Yıllar önce askerlik yaparken nöbetçi subayı olduğum bir gece koğuşun birinde bir hırsızlık olayı olmuştu.
Banyo yaptığı sırada parası ve saati çalınan bir acemi er yanıma gelerek bana konuyu aktarır.
Gece saatin 12’ si hava soğuktu ve dışardada hafif hafif yağmur çiseliyordu.
Yapacak bir şey yok diyerek.Koğuş önünde içtima alıyorum.Koğuştaki yaklaşık 100 er koğuş önünde sıraya giriyorlar.
Kendilerine dağılmalarını ve parayı ve saati alanın tören alanının tam ortasındaki noktaya aldıklarını bırakmasını söylüyorum.
Bunun içinde kendilerine 15 dk.veriyorum.Aksi takdirde sabaha kadar yağmurun altında bekleyeceklerini vurguluyorum.
Aslında böyle bir niyetim olmasada 15 dk sonra hırsızın söylediğimi yapacağını umuyordum.
Gecenin karanlığında tören alanı içerisine dağılan bölüğü 15 dk sonra tekrar koğuşun önünde topladım.Para ve saat bulunmuştu.
Alıp sahibine iade ettik.
İçimiz rahat herkes koğuşlarına gitti.
Ertesi gün askerlik görevi için Eğitim Taburunda bulunan ve olayın yaşandığı gece ayni koğuşta olan kardeşimle sohbet ediyorduk.
Konu açılınca gece yaşananlardan bahsettim.
Bana söyledikleri karşısında şaşırmıştım.Meğer o gece para bulunmuştu bulunmasında parayı birkaç arkadaş kendi arasında toplamış bir arkadaşlarıda kolundaki saati çıkarıp vermişti.
Son günlerde yaşananlar üzücü. Bir o kadarda esef verici.Tüm uyarılara ragmen akılla değil içgüdüyle yapılanları gördükçe ve yaşadıkça memleketim insanının önemli bir bölümünün eğitim düzeyine ve akıl sağlığına olan kaygılarımı artırmış durumda.
Belli ki bir Covitle yaşamaya alışacağız.
Bu 6 ay mı olur 1 yıl mı olur belli değil.
Belli olan bir tek şey var.
Sağlıklı olmak istiyorsak .Dükkanımızı açıp para kazanmak istiyorsak ve Devlette memurunu ödeyebilmek ,halkına hizmet sunabilmek istiyorsa .Bundan sonra yapılması gereken tek birşey var.
Maskesini takmayana sosyal mesafesini korumayana cezasını kesmek.
Gerek sosyal medyadan gereksede emniyet güçleri ve yerelde ona destek verecek olan belediye zapıtalar ile sokakları daha etkin kontrol etmek.
Memlekte girecek olanı PCR’ sız içeri almamak.Karantinada olanları daha ciddiyetle kontrol etmek.
Halktan gelecek ihbarları ciddiye alıp değerlendirmek.
Bu işi en az trafikte kurallara uymayanlar kadar önemseyip gereken cezayı yerinde ve zamanında kesmek.
Dost ahbap arkadaş ayırmadan gerekeni yapmak.
Vatandaşa düşende bundan farklı değil.
Her vatandaş kendi kurallara harfi harfine uyarken bilinçli vatandaşta sokağını mahallesini kontrol etmekten geri durmamalı.Mahlalesinden maskesi çenesinde geçeni uyarmalı.
Buna mukavemet gösterenleri emniyet güçlerine bildirmekten geri durmamalı.
Emniyet güçlerimizde üzerlerine düşeni yapmalı.
Açıkça herkes bu kurallara uymazsa bu bulaşın gideceği yok.Devletin 500 bin tek tek kişiyi kontrol edebilme gibi bir olanağıda yok.
Yani iş hepimize düşüyor.
Diyeceğim şu ki bir kişinin kuralsızlığının sonuçlarını bazen tüm bir toplum çeker.
Dolayısı ile size 2 şık kalıyor.Ya hırsızı bulup ortaya çıkaracaksınız yada bedelini yine hep beraber ödeyeceksiniz.Yağmurda sabaha kadar ıslanmakta buna dahil.