Türkiyede var ama bizde yok sanırım .Çünkü bugüne kadar idarenin bu konuda bir ceza ödediğini ne görmüş nede duymuş değilim.

Yasa tek taraflı olmaz.İdareyi koruyan mevzuat olduğu kadar vatandaşıda koruyan mevzuat olmalı.

Konu şu ki trafik kazalarında herzaman sürücü suçlu olmuyor . Araçların seyir yaptığı yollardada kusurlar haliyle mevcut.

Yol içinde zamanında tamir edilmeyen çukurlar , hertürlü canlının girişine açık olan anayollar,yeterli aydınlatmaların olmaması ,gelişigüzel yapılmış kasisler, trafik ışıklarındaki olumsuzluklar kazaya sebep olan unsurlar.

Etrafımızda gördüklerimiz ve duyduklarımız sürücüler kadar idareninde güvenli trafik konusunda gereken sorumluluğu tam manası ile yerine getirdiğini göstermekte.

Peki görevini layıkı ile yerine getirmeyenler ihmal edenler yüzünden seyrüseferini düzenli ödeyen trafik kurallarına riayet eden bizler başkaları yüzünden bu risklere maruz kalmak zorundamıyız.

Sorumlu vatandaşı idarenin sorumsuzluklarına karşı koruyan bir yasal mevzuat neden yok?

En yakınımızdaki Anavatan Türkiyeye bakalım.

Karayolunun bozuk ve hasarlı olması nedeniyle meydana gelen maddi ve bedensel zararlı trafik kazalarında idarenin tazminat sorumluluğu var.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 10. maddesinin (b) fıkrasında, belediyelere;

yapım ve bakımından sorumlu oldukları yolların trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak,

karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve denetlemek,

karayolunda trafik için tehlike teşkil eden engelleri gece veya gündüze göre kolayca görülebilecek şekilde işaretlemek veya ortadan kaldırmak,

yol yapısı veya işaretleme yetersizliği yüzünden trafik kazalarının meydana geldiği yerlerde, yetkililerce teklif edilen tedbirleri almak şeklinde görev ve sorumluluk yüklenmiş.

Şehir içi yollarda meydana gelen ve sayılan sorumlulukların yerine getirilmemesinden kaynaklanan trafik kazalarında ilgili belediyeye karşı tazminat davası açılabiliyor.

Benzer nedenlerle şehir dışı yollarda meydana gelen kazalarda uğranılan zarardan ise Karayolları Genel Müdürlüğü sorumlu. Çünkü belediye sınırları dışındaki yollarda, sayılan görevler Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yüklenmiş.

KKTC de Trafikte araç kullanırken seyrüseferini çıkarmayan sürücü asgari ücretin %10’ u ceza ödemek zorunda.

Bu kadarlada kalmıyor sürücü seyrüseferini yanında taşımıyorsa onun içinde asgari ücretin %5 i ceza ödüyor.

İdare sürücüye Motorlu Araçlar Seyrüsefer ruhsatında konan şartların ihlali halindede asgari ücretin % 15 ceza ödenmesine hükmetmiş.

Muayenesiz araç kullanmak % 10 .Sürüş ehliyetsiz araç kullanmak asgari ücretin % 100 ile cezalandırılmış.

Sakın yanlış anlaşılmasın karşı olduğum bu değil.Cezanın eğitici rolü olduğuna inananlardanım.

Bunlar trafikteki terörün durdurulması için elzem ve olması gerekenler şeyler.

Bunlara karşı değilim.

Ama yollarda birtek sürücüler suç işlemiyor ki!

Bu yollarda düzgün güvenli bir seyrüseferin olabilmesi için idare tarafından yapılması gereken şeylerde var.Ve bunların yapılması içinde idarede görev alanların sorumlulukları var.

Lakin gelin görün ki onların görevlerini doğru yapmaması sorumluluklarını düzgün yerine getirmemesi durumunda ödemeleri gereken bir ceza yok.Yada ,bizim ülkemizde yok diyelim.

Çünkü ben bugüne kadar trafikten yani yollarda araçların düzgün ve güvenli seyrüseferinden sorumlu olan lakin bu görevinin ihmali nedeniyle yaşanan olumsuzluklardan dolayı herhangibir kişinin ceza aldığını görmedim.

E nerede adalet nerede hukuk devleti?diye insan ister istemez düşünmeye başlıyor?

Yine Anavatan Türkiyeye bakalım.

Türkiyede Trafik kazası geçiren kişiye uğradığı zararı tazmin için hukuk sistemi ciddi imkânlar tanımış.

Uğranılan trafik kazası sonucu zarara uğrayan şahıs bu zararın tazmini için önemli imkânlara sahip

Örnek vermek gerekirse gece vakti ışıklandırması olmayan bir yolda ilerleyen sürücü uyarı tabelası olmayan köprü, kavşak vb. bir durumla karşılaşır ve kaza geçirip bir zarara uğrarsa bu zararını devletten tazmin edebilir.

Zira devletin bu tür yollarda gerekli uyarı levha ve tabelalarını koymak gibi ciddi bir yükümlülüğü var. Bu yükümlülüğüne uymayan İdare (devlet) vatandaşa tazminat ödemekle yükümlü. Bu husus birçok yüksek mahkeme kararı ile de sabit.

Örnekten de anlaşıldığı gibi trafik kazasında zarar tazmini için karşılıklı iki kişinin kaza geçirmesine lüzum yok. Devletin bu tür eksiklikleri sonucu kazaya uğrayan şahıs dahi zararını tazmin edebiliyor.

Ölümlü trafik kazalarında zarara uğrayanların talep edebilecekleri tazminatların neler olduğu kanunda açıkça zikredilmiş. Türk Borçlar Kanunu’nun 53. Maddesi’ne göre “Ölüm halinde ölenin mirasçıları; cenaze giderlerini, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderlerini ve ölenin desteğinden yoksun kaldıkları miktarı tazminat olarak talep edebiliyorlar.

Bizde de bu türden yasalar varsa vatandaş hakkını arasın ,yoksada eğer hukuk devleti isek yasa koyucu vakit geçirmeden harekete geçsin yasayı güncellesin derim.

Nihayetinde trafik ışıklarının gelişigüzel yandığı, karanlık ve aydınlatılmayan yollarda bir sonraki maktulun kendileri olmayacağını hiçkimse garanti edemez.

Bu hayatta geride bırakacağımız en önemli mirasın onur olduğunu ve bunun görev ciddiyeti sorumluluk anlayışı ve ahlaki yeterliliklede ilgili olduğunu bu vesile ile birkez daha hatırlatıp gerçek yaşanmış bir olayla bitirelim.

Dünyada konusunda uzman en önemli mühendislerden biride Japon Kishi Ryoichi’dir.

Türkiyede Yalovada Körfez Geçiş Köprüsü inşaatı projesi ona ait.İnşaat başarı ile tamamlanmasından bir süre sonra iki yaka arasına gerilen halat kopar.Halatın kopmasından kendisini sorumlu tutan mühendis 'harakiri' yapar. Japon mühendis 51 yaşındaki Kishi Ryoichi için Yalovada haysiyet anıtı dikilmiştir.