6 Şubat depreminden sonra bölgede tam tamına 20 bin 272 artçı deprem oldu.
Hissetetik mi.Hayır
Hissetmediğimiz içinde unutmaya başladık. Korkunun yerini yavaş yavaş günlük hayat aldı.
Ama Unutmayanlar var.
Depremde yavrularını kaybeden Analar, Babalar, Dedeler ,Nineler.Ve bu acıyı ta içinde hisseden bir daha yaşanmasın bir daha kimse çocuğunu çoluğunu yıkılan binalar altında kaybetmesin diyen ve adaletin gerçek anlamda tecelli etmesini isteyen insanlar.
3 Ocak günü başlayacak davada yürekleri tekrar birlikte atacak.
Muhtemelen yavrularını kaybeden aileler yaşamlarının sonuna kadar bu acı ile yaşamaya çalışacaklar.
Ama acılarını bir nebze olsun hafifletecek bir şey varsa oda onlara bunu yapanların en ağır cezayı alması olacak.
KKTC’li sporcuların da aralarında bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel'le ilgili iddianame, Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Davanın ilk duruşması 3 Ocak 2024 tarihinde görülecek.
Depremde yıkılan bina için 5 kata kadar imar izni verilmesine rağmen otel 7 katlıydı.
Binadan alınan karot örnekleri kusurlu çıkmıştı. Yapılan laboratuvar çalışmalarına göre binaya uygunluk ruhsatının verilmemesi lazımdı.
Binanın beton kalitesi düşüktü ve çok katlı binaya uygun değildi.
Kolonların ve kirişlerin bağlantı noktaları hatalıydı.
Binada kullanılan demirler nervürsüz ya da çimentoya tutunması kolay olmayan bir demir türüydü.
Binadan alınan örneklerde dere çakılı ve kum kullanıldığı ortaya çıkmıştı. Yapı malzemelerinin kusurlu olduğu anlaşılmıştı.
Bina 1991 yılında bir iş kazası nedeniyle 10 yıl kadar beklemiş ve 10 yıl boyunca inşaat çürümeye terk edilmişti. Yani otel yapılan bina çürümüş kolonlar üzerine kurgulanmıştı.
Bina normalde bir aile apartmanı olarak dizayn edilmişti. Otel sahipleri binaya müdahale edip bazı duvarları kaldırarak otele dönüştürmüşlerdi.
Bina aile apartmanı olarak yapılmasına ve eksikleri olmasına rağmen otel ruhsatı almış. Yaklaşık 60 kişilik olan kapasitesi 2005 yılında 132 kişiye çıkarılmıştı. Yani usulsüzlükler otelin işletme sürecinde de devam etmişti.
Ortaya çıkan veriler binanın deprem karşısında ayakta kalmasının imkansız olduğunu gösteriyor,ama gelin görün ki bu binaya yapı denetim ve turizm ruhsatıda verilmişti.
Sonuçta bina depremde 10 saniye bile olmadan çöktü.
Bir İnşaat Mühendisi olarak söyleyebilirim ki bu olay öyle bilmeden yapılmış bir iş değildir.Geçmişte yaşanmış çok örnekleri vardır ve bunlar bir depremde ne olacağını çok açık bir şekilde gösteren örneklerdir.
Bunun içinde ihmaldir.Nemelazımcılıktır.
İleride böyle binalar yapılmasın ve insanlar bu şekilde ölmesin diye emsal bir karar vermesi hakimlerinde boynunun borcudur aksi takdirde birçok çocuk çürük binalar altında kalıp ölmeye devam edecek.Kimbilir belki kendi çocuklarıda.