Olası bir genel seçimde alacağı oy oranı en fazla merak edilen Kudret Özersay’ın liderliğindeki Halkın Partisi’dir…

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde alınan yüzde 20’lik oy Özersay’ın her ne kadar da ‘parti kurmayacağım’ demesine rağmen halkın da istemi bu sözü geçersiz kılmış ve heyecanlı bir ekip bu partiyi kurmuştur!

KKTC’de yeni bir oluşuma gerek var mıydı, bize göre de kesinlikle gerek vardı…

Onun için hep deriz, Özersay’a gösterilen ilgi onun kara kaşı kara gözünden dolayı değil, denenmiş partilerin hükümete gelince vatandaşa yaşattıkları hayal kırıklıklarındandır!

Özersay bu boşluğu görmüş ve doldurmak için de yeni bir umut olan partisini kurmuştur…

Partisini kurduktan sonra da gitti yerlerde eski siyasilerden çok daha ilgi görmüş ama parti içindeki bazı söylentilerin artmasının önüne geçememiştir…

Özersay’ın hem kendi partisi içinde hem de dışarıda aldığı eleştirilerin genelinde ‘tek adam’ zihniyetine sahip olduğu iddia edilmektedir…

Yaşanan son iki istifa olayında da yapılan açıklamalarda bu konu üstü kapaklı olarak çok da fazla detaya girmeden ifade etmiştir!

Burada tek eksik olan bu istifalar sonrasında Özersay’dan her hangi bir açıklama yapılmamasıdır…

Bu da diğer partiler tarafından iyi kullanılmış ve yine ‘tek adam’ yakıştırması yapılmıştır!

Bize göre sorun şuradadır;

Özersay ekip çalışmasından kaçmakta mıdır yoksa kurduğu ekip yeteri kadar etkili olamayıp ortaya bir ‘tek adam’ görüntüsü mü çıkmaktadır…

Biz her siyasetçiyi eleştiririz…

Özersay ve partisinin de elbette eleştireceğiz!

Ama her zaman olduğu gibi yapıcı eleştiriler olacak bunlar…

Çünkü siyasiler partilerine içeriden bakar ve küçük detayları göremez!

Biz hem parti içinden hem de dışından aldığımız tepkilere kendi yorumlarımızı da ekler okuyucunun önüne koyarız…

Onun içindir Özersay için her ne kadar ‘tek adam’ ya da ‘kan kaybediyor’ gibi yakıştırmalar yapılsa da şu anda mevcut partilere ve siyasi zihniyete karşı iyi bir alternatif parti konumundadır…

Bunu devam ettirmek, Meclis’e girip icraatlarını kamuoyuna göstermek yine kendi elindedir!

“Doyumsuzlara ithaf olunur!”

“Ben et almak için Güney Kıbrıs'a geçmem. Kuzey'de alın terimle kazandığım parayı yine Kuzey'deki çarşımda harcarım. Ama bu tablo karşısında da et almak için Güney'e geçen tüketicimizi doğrusu kınamam.

Herkesin ayağını yorganına göre uzamak zorunda olduğu sıkıntılı bir ekonomik süreçten geçerken, et ihtiyacı için yoksul tüketicimiz Güney'i tercih etmek zorunda kalıyorsa, bu durumun içimizdeki haris yaratıcıları artık utanmalıdırlar. Et fiyatları bunalımını boyuna eleştiriyorum ya...

 İşte bu fotoğraf o taraftan dönen bir arkadaşım tarafından az önce atıldı bana ve Rum marketindeki et fiyatını yansıtıyor…”

(Ahmet TOLGAY)

Bir garip ihraç kararı!

Uçanok davasından suçlu bulundu ve iki yıl hapis yattıktan sonra sınır dışı edildi…

Hem de Kıbrıs kökenli bir eşi olduğu halde!

Burada akla çeşitli sorular geliyor, adam vuranlar için ihraç kararı çıkmadığı halde İsmet Felek neden Bakanlar Kurulu kararı ile değil de İçişleri Bakanlığı kararıyla ihraç edildi? Felek'in ihracı neden son güne kadar gizlendi?

Polis Basın Subaylığı neden ilk etapta basına Bakanlar Kurulu kararı ile sınır dışı ediliyor dedi?

Barbaros Şansal'ın Bakanlar Kurulu onayı olmaksızın sınır dışı edilmesinde Ombudsman'ın yasal olmadığını açıklamasına karşın neden Felek'te yine aynı yöntem izlenerek İçişleri Bakanlığı kararıyla ihraç edildi?

Bakanlar Kurulu ve Başbakanlık bununla ilgili ne diyecek veya ne yapacak?

Felek'in gerekçeli ihraç kararı basından neden gizleniyor…

İsmet Felek’in ihraç kararında bazı iş dünyasından ve siyasilerin parmağı var mı!

Sonuçta ortada bir çifte standart söz konusu ve konu dönüp dolaşıp adaletsizliğe geliyor…

Lütfen bir açıklama!

Nis Tıp merkezi’nde köpeğin ne işi var!

Bu bir okur uyarısıdır…

Eşi ile birlikte Lefkoşa’daki Nis Tıp Merkezi’ne giden bir vatandaş bekleme salonunda otururken koridordan bir bayanın yürüdüğünü görmüş, yanında da bir süs köpeği!

Sadece o değil salonda oturan herkesin meraklı bakışları arasında bir odaya girmiş…

Tamam hemen hepimiz hayvan severiz, bir çoğumuzun evinde ya da bahçesinde her türden hayvan beslenir ama!

Mekan bir top merkezi olunca durum başka oluyor işte…

Uyaralım istedik!

Yılın davası olacak!

Yeni Bakış Gazetesi’nin DP Lefkoşa İlçe Başkanı Rauf Denktaş hakkındaki rüşvet iddiaları…

Sonra da DP Genel Başkanı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın çok sert açıklamaları bu konuda mahkeme sürecinin başlayacak olması!

Son iki gündür sohbetlerin en çok konuşulan konusu bu oldu ve olmaya da devam edecek gibi gözüküyor…

Haliyle bize de bazı sorular gelmeye başladı!

Kimi inandığını kimi de inanmadığını söylüyor…

Bizim yanıtımız ise hep aynı oluyor;

“Yılın davası olacak ve son sözü bağımsız mahkemeler söyleyecek…”

“Helaldir kardeşim hiç dert etme…”

Halen müşavir statüsünde olan ve evde oturup 7 bin 200 TL maaş aldığını şikayet eden Savaş Uğurlu kardeşimiz belli ki çok duyarlı ve çalışmadan bir kazanç elde ettiği için rahatsız olduğundan feryat etti…

Haliyle gündeme yine müşavirler korusu geldi!

Herkes bir yorum yapıyor ama tek konuşmayan ise yine siyasiler oldu…

Çünkü bu işi kökünden temizlemek hiç birinin işine gelmiyor!

Onun içindir Savaş kardeşimize sesleniyoruz;

Devlet yönetiminin tepesinde bu kadar yöneticinin derdi olmuyorsa bu sorun sen de hiç dert etme!

Bu konuda hepsinin suçu var tek olmayan sen ve senin gibiler…

Onun için afiyetle ye, yaşamın keyfini çıkar ve bu paranın helal olduğunu da hiç aklından çıkarma!