Şu kapıdaki eyleme çok anlam verebildiğimi söylersem, yalan söylemiş olurum.

Evet Kıbrıs Rum yönetimi kapıları tek başına kapatmıştı. Üstelik bunu anlamsız bir şekilde corona virüsünü bahane ederek yaptı ki, çok saçma olduğunu daha önce de yazmıştım. Yani virüsle anlaşmış da başka bir yerden geçemezmiş gibi…

Bariz bir şekilde biliyoruz ki konu bu değil!

Bunun sebebi bazı kesimlerin dediği gibi Anastasiadis’in taksim isteği olmadığını biliyoruz. Çünkü Rumlar, 1950’leden bu yana devam eden müzakerelerde asla kalıcı bir bölünmeyi savunmadılar. Bilakis tek elden yönetilen, Kıbrıslı Rumlara vurgu yapmaksızın Kıbrıslıların adayı yönetmesi gerektiğine inandıklarını vurgulayan bir anlayışları oldu hep. Her ne kadar Kıbrıslılar deseler de yüreklerinin ir kenarında, bizlere azınlık diyerek, Rumları kastettiklerini bilmek bizi huzursuz etti zaten.

***

Eğri oturup doğru konuşmalı. Liberalizm her zaman kazanıyor. Kapitalizmin yarattığı gereklilikler bunu daha görünür kılıyor. Kapitalizm tüketicinin cebine gözünü diktikçe daha çok almak yerini daha çoğu ucuza almaya bırakıyor. Bazı durumlarda almak zorunda hissettiklerimizi de en hesaplı şekilde almayı planlar oluyoruz. Ki Rumlar da kuzeye gelerek hem ekonomik hem de sosyal anlamda bunu yapıyorlar. Ve Kıbrıs Rum yönetiminin de rahatsızlığı apaçık ortada ki doğrudan bu…

Avrupa Birliği’nin varoluş nedeni bu. Serbest dolaşımın, üretim ve tüketim ilişkisinin yapılandırılma biçimi de tam olarak bu!

Kaldı ki Birleşmiş Milletlerin de planları var. Onlar da Kıbrıs’ta yaşanacak karmaşalar ile adadaki varlık sürelerini uzatabilecekler ve BM üyesi kodamanların hevesleri süreye devam edecek…

Haydi yanlış deyin!

***

Yine de federal çözümü ve/veya Birleşik Kıbrıs'ı savunanlar duygusal olarak adanın bir oyuncak gibi savrulması karşısındaki tepkilerini koymak istediler.

Yöntem bu mu olmalıydı? Yoksa daha diplomatik bir planlama ile gidilebilir miydi? Bilemiyorum…

Rum polisi tehditkar bir şekilde çok yanlış davrandı.

Bu hataya hata ile karşılık verilmemesi şimdi bizden yana Akıncı’nın da elinde. Diğer Cumhurbaşkanı adayları da üzerlerine düşen görevi yapabilecekler mi bakalım…

Amaç iki toplum arasındaki düşmanlık olgusunu tırmandırabilir. Savaş yaşamış nesillerin korkularını artırabilir. Savaş yaşamamış nesilleri kaygılandırabilir. Onca güven yaratıcı önlem bir çırpıda çöpe atılabilir.

Bunun olmasını isteyenler de istemeyenler de vardı eylemde…

***

Gerginliğin tırmanması için bir görev, barış isteyen siyasal partilerin bu konuda halkı özellikle Kıbrıs Türk halkını ve sonra da güneyde barış ya da Birleşik Kıbrıs isteyen Rumları yatıştırmasına bağlı biraz da…

Mantıklı davranmaya davet şart!

Arsızlara, ağzından kan damlayanlara geçit verilmemeli!

Sağduyuyla yönetilecek bir kriz sürecinde olduğumuz çok açık!

Siyasetin, özellikle de ada çevresindeki doğal kaynakların, bu gerginliğin tırmandırılmasında bir destek unsuru olarak kullanılması çok tehlikeli olabilir.

Bu süreç barışseverlerin amacı lehine hizmet edecek şekilde yönetilirse ada kazanacaktır.

Aksi takdirde hep göz ardı edilen bir durumu yaşamak zorunda kalırız: Kayıp asla tek taraflı olmaz!

Dr. Çiğdem DÜRÜST