İskân, tarihte milletlerin var olduğundan beri süre gelen bir harekettir. Kelime anlamı olarak yurtlandırma, yerleştirme anlamlarına geliyor.Osmanlı Devleti’nin de en önemli politikalarındandı.
Genel olarak açıklarsak ; yerleşik veya göçebe grupları kendilerinin veya devletin isteği doğrultusunda belli bir yöreyi Türkleştirmek, İslamlaştırmak, şenlendirmek veya güvenliği sağlamak gibi nedenlerle başka bir bölgeye yerleştirme faaliyetine verilen isimdir.
Osmanlıların bir dünya devleti olmasını sağlayan işlerinin başında fethettiği yerlerde hâkimiyetinin sürekliliği, köklü ve uzun ömürlü olması işte bu fetih siyaseti ve iskân politikası sayesinde olmuştur.
Özellikle fethedilen yerlerin siyasî, askerî ve sosyal yönden güvenliğini sağlamak devletin en önemli gayesiydi.
Vatanlaştırma politikası izlenirken geliştirilen ve millet sistemi adı verilen yöntem sayesinde farklı kültürlere mensup bireylerin diline, inancına, hukukuna müdahale edilmemiş ve onların yanında boş alanlar vakıflar vasıtasıyla bayındır hale getirilmiş ve buralara şenlendirme yöntemiyle göçebe unsurlar yerleştirilmişti.
1571 yılında Osmanlı Kıbrısı fethettiğinde de adaya yerleştirme politikalarında çok akıllıca bir davranış göstermişti.
Adaya özellikle meslek sahibi olan insanlar yanında Türk olmayan Osmanlı tebaasını da göndermişti.Bu doğru politika sayesinde çok uzun yıllar Kıbrısta hakimiyetini sürdürmüştü.
Fakat üzülerek söylemem gerekiyor ki ayni hassasiyet 1974 barış harekatından sonra gösterilmedi.
Görüş ve düşüncelerine çok önem verdiğim ünlü tarihçi İlber Ortaylı hocada sık sık tekrarladığı üzere;1974 ‘den sonra yerleştirme konusunda son derece plansız davranıldı.
Adaya eğitimli ve işbilir nüfusun yerleştirileceği yerde işsiz ve eğitimsizlerin ağırlıkta olduğu bir nüfus gönderildi.
Ecevit-Erbakan hükümetinin kutlanacak tarihi görevini akamete uğratan bir sebep varsa işte budur.
İstenmeyen nüfus kompozisyonu Kıbrıslı Türklerle Türkiyeli soydaşları arasını bozdu. Adalıları gelen nüfusa karşı soğuttu ve gelen nüfus sanılanın aksine Ankara’nın politikalarına da her zaman destek olmadı.
Bugün adada çok faydalı olan, yerli nüfusla bütünleşen ve başarılı olanlar Bulgaristan Türklerinden göçenlerdir. Yapılan bazı anketler de bunu teyid eder niteliktedir.
Hassas ülkelerin, belirli eğitim seviyesi olan yerlerin, belirli yatırım yaptığımız yerlerin hakkını ve durumunu gözetmek zorundasınız. Aksi takdirde tabi ki yanlış her zaman döner.
Kıbrıs siyasi bakımdan da stratejik yönü itibarıyla da Doğu Akdenizde çok önemli bir yerdir.Adanın Rum kesimi, Türkleri bir şekilde adadan ihraç etme planlarının peşindedir. Onun için yapılacak iş; Kıbrıs Adası’ndaki yerleşmecilerin bir ölçüde tekrar gözden geçirilmesi ve rehabilitasyona gidilmesidir.
Memleketin profilini bozmayacaksınız.Anadoludan getirilip yanlış yerleştirilen nüfus ülkenin profilini bozmada en önemli neden .Bugün sağlık eğitim din ve diğer birçok konuda yaşanan çatışmaların en önemli sebebide bu.
Birçok yayında ve araştırmada da belirtildiği üzere her zaman için yerli halka dikkat edeceksiniz.Onların adetlerine isteklerine nüfus yapısına gelenek ve göreneklerine uyacaksınız.
Öyle görünüyor ki Türkiyeli kardeşlerimize biz Kıbrıslı Türkü anlatamadık.Sebepleri çok farklıdır fakat eğitim en başta gelen nedenidir.
Biz Kıbrısta okullarımızda Kıbrıs Tarihi öğrenirken ayni zamanda Türkiye tarihinide okuduk.Kıbrısın coğrafyasından fazla Türkiyenin hangi iklime sahip olduğunu hangi yöresinde hangi ürünlerin yetiştiriliğini öğrendik.Kendi futbol takımlarımızdan fazla Türkiyenin futbol takımları bizlerin birer idolü oldu.
İstisnalar olsada ne yazık Türkiyedeki soydaşlarımıza Kıbrıs ile verilen bilgi kanla aldık vermeyizden öteye gidemedi.Böyle oluncada bu konuda yeterli bilgiye sahip olmayanlar herhangi bir olumsuz durumda kendilerini korumaya almak adına bir tek bu bilgiye sarıldılar.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan ''Biz sizi kurtardık.Kanla aldık beğenmeyen Rum tarafına gitsin'' sözleride bunun hezayanıdır.
Toplumu bir arada tutan bazı manevi ve milli değerler bulunur. Bunlar gelenek ve görenek olarak bilinir.Kıbrıs'ın kuzeyinde, kültür, adetler ve gelenekler zengin bir çeşitlilik ve zenginlik taşır; Çünkü Venediklilerden Osmanlıya İngilizden Ruma farklı kültürlerin etkilerini bünyesine çekmiştir. Adetler ve geleneklerinin de tarih boyunca bir araya geldiği farklı kültürlerin bir bileşimi olduğu söylenebilir
Toplumlar hatta kişiler arasında çatışmalara sebep olan Din konusunda da birşeyler söyleyelim.
Kıbrıslı Türkler geçmişten günümüze hayatın her alanında din ve vicdan özgürlüğüne dayalı yaşam tarzını benimsemiş ve öyle yaşamıştır.
Dini gösterişten uzak kul ile yaradan arasında kalması gereken bir şey olduğuna inanarak bu konuda her söylenene değil bilimide merkeze koyarak yaşarlar.
Kuzey Kıbrısta çok geç olmadan yeni bir yerleştirme politikası şekillendirmemiz gerekiyor. Osmanlı ve batı disiplini ve kuralları ile yoğrulmuş bu kültürün gelenek görgü ,örf, adet ve dini kuralları ile şekillenmiş Kıbrıs adasındaki Kıbrıslı Türk profili korunmalıdır.Bu Kıbrıstaki Türk varlığının devamı için hem önemli hem de gereklidir.
Unutulmamalıdır ki bir toplum ve medeniyeti güçlü kılan en önemli unsurlar arasında gelenek ve görenekler gelir. Tarihi unutturmayacak ve gelecekte toplumu daha güçlü biçimde ileri taşıyacak olanda işte bu unsur gelenek ve göreneklerdir.