UBP’de genel başkanlığı kesin olan üç kişi var;
Ersin Tatar adaylığını açıklayan ilk kişi oldu, Pazartesi günü Nazım Çavuşoğlu, Çarşamba günü de Ünal Üstel birer basın toplantısıyla genel başkanlığa aday olduklarını açıklayacaklar…
Ersan Saner henüz kararını vermedi, Zorlu Töre ise yüzde 51 aday olacağım diyor…
Bu isimlerin ortak yanları ya da şikayetleri şu;
31 Ekim’de yapılacak olan kurultayda oy kullanacak olan üyelerin listeleri kendilerine verilmiyor…
Bir ortak yanları daha var;
Hepsi de bu konuda Hüseyin Özgürgün’ü telefonda arıyorlar ama yanıt alamıyorlar!
Ve en önemlisi de;
Bu konuda Parti Meclisi’nin toplanması için imza toplamaya başladılar…
Bunun için 20 imzaya gerek var ve o da bugün yarın tamam!
Dün birkaç genel başkan adayı ile görüştüm bir başka ortak görüş ortaya çıktı;
“UBP hızla İrsen Küçük dönemine doğru ilerliyor!”
Bu ne demek;
Parti ve ülke menfaatleri bir yana konuldu koltuğu koruma gaylesi öne çıktı!
Hüseyin Özgürgün, koltuğu korumak için parti içinde demokrasiyi zincirledi ve 31 Ekim’de yapılacak olan kurultayda genel başkanlığı kimseye kaptırmak istemiyor!
Parti içi dengelere zara gelmesin ve kurultayda kimse karşısında olmasın diye de müdür müsteşar atamalarını bile kurultay sonrasına bıraktı…
Bilmediği tek şey ise, karşısında aday olacak vekiller tam bir işbirliği içinde ve artık onların da tek amacı var;
Hüseyin Özgürgün’ü koltuktan devirmek…
Eğer Özgürgün ikinci tura kalırsa bütün adaylar onun karşısında olacak…
Özgürgün ikinci tura kalamazsa karşı adaylardan en çok oy olan adına diğerleri geri çekilecek!
Dün Kıb-Tek yönetim kurulu üyeliğinden alınan yılların UBP’lisi, 76 yılından beridir örgüt başkanlığı ve belediye meclis üyeliği yapan Osman Aktunç aradı sitemini dile getirirken ilk şunları söyledi;
“UBP hızla İrsen Küçük dönemine doğru ilerliyor”
Niye diye sorduğumda da cevabı şu oldu;
“40 yıldır UBP’liyim, partinin ilk örgüt başkanıyım, yine partiden Gönyeli belediye meclis üyeliği yaptım daha da önemlisi Kıb-Tek’e tam 38.5 yıl hizmet verdim…”
Osman Aktunç, aslında yönetim kurulu üyeliğinden alındığına değil, kurultay delegesi olduğu halde yapılan vefasızlığa isyan ediyor ve kırgınlığını gizlemiyor…
Ayrıca İrsen Küçük döneminden sonra partinin ikinci ağır darbeyi alacağına inanıyor…
Özetle;
UBP’de gidişat hiç de hayra alamet değil…
Bakanlar mutlu ama bu mutluluk nereye kadar sürer bilinmez…
Özgürgün kaybederse onların da gideceği kesin gibi…
Demek ki artık;
CTP ile hükümet kuran ve halka çeşitli vaatlerde bulunan UBP sözünden çabuk geri döndü ve kavga topluma hizmet vermekten çıkıp kişisel menfaat ve koltuk kavgasına dönüştü…
Kurultay için mahkeme süreci de başladı başlıyor!
 
 
Ertuğruloğlu sesleri!
 
UBP kulislerinde son günlerde en fazla konuşulan konuların başında bol adaylı bir kurultayda Hüseyin Özgürgün’ün adaylıktan vazgeçip yerine Tahsin Ertuğruloğlu’nu aday çıkarması…
Çünkü Özgürgün kaybedeceğini bildiği bir yarışa asla girmez!
Tahsin Ertuğruloğlu böyle bir durum karşısında genel başkan adayı olur mu bilinmez ama ona çok yakın duran bazı isimler var ki dost sohbetlerinde şunu dile getiriyorlar;
“Sürprizlere hazırlıklı olun!”
Ne demek istediyse artık…
 
 
“Hangi makamı istersiniz?”
 
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün belli ki kendince yeni bir taktik belirlemiş;
Kendine pek de yakın olmayan müşavirleri genel merkeze çağırtıyor ve bir form doldurmalarını istiyor…
Bu formda sorulan soru şu;
“Hangi makamı istersiniz?”
Makam isteyenler istedikleri makamı yazıp imzalıyorlar…
Boş kağıda imza atanlar da yok değil!
Belli ki Özgürgün bu yöntemle bütün müşavirleri Ekim sonuna kadar kendine bağlı birer asker olarak görmek istiyor…
Tutar mı bilmem artık!
 
 
 
BRT’de kimin eli kimin cebinde!
 
Yıllarını BRT’ye vermiş bir meslektaşım aradı ve sordu;
“BRT’ye kimin müdür atanacağını biliyor musunuz?”
“Bilmiyorum” diye cevapladım…
Ben de, bana kimin atanacağını söylemek için telefon açtığını sanmıştım yanılmışım…
Sert ve yüksek bir tonla serzenişte bulundu;
“Kurumda artık kimin eli kimin cebinde belli değil…”
Anladığım şu;
Kuruma yeni müdür bir türlü atanmadığı için otorite sıfırın da altına girmiş…
Şu anda en tepedeki Mustafa Tosun çırpınıp duruyor ama, arkasında da hükümet desteği pek yok…
 
MESAJ  KUTUSU
 
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, GAÜ yolu üzerindeki tarihi kavak ağaçlarını keserek büyük bir çevre katliamı yaptığınızı biliyor muydunuz? Bölge sakinleri ateş püskürüyor  ve konuyu mahkemeye taşıyacaklarını belirtiyorlar bilesiniz!
Sayın Ünal ÜSTEL, önümüzdeki Çarşamba günü Lefkoşa’da bir basın toplantısı düzenleyerek UBP Genel Başkanlığı için adaylığınızı açıklayacağınızı öğrendik. Bu arada diğer adaylarla da iyice sıkı fıkı olmuşsunuz. Müttefik güçler iş başında desenize…
Sayın Önder SENNAROĞLU, çiftçi arkadaşlar sürekli arayıp doğrudan gelir desteğini ne zaman ödeyeceğinizi soruyorlar. Bugün-yarın diye diye epey sıkıntılı bir döneme girmişler bilmenizi istedik!
Sayın Şahap AŞIKOĞLU, Bakan Sucuoğlu müsteşarlık makamında kalmanız için epey mücadele ediyor ama parti başkanı görevden alınmanız için epey bastırmaya başladı. Sizin makam her an altınızdan uçabilir bilesiniz!
Sayın Necdet OSAM, DAÜ’den bir öğretim üyesi arkadaş aradı kütüphanenin niçin saat 16.00’da kapandığını sordu, biz bir cevap veremedik. Bir araştırın bakalım kütüphaneci arkadaş o saatten sonra deniz keyfi mi yapıyor yoksa!
Sayın Kemal DÜRÜST, uyuşturucu ve trafik derslerinin müfredata girme kararını duyanlar hem memnuniyet belirtiyor hem de kesinlikle çevre derslerinin de buna dahil edilmesini istiyor. İyi bir değişim yapmak istemez misiniz?
Sayın Mustafa AKINCI, Başbakan Ömer Kalyoncu’ya dün ilk tepkiyi koyarak savaşı başlatan taraf oldunuz. Kamu Hizmeti Komisyonu konusu belli ki Saray ve hükümet arasında epey tartışma konusu olacak değil mi?
Sayın Sunat ATUN, özellikle son günlerde sizin bölgeden bir sürpriz yapıp genel başkanlığa aday olabileceğiniz konuşuluyor. Hatta bu konuda Ersan Saner ile bir uzlaşma içine girebileceğiniz bile söyleniyor, var mı böyle bir çalışmanız?
Sayın Katip DEMİR, Pulya Festivali’ni bölge halkı dört gözle bekliyor ama sponsör olan firmanın sadece kendi ürünlerinin satışının yapılmasını istemesi de çok hoş değil! İlgili firmanın suyunu bile diğerlerinden iki kat pahalı olduğunu biliyorsunuz değil mi?
Sayın Fırat ATASER, nihayet bölgenizdeki Merit Otel ile sonunda el sıkışıp uzlaşma yolunu açmışsınız. Doğrusunu yaptınız çünkü kavgalar kimseye bir yarar getirmez. Bu arada otelin festivalde de epey katkı yapacağını duyduk, hadi hayırlısı artık…
Sayın Ömer KALYONCU, emekli dernekleri 6 sene sonra bir Başbakan ile görüşme imkanı bulunca epey mutlu olmuşlar…Eski başbakanlar acaba bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı olduğunu bilmiyorlar mıydı acaba?
Sayın Osman TABAK, 31 Ekim’de yapılacak olan kurultayda hangi genel başkan adayını destekleyeceğiniz merak konusu olmuş. Destekleyeceğiniz adayı kamuoyuna açıklayacak mısınız yoksa teşkilat işi mi olacak?
Sayın Hasan KILIÇ, bu sıralar hükümetin UBP kanadından bir bakanlık için müsteşarlık teklifi alırsanız sakın heyecan yapıp da şaşırmayın olur mu? Siyasetin her şeye gebe olduğu bir süreçten geçiyoruz…
Sayın Pervin GÜRLER, hızlı ve dolu dolu geçen mesai günlerinden sonra emekliliğin ilk günlerinde epey sıkıldığız ve kendinize yeni bir iş kurmak için kolları sıvadığınızı duyduk. Bizce de hiç tereddüt etmeyin ve bu konudaki adımınızı atınız…