Bu ülkenin en büyük sorunu adaletsizliktir…
İnsanlara özellikle de devlet kurumlarında eşit olmayan zihniyettir!
Kiminiz kimseniz yoksa işiniz fenadır…
Ama belli bir çevre sahibiyseniz bir telefonda iş bitirirsiniz!
Devletin her hangi bir kurumu olunca buna kimse şaşmaz ama birinci görevi halkın güvenliğini sağlamak olan bir kurum olunca içinize sindiremezsiniz…
Polis Genel Müdürlüğü’nden bahsediyoruz elbette!
Yıllarını örgüte vermiş kelli felli bir polis komutanı ve oğlundan…
Şimdi buradan polis yetkililerine hemen soralım;
Aşırı alkollü olan bir vatandaş trafik kazası yapıp da insanların canını tehlikeye atarsa bunun cezası nedir?
Anında sürüş ehliyeti elinden alınır…
Mahkemeye çıkarılır…
En kötü ihtimalle birkaç ay hapis yatar!
En az bir sene de ehliyetine el konulur…
Bunlar hep normal vatandaşlar içindir!
Peki aşırı alkol alan ve trafik kazası yapan bir genç bir polis komutanının oğlu ise aynı yaptırımlar uygulanır mı?
Olur mu hiç öyle şey!
Aksine koruma altına alınır, sahiplenilir ve olay anında ört bas edilir!
Polisin haber bültenlerine de konulmaz bu tür haberler…
Çünkü babası yıllarca polis teşkilatına hizmet etmektedir, onun hatırı her zaman büyük olur!
Ne demek bir polis komutanının oğlu alkollü kaza yaptığı diye ceza alsın…
Bu ülkede yasalar bütün insanlara aynı işlemez ki!
Buradan Polis Genel Müdürü Süleyman Manavoğlu’na sesleniyoruz;
Haberiniz var ya da yok onu bilemeyiz!
Yoksa bu saatten sonra artık haberiniz oldu demektir…
Altınızda çalışan bir polis komutanının oğlu bundan 10 gün kadar önce aşırı alkollü sürüş halindeyken bir araca çarptı ve olay anında kapatıldı!
Yani polis teşkilatı suçlu birinin suçunu ört bas etti…
Bunu için başka polis subayları da devreye girdi ve soruşturmanın açılmasını önlediler!
Hem de epey isim yapmış subaylar bunlar…
İsimlerini duyunca biz bile şok olduk!
Bundan sonrası artık size kalmış…
Umarız bu olayı duymamış  ve sizden gizli yapılmıştır!
Hani her meslekte vardır ya, meslektaşları ve ailelerini koruma içgüdüsü…
İşte onun gibi bir şey!
Ama bu diğerlerine hiç benzemiyor…
Tamamen başka insanların can güvenliği ile ilgili!
Sadece polis komutanının oğlunun canını ilgilendirse umurumuzda bile olmazdı…
Ama değil işte!
Siz dua edin ki polis teşkilatının içinde hala haksızlığa hukuksuzluğa ve adam kayırmacılığa karşı duranlar var!
Dua edin ki onların içinde hala adalet duygusu var ve bu durumu içlerine sindiremeyip bizi arıyorlar!
Sayın Manavoğlu;
Top artık sizin kucağınızdadır!
İsimler bizde mahfuzdur…
Ama şimdilik!
 
 
 
Yoğun bakım çalışanları tedirgin!
 
Lefkoşa Devlet Hastanesi yoğun bakım servisinde şu anda 4 hasta var domuz gribi tedavisi gören…
Ama yoğun bakım servisinde alınan önlemler o kadar yetersiz ki burada görev yapan hem doktorlar hem de hemşireler büyük bir tedirginlik yaşıyorlar!
Çünkü hastalığa karşı korundukları tek şey yüzlerine geçirdikleri maskeler, hepsi bu…
Burada havalandırmanın yetersiz olduğunu düşünüyorlar!
Sağlıktaki tedirginliğin yanı sıra hiçbir risk ödenekleri yok…
Bir çoğu aralarında imza toplayıp bakanlığa bildirmeye hazırlanıyor!
Böyle bir ortamda kim çalışmak ister ki?
Bakanlık ve hastane yetkililerinden bu konuda hassasiyet bekliyoruz…
 
 
Dönemin tapu müdürü niçin görevden alınmıştı!
 
 
Şimdilik ismi gizli kalsın;
Hatırlarsanız Temel Bulut KKTC’ye yatırım yapmaya gelince bazı bankalarla işbirliğinde bulunmuş ve kediler almıştı…
Aldığı araziler ise dönemin tapu müdürü tarafından borç ödenmediği için Bulut’un üstüne yapılmamıştı…
Sonra müdür apar topar görevden alındı!
Ama perde gerisinde neler yaşandığından kimsenin haberi olmadı…
Bunu şunun için yazdım;
Sürekli vatandaşı dolandıran Temel Bulut’u eleştiriyoruz ya…
Ama onu koruyan ve kollayan siyasileri de hiçbir zaman unutmamak gerek!
Konuyu yakın takibe aldık, bilgileri olsun istedik…
 
Binali Yıldırım da uyarmış!
 
Ercan’ın 11 milyon 250 bin Dolarlık ihalesiz denetim işi konusunda her kafadan bir ses çıkıyor…
Büyük çoğunluk kızgınlık içinde ve olayın mahkemelere yansımasını istiyor!
Hükümetin CTP kanadı ikinci Ombudsman’ın ikinci raporu konusunda hiçbir yorumda bulunmadı…
Tahsin bey de sus pus oldu ve ağzını bıçak açmıyor!
Olaydaki sır perdesi devam ederken ihalesiz bu işe Türkiye basını da ilgi göstermeye başladı.
Önceki gün Ankara’dan gazeteci bir arkadaş aradı ve bu hafta içinde adaya gelerek olayı soruşturacakmış…
Bu konuda tek bildiği ise şuymuş;
Türkiye Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da bu garip ihalenin yapılmaması için Ertuğruloğlu’na ulaşmış ve iptalini istemiş!
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Salih İZBUL, Lefkoşa Devlet Hastanesi yoğun bakım servisi çalışanları domuz gribine yakalanan hastaları ile bire bir müdahale ettikleri için büyük tedirginlik içindeler. Bir çoğu artık çalışmak istemiyor! Bu bölümde sağlıklı çalışma ortamı olmadıklarını düşünüyorlar, size iletmemizi bizzat istediler…
Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Binali Yıldırım bile Ercan ihalesine karşı gelip buna rağmen imzayı atmanız kafaları iyice karıştırdı. Bu arada Ombudsman’ın son raporu konusunda bir yorumda bulunmadınız. Kamuoyu cevap bekliyor!
Sayın Sibel SİBER, 11 milyon 250 bin Dolarlık ihalesiz Ercan denetlenmesi olayında artık başkan olarak düğmeye basma zamanı gelmedi mi? Bu arada sorumlu sadece Tahsin bey değil bütün bakanlar kuruludur bunu da unutmamak gerek değil mi!
Sayın Ertan ALİGÜLLÜ, KGS birincisi sizin okuldan çıktı ama her nedense ilgili dershane bu olayı sahiplenip reklamını yaptı. Artık sesinizi çıkarma vakti gelmedi mi? Özellikle de Vedia hocanın hakkını da unutmamak lazım değil mi?
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, Başbakan olduğunuz dönemde tapu müdürünün görevden alınmasının bir takım gerekçeleri biraz geç olsa da gün yüzüne çıkmaya başladı. Talimatın kimden ve neden geldiği epey merak konusu oldu!
Sayın Süleyman MANAVOĞLU, alkollü trafik kazası yapan polis komutanının ve bir başka üst düzey polis yetkilisinin olayı ört bas etmek için yaptıkları gördüğünüz gibi çok uzun saklı kalamadı. Konu ile ilgili soruşturma açmanızı bekliyoruz! Hatırlarsınız geçenlerde komutan da çürük ve çarıklardan bahsetmişti!
Sayın Birikim ÖZGÜR, resen vergileri yırtıp atan ve keyfine göre vatandaşı vergilendiren bir çalışan konusu anladığımız kadarıyla sizin ilginizi hiç çekmemiş görülüyor! Bu konuda patron sizsiniz onun için artık siz bilirsiniz!
Sayın Fuat NAMSOY, Lapta’da bir kasabın köpek zehirlenmeleri ile yakından alakası olduğu düşünülüyormuş! Konuyu sıkı bir mercek altına almakta yarar görüyoruz. Şu köpek canavarını bir deşifre edin lütfen!
Sayın Serdar DENKTAŞ, bazı yayın organları sizin taş düşürme olayını o kadar abarttı ki siz İngiliz Elçiliği yetkilileri ile görüşürken bile hastanede olarak gösterdi. Reklamın iyisi kötüsü olmaz derlerdi değil mi?
Sayın İsmet AKİM, siz şubat ayı içinde elektrikte indirim yapılacağını duyururken Maliye Bakanı ise bu indirimin olmayacağını belirten bir açıklama yaptı. Bu sıralar aradaki iletişim hatlarında arıza mı var acaba!
Sayın Asım AKANSOY, çalışanların iş güvenliği için denetimleri sıklaştırıp bunlara bizzat katılmanız epey memnuniyet ile karşılandı ama bir bakan olarak bize göre bu işi teknik arkadaşlara bırakmak daha doğru olur diye düşünüyoruz! Bu arada beyaz kimlik fiyatları konusunda bir gelişme var mı?
Sayın Tufan ERHÜRMAN, hadi bakanlar suça ortak oldu diye 11 milyon 250 bin dolarlık ihalesiz Ercan denetlenmesi konusunda deve kuşu gibi başlarını kuma gömdüler. Bir hukukçu olarak sizin de mi hiçbir görüşünüz yok bu konuda!
Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, partililere verdiğiniz hindi partisi dillerden düşmeyecek gibi görülüyor. Hoş davetli olmayanlar da epey sitem ediyorlar ama o kadarcık kusur artık kadı kızında da olur değil mi?
Sayın Erol ADALIER, muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve aileye başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…