12 bin kalem ilaca zam gelmiş.

Herkes dertli.

Sürekli ilaç kullanmak durumunda olan hastalar daha dertli.

Bu zamlar zaten başımızın derdi. Bir yandan hiç zam yapmadığını açıklayarak bizleri şüpheye sokan yetkililer var, öte yandan gerçekten geçim güçlüğü nedeniyle oluşturmaya çalıştığımız kısıtlı aile bütçelerimizdeki kara delik var.

***

Söz konusu sağlık olunca işler daha da karışık.

Biliyor musunuz?

Karmakarışık sağlık sistemi içerisinde ilaç sorunsalı başlı başına ciddi bir sorun. Lakin sadece bir tek konu.

Ve bu sorunun en kolay ve köklü çözüm biçimi ilaç takip sistemi. Bu dünyada birçok ülkede kullanılan ve âtıl ilaç sorunsalına da usulsüz ve haksız yere kazancın bir kapısı olarak görülen ilaç sektörünün ortadan kalkmasına da köklü bir şekilde çözüm getirebilecek bir düzen anlamına gelecek.

Bu şekli ile ülkeye giren ilaç sayısından, eczaneler ve hastanelere dağıtımı yapılan ilaç sayısına kadar koca bir belirsizlik var. Bu belirsizlik devletin vergilendirme hususundaki sıkıntıların ana kaynağı olarak görülmeli.

Dikkatinizi çekerim: Memlekete giren ilaç sayısını tespit edememekle başlayan sorunsal, devamında, eczanelerin ne kadar ilaç aldıklarının, hatta sattıklarının tespit edilememesi anlamına geliyor. Bu aşamada daha birkaç ay öncesinde memleketi sallayan onlarca kamyon ilacın imhasına kadar sorunun büyümesine neden oluyor. Takdir edersiniz ki bu şekilde zarara uğrayan sektörün zararının kapatılması için yine aynı taraftan kapatılabilmesi için gereğinden pahalı bir ilaç satış politikası düzenlenmesi kaçınılmaz oluyor.

Devletin ilaç takibi ayrı dert, özelde ilaç takibi ayrı bir dert.

Bizler Amerika’yı yeniden keşfetmeyeceğiz ki. Dünyadaki uygulamalar ortada. Örneklere bakarak bize en uyumlu hale getirilmesinden daha kolay ne olabilir ki.

Böylelikle en baştan beri her konuda dile getirilen hasta sayısından hastalıkların türlerine, en çok kullanılan ilaçlardan hangi bölgelerde hangi ilaçların tercih edildiğine; takip edilebilen ilaçların hangi depolar tarafından hangi eczanelere dağıtıldığına ve hangi eczanelerin kimlere ne kadar ilaç sattığına, hatta burada sayılamayacak onlarca belki yüzlerce başka bilgiye erişmek de mümkün olabilecek.

Dahası bu şekilde hep durmadan eleştirdiğimiz sağlık sistemimizde zincirleme olarak başlayacak bir yenilikler ve düzenlemeler etkinliği başlayarak sağlıkta görebilir, düzenlenebilir, önlenebilir ve anlaşılabilir bir sisteme geçiş yapılacak. O zaman hasta memnuniyeti de doktor ve diğer sağlık çalışanları da işe yarar bir şekilde ve daha güvende hisseder bir çalışma alanını daha etik değerler çerçevesinde sürdürebilecekler.

Ne dersiniz?

**

Aklın yolu bir!

Şimdi hakikaten denetlenebilir bir sistem mi istediğimiz, yoksa denetlenemezliğin birilerinin işine yarayıp yaramadığını anlamak gerekecek. Çünkü denetleneme işinden haksız kazanç elde edenden, ahlaklı ve etik değerler hususunda endişeli olanlar prim yapıyor olacaklar.

Bu meselenin her zaman tartıştığımız bir “statükodan nemalanma” mevzusundan başka bir şey olmadığını söylememe gerek yok.

Buyurun beyler…

İş sizde…

Ya yürüyün ya ağzı(n)mızı kapatın!

Dr. Çiğdem DÜRÜST