içinde Cenevre’de yapılacağı Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından geçtiğimiz günlerde duyurulmuştu.
Rumlar, görüşmelerin “Crans Montana’da kaldığı yerden başlaması” için yaygara yapıyor, yine “çözüm ister” postuna bürünerek, kısırdöngüyü devam ettirmek istiyor. Oysa, Türk tarafının aşırı tavizkar tutumuna rağmen Crans Montana’da masadan kaçan, süreci çökerten Rum tarafı idi.
*
“CENEVRE’YE İKİ KOMŞU DEVLETİN
İŞ BİRLİKLERİNİ KONUŞMAYA GİDECEĞİZ”
Meclise geri dönelim;
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Kıbrıs Rum tarafının Cenevre’ye giderken hedefinin, diğer ülkelerin de katkısı ile Cenevre ve sonrasını “Crans Montana’nın devamı olarak” şekillendirmeye çalışacağına işaret etti, “bunun sürpriz olmadığını” söyledi.
Ertuğruloğlu, “Biz ne yapacağız!.. İki komşu devletin iş birliklerini konuşmaya gideceğiz. Ve biz suçlanacağız! Yani, uluslararası camianın, başta BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi olmak üzere ve Avrupa Birliği (AB), onların bile bile yaptıkları bir hataya boyun eğmediğimiz için, bu hatanın karşısında dik durma kararlılığımıza bağlı kaldığımız için biz suçlanıyoruz. Suçlanalım, yanlış bir şey yapmıyoruz” dedi, uluslararası camianın Kıbrıs’taki hatalı ve yanlı tutumlarına vurgu yaptı.
Ertuğruloğlu, iki devlet kararlığını yineleyerek şöyle devam etti:
“Bizim politikamız; egemen eşit iki devlet zeminindedir. Bunda değişiklik söz konusu değildir. Kimseye hoş görünme adına politika belirleme sevdasında da değiliz. Bildiğiniz gibi, Kıbrıs davası Anavatan Türkiye ile birlikte saptanır, beraber yürütülür. Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) oy birliği ile aldığı, Kıbrıs’la ilgili bir karar var; federasyonun ortadan kalktığını ve egemen eşit devletler gerçeğini vurgulayan; Anavatan Cumhurbaşkanı’nın üç sene arka arkaya BM Genel Kurulu’nda yaptığı çağrı var; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son KKTC ziyaretinde yaptığı beyanatlar var. Tüm bunlar yok sayılamaz.”
İşin aslı, “Sorunu tarif etmeden, çözümü tarif edemezsiniz.”
**