Sanki herkese DNA testi yapılmış da soyu en detayına kadar biliniyormuşçasına bir ‘’ırk’’ tartışmasıdır gidiyor.
Bir tarafta insanlığın ‘’ortak’’ gen haritası çözülürken, diğer taraftan aynı genler üzerinden yine aynı insanlığın ‘’alt-üst’’ sınıflara ayırmayı da becerebiliyor insanlık.
Konuyu ilgililere havale ederek asıl konumuza geçelim.
Ne yazıktır ki ayrımcılık her konuda olduğu gibi Covid-19 pandemisinde de de devam ediyor.
Sağlık alanında gücü ellerinde tutanlar pandemiyi istedikleri gibi yönetmeyi de başarıyorlar.
Güçlerini de en belirgin hissettirdikleri konu elbette aşı!
Covid-19 aşılarının kalıcı olacağı, yıllar içerisinde tekrarlanarak yapılacağı anlaşıldı.
Bugün ikinci dozdan sonra üçüncü dozun çetelesini tutarken, bir süre sonra saymayı bırakıp yıllık aşı takvimini uygulayacağımız günler de yakındır.
Ancak aşı konusunda bile devletler ve ülkeler arasında bir ikiyüzlülük mü desek, bir politika mı desek, bir ayrımcılık mı desek, bir ‘’ırkçılık’’ mı desek gidiyor…
Çin’in Sinovac firmasının Covid-19 aşısı Coronavac’ı tanıyan ülkeler var tanımayan ülkeler var.
Üstelik Sinovac ile ilgili Dünya Sağlık Örgütü’nün acil kullanım onayı olmasına rağmen, çoğu Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere bunu dikkate almayan ülkeler var.
Bu ne demek oluyor şimdi?
Sinavoc’ı tanımayan ülkelerin bir bildikleri mi var?
Aşı firmaları ile al gülüm-ver gülüm ilişkileri mi var?
Yoksa insanlığı kırıp geçiren pandeminin bile ıslah edemediği bir ‘’aşı ırkçısı’’ duruş mu sergiliyorlar?
Her şeye rağmen, bir Avrupa Birliği ülkesi olmasına rağmen Danimarka ise diğer ülkelere adeta ders verir nitelikte bir uygulama yaparak, Sinovac aşısı yaptırmış olanları, ülkesine giriş yaptığında bu aşıyı kabul ederek sağlık sistemlerine giriş bile yapıyorlar!
Bu örnek insani duruşlarını ayakta alkışlıyoruz!
Gelelim Güney’e.
Kuzey’de yapılan PCR testlerini ve KKTC Sağlık Bakanlığı’nın Ada Pass kartının barikatın diğer tarafına geçmesine izin vermiyor.
Çünkü işin içerisinde sağlık değil buram buram siyaset var!
Kıbrıs sorununa alet edilmiş bir sağlıkta uygulama ayrımcılığı var!
Şimdi birileri kalkıp diyebilir ki, siyaseten zaten Kıbrıs Cumhuriyeti geçerli.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir ‘’şey’’ yok!
O zaman gelin hep birlikte, Güney’de aşısını vurduran Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı bir Kıbrıs Türk’ünün aşı kartına bakalım.
Güney’de tanzim edilen aşı kartının üzerinde İngilizce ve Rumca ifadeler varken neden Türkçe ifadelere yer verilmiyor?
Hani Türkçe de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi dillerindendi?
Neden Kıbrıslı Türkler’in kullandıkları dil Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi belgesinde ‘’yok hükmünde’’ sayılıyor?
Gen haritasını çıkarmakla övünen ama genlerinin nereden geldiğini bile bilmeyen insanlık, kendi kendisini gülünç duruma düşürmeyi başarıyor.
Bir bakıyorsunuz onaylı aşılar reddediliyor, bir bakıyorsunuz aşı belgeleri savunulduğu şekli ile, usulüne uygun düzenlenmiyor, PCR testleri yok hükmünde sayılıyor.
Pandemi ile ortak mücadele etmek yerine PCR ve aşı ırkçılığına soyunan insanlığın duyguları sancılar içerisinde kıvranıyor…