Eski Dikmen çöplüğünde yaşanan sorunlar hepinizin aklında. Özelliklede zaman zaman çöp dumanı ile güne uyanan Lefkoşa halkının.

Dikmen çöplüğünde yaşanan yangınlardan sonra AB'nin Güngörde finanse ettiği bir proje hayata geçti.

Bu proje ile Güngörde çöpler ayrıştırılacak düzenli depolanacak ve hatta çöpten enerji üretilecekti.

Kuralların hiçbirine uyulmadı.Bu süreçte Hükümete gelenler bu basit projenin bile sürdürülebilirliğini sağlayamadılar.

Sonunda proje amacından saptı ve burayıda yüzümüze gözümüze bulaştırarak vahşi çöp depolama alanına çevirdik.

Sonuç bugün yaşadıklarımız. Gelişigüzel dökülen çöp yığınları altında biriken metan gazının sıkışması ile ortaya çıkan yangınlar ve karbonmonoksit soluyan bir Lefkoşa.

Karbonmonoksit solunmasının ne anlama geldiğini burada uzun uzun yazmayacağım ama yüksek seviyedeki dioksinlere maruz kalındığında kansere, karaciğer hasarına deri döküntülerine ve gelişim bozukluklarına beyinde ve organlarda kalıcı hasara sebep olabileceğini söyleyebilirim.

Tüm bunlar yanında bu süreçte projeyi hibe olarak bize sunan AB’de bıraktığımız kötü imajda bu işin bir başka yönü.

Kendilerine bir tamam teslim edilen çağdaş çöplük tesisini çalıştırmaktan bile aciz Kıbrıslı Türkler düşüncesi üzüntü verici.

Hep derim her gelen hükümet bugüne kadar çevreyle ilgili bir sorunu çözseydi bugün çevre problemimiz kalmayacaktı.

Ama ne yazık ki bu sorunun sürmesinde en büyük payda toplumda çünkü toplumsal öncelikli isteklerimiz çevresel sorunların önüne geçmiş durumda Halbuki seçmenimiz kızlarına oğullarına iş sözü alırken çöp sorununun çözülmesinide isteselerdi bugün pırıl pırıl bir ülkede uyanacaktık.

Olmadı…

Çöp sorunu ülkemizdeki diğer çevre sorunları gibi önemli çevresel sorunlardan biri.Ve belkide en önemlisi.

Çöplerin düzenli depolanmaması yeraltı sularına yaptığı etkiler, yangınlar sonucu çıkan dumanların kanser dahil birçok hastalığa zemin hazırladığı bir gerçek.

Ve çok açık söylüyorum bu kirliliği yaratanlardan biride ne yazık ki Belediyeler.

2013 yılında Lefkoşa Belediyesinin çöplerini dikmene dökmesi gerekirken Hamitköyde bir alanda çöp alanı oluşturması buradaki vatandaşların tepkisine neden olmuştu.

Araştırmış ve görmüştüm ki ne yazık ki o güne kadar Lefkoşa Belediyesini ikaz etmesi ve hatta gerekirse ceza yazması gereken Çevre Daireside bu konuda bir şey yapmamıştı.Durum diğer birçok belediyedede farklı değildi.

Bugün size o günlere ait yaşanmış bir olaydan bahsedeceğim.

Sizlere anlatacağım konu ülkemizdeki çöp sorununun neden çözülmediğini anlamanıza yardımcı olacak sorunun esasınıda teşkil eden yaşanmış bir hikaye.

2000’ li yıllardı .

Belediyenin çöp döktüğü alan yine yanmaya başlamış çıkan duman yakındaki konutlarda oturanlarda rahatsızlık yaratmıştı.Hoş bundan önce de çeşitli seferler ayni durum yaşanmış ama yangın sönünce herşey unutulup gitmişti.

Özellikle çöp alanına yakın yerde ikamet edenler yangın sonrası çarşıda kahvede çöp dumanından bahsediyor.Çıkan dumandan kokunun evlerinin içerisine kadar girdiğinden yaşlı anne babalarının nefes almakta zorluk çektiklerinden çocuklarının sürekli öksürdüğünden dem vuruyorlardı.

Evlerine duman girmesin diye kapı pencere aralıklarını süngerleyenler, yaz sıcağında klimalarını çalıştırırken kliması olmayanlarda vantilatörle sorunu kendilerince çözmüşlerdi.Yaz mevsiminin akşam bahçe sohbetlerinin engellendiğini farkında olmadan sorunun çözülmesini bekliyorlardı.

Aslında Karpazdan Lefkeye nereyse tüm beldelerde ayni sorun yaşanıyordu.

Çöpler gelişigüzel depolanıyor.Altta zamanla sıkışan metan gazı belli zamanlarda yangına sebep oluyordu.Tabii bunu çöp alanlarını yakıyorlar diyerek provakasyona bağlayanlarda yok değildi.

Havayı genzi yakan çöp dumanı ile birlikte keskin bir idrar kokusu sararken çevreyi gerçekten umursayan 10-15 kişi sorunun ortadan kalkması için mücadele ediyor fakat özellikle bu dumana etkin olarak maruz kalanlar kahve konuşmaları dışında herhangi bir eylem veya tepki göstermiyordu.

Bölgede yaşayan Halk mutluydu. Çünkü kendileri adına birileri sorunu çözmek için yetkililerle mücadele ediyordu.

Bu sorun yıllarca sürdü.Dumanı soluyanlar, kızı belediyede çalışıyor diye sustu.

Kendisine su parası bağışlandı diye yaşlı babasının bu dumanı solumasına idrar kokusunun evine girmesin diye pencere ve kapılarını süngerleyip yazın o akşam üzerlerinin serinleten havasının güzelliğinden mahrum olmaya razı oldular.

Çöpler hergelişigüzel döküldüğünde yangın çıktığında dumanlar ve koku kilometrelerce uzağa bile gittiğinde çöp alanının dumanından belkide hiç etkilenmeyen kilometrelerce uzakta ikamet eden 10-15 kişi bağırdı çağırdı kavga etti.Ama sorundan şikayetçi olması gereken çöp alanından etkilenenler evlerinde kapı pencere aralarınında süngerle kapatarak sessiz kaldı.

Sonra birgün yine çöp alanından dumanlar yükselmeye başladı.Çarşıda kahvede halk yine konuşmaya şikayet etmeye başladılar.Aradan 1-2 gün geçti kahvede konu konuşulmaya devem etti.Çevrecilerin hiçbir iş yapmadığından bahsedildi.

Birkaçgün sonra çevre örgütlerinin kapılarını çalanlar konuyu şikayet etmeye başladılar.Aralarında çevre örgütlerinin maaşlı çalışanlar olmadığını bilmeden boşu boşuna maaş alıyorsunuz diyenler bile çıktı. O gün şikayete gelenlere tek bir şey söylendi.

‘’Siz değerli arkadaşlar bundan sonra çevre örgütleri bu konu ile ilgili basın açıklaması yapmayacak.Yetkililere gidip konuşmayacak.Eylemde yapmayacak.

Ne zaman ki siz evlerinizden çıkıp ellerinizde pankartlarla mahallenizden geçerek çöp alanına giden çöp arabalarını vidanjörleri durdurursunuz bizde gelip sizinle en önde yürüyeceğiz dendi. Sen değerli kardeşim bu çöpünde yangınında dumanında sorumlusu sensin.Bundan sonra önce siz sonra biz kavga edeceğiz dendi.

Üzerinden 20 yıla yakın zaman geçti.Yangın ,duman, kanser devam ediyor.

Ve görüyoruz ki değişen bir şey yok ve Halk çöp dumanını solurken hala Godotu beklemeye devam ediyor.

Son söz;Bu yazımın bir benzeri 2020 yılında KIBRIS TÜRK HALKI ÇÖPLERİ TEMİZLEMESİ İÇİN GODOTU BEKLİYOR başlığı ile yayınlanmıştı. Godotun yanına hala kelimesini kullanırken üzüntüm büyük.