“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğinin, bağımsızlığının, toprak bütünlüğünün ve güvenliğinin altını oymak, kapalı Maraş’ın statüsünün değiştirilmesi ile Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı düşmanca eylemde bulunmak”

Rum bakanlar kurulunun Kıbrıslı 14 siyasetçi ve iş adamının pasaportlarını iptal ederken yaptıkları açıklama bu.

İnsan ister istemez “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğinin, bağımsızlığının, toprak bütünlüğünün ve güvenliğinin altını oymak için darbe yapan EOKA akla geliyor ve pasaportlarının bugüne kadar iptal edildiğini duymadığım EOKA ‘cılar tabii.

Rumlar 47 yıldır Kıbrısı bir Rum ve Yunan adası yapmak için sürdürdükleri politikalar karşısında atılan Maraş adımını hazmedemedi.

Bu çaresizlik sonuda akıl dışı karar ve uygulamalara yol açtı tabii.

Ve Rumlar hem tarihsel hemde taktiksel bir hata yaptı.Anayasanın yargı organını yetkilendirdiği bir konuda fonksiyon gaspı yaptı.

Gerek Anayasa’da gerekse İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 13.maddesinde,


Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8.maddesinde alt kategori hak olarak,


AİHS Ek 4 No’lu Protokolünün 2.maddesinde,Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 12.maddesinde koruma altına

alınan temel insan haklarını ihlal ettiler.Seyahat özgürlüğüne engel koydular.

Kıbrıs Rum Bakanlar kurulu tabiri caizse kendisini mahkeme yerine koydu .Ve haksız bir şekilde ele geçirdiği Kıbrıs Cumhuriyetinin gücü ve ona bunu bahşeden AB’ninde gözleri önünde Mahkeme kararı olmaksızın, idare tarafından kişilerin pasaportuna tahdit koydu.

Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını ihlal ettiler.

Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, bireyin iktidar karşısında hukuksal güvenliğinin güvencesi ve diğer özgürlüklerin temeli olarak kabul edilen bir hak halbuki.

Bireylerin özgürlüklerinden keyfi bir biçimde yoksun bırakılmayacaklarına güven duymaları, demokratik bir toplum ve hukuk devleti olmanın en temel koşulu ayni zamanda.

Adil yargılanma hakkıda bunlardan biri mesela.

Adil yargılanma hakkı, Anayasa’da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınmış bir hak. Bu hak gereğince herkes cezai

alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme

tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde adil olarak yargılanma hakkına sahip.

Hiçbir adli soruşturma yahut kovuşturma gerçekleştirilmeksizin, kanun ile kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanmadan

hakkında kesin bir hüküm olmaksızın Rum tarafı bir kısım Kıbrıslı Türklerin pasaportlarına tahdit uygulanması suretiyle kişiye doğrudan

suç isnat etmiştir.

Tekrar etmekte fayda var.Kıbrıs Rum Bakanlar Kurulu kendisi mahkeme gibi davranmıştır.

Akıl fukara olunca dil ukala olur derler ya çıkıp birde pasaportları iptal ettiğini dünyanın gözü önünde açıklamıştır.

Hukukta çok bilinen bir hak daha var.Adil yargılanma hakkı ve onun unsurlarından Masumiyet karnesi .

Rum tarafı bunuda unutmuştur.

Aklın ve bilginin üç büyük düşmanı Kötülük, bilgisizlik ve tembelliğin tezahürü gibi.

Bu karine gereği; bir suçla itham edilen herkes, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar suçlu sayılamaz.

Bunu bilmeyenimiz yok. Temel hukuk doktrini.Kıbrıs Cumhuriyetininde altında imzası bulunan İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nde de yer almakta.

Fakat Kıbrıs Rum tarafı hakkında kesinleşmiş bir mahkeme hükmü bulunmayan kişilerin pasaportuna tahdit koymuş üstüne üstlük bu

kişilerin masumiyet karinesini ve bu bağlamda adil yargılanma haklarınıda ihlal etmiştir.

Avukat olmanıza gerek yok ama az çok hukuk bilgisine sahip herkes birazda araştırarak bu bilgilere sahip olabilir.

Son söz olarak Politis gazetesinde Kostas Zahariadisin yer alan bir açıklaması ile bitirelim;

" Ersin Tatar’ın Kıbrıs pasaportunun tarihinin uzun süredir bitmiş olduğu ve Tatar’ın bu pasaportu yenilemekle ilgilenmediği Rum

yetkililerce çok iyi bilinmektedir. Bu sebeple alınan karar, tarihe, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türk vatandaşları aleyhinde almış olduğu

düşmanca ve öç alıcı bir karar olarak geçecektir ! "


Politis Gazetesi / Kostas Zahariadis
24 Ağustos 2021