Değerli okurlar.
Biz doktorlar her zaman hasta bakmayız.
Bazen de hukuki zeminde, bilirkişi olarak fikirlerimizi, görüşlerimizi, çıkarımlarımızı mahkeme huzurunda paylaşırız.
İşte bu yazımda sizlerle, bir Nöroloji Uzmanı olarak maddi, manevi ve hukuki yönüyle ülkemizde az bilinen, ancak başımıza geldiğinde de ne yazık ki çok kişiyi üzen ve hatta aile fertlerini birbirine bile düşüren bir konuyu ele almak istedim.
Vasi tayini konusu.
Unutkanlık hastalığı, yani demans (Alzheimer, demansa neden olan hastalıklardan sadece birisidir), İleri yaştaki büyüklerimizin kapısını ister istemez çalıyor.
Tıbbi bilgilerimiz der ki, 65 yaş üzeri ortalama her sekiz kişiden birinde, 80 yaş üzeri ortalama iki kişiden birinde demans (bunama) hastalığı gelişiyor.
Demans hastalığı, ilerleyen dönemlerde, sadece unutkanlıkla seyretmiyor.
Kişinin, muhakeme yapma, doğruyu-yanlışı ayırt etme, sağlıklı ve mantıklı karar verme, tek başına para-mal-mülk konusunda tasarrufta bulunabilme, inisiyatif kullanabilme gibi önemli yeteneklerinde de kayba neden oluyor.
Üstelik, hafif ya da orta düzeyde bir demansı varken, basit bir idrar yolu enfeksiyonu, basit bir susuz kalma süreci, o kişinin karar verme becerisini ciddi anlamda bozuyor, hatta kendini bilmez davranışlar yapmaya kadar götürüyor. Hastalığı iyileştikten makul bir süre sonra da eski haline dönebiliyor ya da demansı biraz ilerliyor.
Konu size karmaşık gelmesin.
Yakınları arasında demans hastalığı olanlar özellikle tekrar tekrar okusun.
İşte mal, mülk, miras sorunları da tam da burada ortaya çıkmaya başlıyor.
Çünkü, ailenin bir ferdi de olsa, her insanın niyeti ne yazık ki pek de iyi olamıyor.
Mahkemelerdeki dosyalar ne yazıktır ki, bunun örnekleri ile doludur.
Demans hastası büyüğümüz, ister hastalığının ilerlemesine bağlı olsun, isterse herhangi diğer bir tıbbi nedene (enfeksiyon, susuz kalma gibi) bağlı olsun, birkaç gün hatta saatler içerisinde kendini bilmez hale gelebilir. Bu durumda iken, tasarrufunda bulundurduğu para ya da mülk ile ilgili vereceği kararın, atacağı imzanın, basacağı parmağın bilincinde olamayabilir!
Uzun süre bu durumdan kimse haberdar olmayabilir.
İş işten geçtikten sonra bu tür kararları geriye çevirmek de oldukça zordur.
Sonra gelsin mahkeme dosyaları…
Peki ne yapmalı?
Eğer bir büyüğümüze demans tanısı konulmakta ise, takip eden doktor veya doktorlarından, klinik durumu ile ilgili açık bir yazı talep etmekte fayda var.
Hastalığı ile ilgili tetkikleri ve testleri de saklamak çok önemli.
Demans tanısı alan büyüklerimizin diğer tıbbi durumlarının düzenli takipleri sırasında alınacak ara özet raporlar da, gelecekte yaşanabilecek hukuki süreçlerde ciddi ölçüde yol gösterici olabilmektedir.
Hastalığının ilerlemesi durumunda, muhakeme yeteneğinin bozulmaya başladığının, hem aile hem de takip eden doktorları tarafından gözlenmesi durumunda, çok da zaman kaybetmeden, tasarrufunda bulunan para ve mülkler ile ilgili olarak vasi tayinini de gündeme getirmekte fayda vardır.
Böyle bir durumda, ya demans tanısı konulan büyüğün, muhakeme yeteneğinin hala tam olduğu tıbben gösterilerek, şahitler huzurunda, hukuki zeminde, para ve mülkleri ile ilgili gerekli tedbirler alınabilir.
Şayet iş işten geçmiş ve büyüğümüzün muhakeme yeteneğini kaybettiği, takip eden doktorları tarafından da kayda alınmış ise, yasal varisleri tarafından anlaşmalı bir şekilde vasi tayini yoluna gidilebilir.
Konu ile ilgili detaylı bilgileri doktorlarından ve ilgilenen hukukçulardan almak mümkündür.
Evet değerli okurlar.
Demans hastalığı aslında düştüğü yeri yakıyor.
Nice aileler, yeri geliyor, basit bir miras konusu yüzünden yılların birlikteliğine gölge düşmesine neden olabiliyorlar.
Dünya malı dünyada kalır desek de, birileri çıkıp, büyüğümüzün demans hastalığının getirdiği zafiyetten faydalanarak, ummadık şekilde baş yarabiliyor.
İşte bütün bunların önüne önceden geçebilmenin yolları vardır.
Bu da vasi tayini ile mümkün olabilmektedir.
Bir demans hastası, son evrelerinde çevresinde nelerin olup bittiğinin farkında değildir.
Vasi tayini, belki demansına çare değildir ama, insanlığın ve insan dışılığın ayrımında, ince ve anlamlı bir vicdani çizgidir…
Tüm büyüklerimize hak ettikleri değerin verilmesi özlemiyle…
Dr. H. İlker İpekdal
İletişim: 0542-8529899