KTÖS ‘ün Benzer diğerleri ile karıştırmamak için bir kez daha açılımına bakma ihtiyacı hissettim.
KTÖS –Kıbrıs Türk Öğetmenler Sendikasıdemek.
Arkasından öğretmenin tanımınada bir göz atmanın zaruri olduğunu düşündüm..Olur ya üzerinden çok zaman geçmiş bizim zamanımızdaki tanımda bir değişiklik oldu mu diye.
Herşey yerli yerindeydi.Tanım ayniydi ve şöyle deniyordu.
Bir bilim dalını, bir sanatı ya da teknik bilgileri öğretmeyi meslek edinmiş, okulda öğrencilere ders veren kimseye öğretmen denir diyordu.
Öğretmenilk ise eğitim ve öğretim kurumlarında öğrencilere istenilen seviyede bilgi, beceri veya bir sanatı, tekniği öğretme mesleği diye geçiyordu.
Görevleri ise şöyle açıklanıyor.
Kendilerine verilen ve yetkili sayıldıkları dersleri okutmak,Okuttuklarıderslerle ilgili uygulama ve deneyleri yapmak,Serbest çalışma saatlerinde öğrencileri gözetlemek,Ders dışında okulun eğitim öğretim ve yönetim işlerine katılmak,Kanun, yönetmelik ve emirlerle tespit edilen ödevleri yapmak.
Ve tanım şöyle devam ediyor.
Ayrıca öğretmenlerin öğrencilerini yetiştirme konusunda her fırsattan yararlanmaları, hizmet ruhu beslemeleri, ödevden kaçınmamaları, öğrencilerine iyi bir yardımcı ve kılavuz olmaları,eğitim işlerinde bütün tutum ve davranışlarıyla örnek olmaları istenir.
Öğretim görevi sırasında öğretmenlerin, öğrencileri kişisel çalışmalara yöneltmeleri, zümre öğretmenleriyle yakın bir işbirliği sağlamaları, öğrenci ödevlerini ilgili yönetmeliğe göre inceledikten sonra geri vermeleri, sınav yönetmeliğine göre görevlendirildikleri sınavlarda bulunmaları, öğrencilerinin başarılarını ölçerek değerlendirmeleri, kanaat dönemleri sonunda verilecek karne notları için gerekli sözlü-yazılı yoklamalarıyapmaları beklenir.
Ders görevi sonunda öğretmenlerin yapmaları gereken işler bitmez.Mesai saati bitiminden sonra öğretmenlerden yıllık ders dağıtım planlarını yapmaları, dersler için hazırlık yapmaları bunun için materyaller hazırlamaları, yaptıkları yazılıyoklamaları değerlendirmeleri, öğrenci davranışlarıyla ilğili gözlem formlarınıdeğerlendirerek öğrencinin gelişimini izlemeleri, öğrencilerinin daha iyiye ulaşması için ne gibi tedbirler alması gerektiğini inceleyip sorgulamasıbeklenir.
Düşünüyorumda Şimdi tüm bu işlerin yapılabilmesi için öğretmenin benim zamanımdaki gibi mesai mefhumu tanımadan başka bir iş yapmaya fırsat bulmadan çalışması gerekir.
Görünen o ki bu tanım bugünlerde değişikliğe uğramış ve Adaya gelen suyu asrın faciası olarak anan,YPG’nin Kobane’deki direnişine destek veren ve,HDP nin esbaşkanları tutuklandı diye bunu protesto etmek isteyen bir yapıya bürünmüş.
Tüm bunları gördükçe Öğretmen tanımı değiştimi diye endişelenmemek elde değil.
Ulu önder Atatürkün ‘’Öğretmenler!… Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir ‘’sözü ve daha bir çok öğretmenlerle ilgili sözü ortada iken.
Ve hala var olduğuna inandığım bizlerin milletini ,suyunu, toprağını seven,Vatansever ,Atatürk ilkelerine bağlı birer birey olarak yetişmesine katkı koyan, savaşacaksak ülkesinin vatan topraklarına göz dikenlerle, bölmek isteyenlerle savaşması gerektiğini öğreten , polisine askerine Türk ordusuna gönülden bağlı olunması gerektiğini beynimize kazıyan öğretmenlik tanımına uyan öğretmenlerin olduğunanada inanıyorken onların neden seslerinin çıkmadığına da anlam veremiyorum.