Zaten yorumlar da bunu gösteriyor!
Dürüst insan, iyi insan, vatansever insan…
Sadece Lefkoşa’da değil adanın genelinde sevilirdi!
Ta ki Ercan olayına kadar…
Ercan olayı kendi hakkındaki bütün olumlu görüşleri yerle bir etti!
Bir daha Meclis’e girer mi bilemem…
Ama kendi partisinin üst düzey yöneticileri bile ‘yanlış yaptı’ diyor!
Biz de onlara söz verdiğimiz için isimlerini açıklamıyoruz…
Elbette dürüst insan da hata yapabilir!
Ama yaptığının hata olduğunu anladığında bundan dönerse..
Tahsin bey dönme niyetinde değil, belli ki gurur meselesi yaptı!
Kaybeden kendi olacak…
…
Başbakan Ömer Kalyoncu bile Emine Dizdarlı’ya sert çıkmıştı!
Perde gerisinde yaşananları deşifre ettiği için…
Tahsin beye bu konuda hesap soracağına Emine hanıma çattı!
Helal olsun Emine hanıma ki Başbakan’ın tehditlerine de kulak asmadı…
Dün de Ercan raporunu kamuoyuna yayınlayarak elindeki verilere de dayanarak bu işin yanlış olduğunu açıkladı…
Başbakan buna ne diyecek çok merak ediyorum doğrusu!
Emine hanıma bir fırça daha mı atacak ya da kabinenin bir üyesini bir kenara çekerek hesap mı soracak!
Bence hiçbir yorum yapmayacak!
Ne gücü ne kudreti kaldı çünkü…
…
Biz haftalar önce yazmıştık;
Tahsin bey Ankara’dan aldığı talimatı kıramadı ve bu büyük ihalenin altına imzasını attı…
İhalenin verileceği kişiyi Tahsin bey değil Ankara’daki kalın enseliler belirlemişti çünkü!
Adam defalarca adaya geldi gitti ve geldiğinde Ercan’ın kapısında hep Tahsin beyin özel kalemi vardı…
Paşalar gibi karşılardı burada ve imzalar atıldı!
TC Lefkoşa Elçiliği bile karşı çıkmıştı bu büyük rakamın ödenmesine…
Hatta TC Yardım Heyeti Koordinatörü bu konuda bakanlığa bir yazı da yazdı!
Nereden mi biliyoruz?
Kendisi bunu paylaşıyor dostlarıyla!
O dostlarına dostları da başka dostlara…
…
Geçenlerde bir mekanda karşılaştık Tahsin beyle;
Selamını bile esirgedi bize, sıkıntıdan sigara üstüne sigara içti sadece!
Belli ki yazdıklarımızdan ötürü bize küsmüştü…
Zararı yok küssün, gün gelir hatasını anlar ve elbet barışır, ya da kendi bilir!
Benim kendisinden tek bir ricam var;
Önce Emine Dizdarlı’dan sonra da canı gibi sevdiği KKTC halkından özür dilemeli hem de hemen şimdi!
İstifa eder ya da etmez o da kendi bileceği bir iş…
Ama talimatın nerede geldiğini de mutlaka açıklamalı!
Eğer kendine yazık etmek istemiyorsa…
Dr.Küçük: Kapalıyız!
Özgürlük mücadelesi liderimiz Dr.Fazıl Küçük 15 Ocak’ta törenlerle anıldı…
Okullarda şiirler söylendi, hayatı anlatıldı, Anıttepe’deki kabri başında saygı duruşunda bulunuldu…
Ama ertesi gün olan 16 Ocak’ta ise anında unutuldu!
İşte törenlerden hemen bir gün sonraki tablo…
Anıttepe’de kapılar kapanmış, kilitlenmiş ve bir dahaki 15 Ocak tarihine kadar da açılmayacak!
Resen vergileri yırtıp atan memur kim?
Ülkenin en büyük sorunu denetimsizlik…
Yanlış yapandan hesap sormamak…
Yapılan yanlışların bedelinin ödetilmemesi!
Devlet içinde sistemini kuran bazı uyanıklar bundan güzel de rant elde ediyorlar…
Eşin dostun resen vergileri yırtılıp çöpe atılıyor!
Bunu herkes biliyor ama ses çıkaran yok…
İyi de resen vergiler çöpe atılınca ne oluyor?
Vergi borcu olanlar küçük ödemelerle yırtıyor!
Peki ne karşılığı?
Zaman zaman yurt dışı tatiller, pahalı hediyeler, kimi zaman da evlere yapılan küçük eklemeler yada hediye edilen eşyalar!
Maalesef durum bu…
Çözüm gerçekten yakın mı?
Kamuoyuna şırınga edilmeye çalışılan çözümün çok yakın olması…
Yapılan açıklamalar genelde bu yönde!
Önce Mayıs gibi referandum dediler şimdi 2016 yılı içinde demeye başladılar…
Oysa en önemli konular mülkiyet ve toprak gibi, garantörlük gibi konular hala sonuca bağlanmamış…
Önceki gün UBP parti meclisi toplantısı vardı;
Genel Başkan Hüseyin Özgürgün özellikle de Kıbrıs konusunda parti meclisi üyelerini bilgilendirdi…
Ama bu toplantıda hiç de çözümün çok yakın olduğu söylenmedi!
Özgürgün, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın bilgilendirmesine göre yorumlarda bulundu ve hemen hiçbir konuda anlaşma sağlanmadığı yönünde bir konuşma yaptı!
Yani öyle çözüm bir iki adım ileride filan değil…
Kandırmayın lütfen insanları!
3.900 TL kardiyolog maaşı mı olur!
Maalesef bizde oluyor…
Bizim devlet hastanelerinde 4-5 yıldır çalışan kardiyolog hekimlerin maaşı 3.900 TL.
Hadi ek mesailerle 5 bin TL’ye ulaşıyor!
Oysa Sağlık Bakanlığı hekim eksikliği nedeniyle Türkiye’den 15 bin TL maaşla hekim getireceklerini açıklamıştı!
Özrü kabahatinden büyük bir açıklamaydı…
Önceki gün birkaç hekim arkadaşla görüştük hepsinin de devletten ayrılmak için gün saydığını öğrendik…
Akla zarar bir durumdur bu!
Biz uyarımızı yapalım da artık kendileri bilir…
Sınav değil işkence!
Bugün kolejlere giriş sınavı var…
10-11 yaşlarında 5’nci sınıfta okuyacak yüzlerce minik yavrumuz için önemli bir gün…
Mübarekler kolej sınavına değil sanki de uzay aracı kullanacaklar kadar sıkı bir eğitimden geçiyorlar…
Bugün ilk sınav, yüzde 25 etkiliymiş!
Mayıs ayında ikinci sınav da yüzde 25 etkili olacakmış…
Haziran’da üçüncü sınav ise yüzde 50 etkili olacakmış!
Sadece minikler değil aile fertleri de stres içinde…
Bir o dershane bir diğer öze ders koşturup duruyorlar!
Bu resmen işkencedir…
Kazanan ise tek sektör var;
Dershaneler!
Talat: Herkes yazar oldu!
CTP-BG Genel Başkanı Mehmet Ali Talat dün Genç TV’de Aysu Basri’nin programında sitem etti…
“Eline her kalem alan yazar oldu” dedi!
Doğruyu söyledi…
Bu işi profesyonel olarak yapanlardan daha çok yazar ve programcı türedi son zamanlarda!
Ve bunun en büyük sorumlusu gazete ve televizyon patronları…
Maliyetleri düşürmek için para isteyenleri değil para istemeyenleri tercih ediyorlar!
Ve bunun adı bizim ülkede ‘gazetecilik’ oluyor!