Sağlık Bakanlığı boşuna paniğe kapılmadı.
Boşuna emekli doktor ve hemşireleri göreve çağırmaya hazırlanmıyorlar.
Boşuna değil bu panik ortamı!
Ölüme terkedilmiş kaç hasta var şu anda hastanede,gerek korona gerekse de başka hastalıklar nedeniyle yatan?
Zatürre olan, korona sebebiyle zatürre geçirmekte olanlar yoğun bakıma girmek zorunda kalırsa yoğun bakımlarınız bunları sığacak mı?
Biz bunların yanıtlarını istemiyoruz!
Yanlış verilmiş kararların bize neye mal olduğunu anlatmaya çalışıyoruz!
Ve daha neye mal olacağını…
***
Eğer bir ulusal seferberlik dillendirilmeye başlanmışsa, bunun tek anlamı vardır…
Restorancılar birliği, sanayiciler ve daha pek çoğu 14 günlük kapanmaya dünden razı oldukları çağrısını yapıyorlarsa diğer itiraz ederek kapanmayı ötelemelerine neden olan reel sektör kim acaba?
Hala vaz geçmedik değil mi küçük hesaplarımızdan?
***
Sayılar 10’lulara henüz çıkmışken önünü almak için didinen Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’nu dinlemeyerek, Sağlık Bakanı’nı hiçe sayarak bildiğiniziokuttunuz.Elimize ne geçti? Reel sektör mü canlandı?
Yılbaşı gecesindeki faciaları bize yaşatanları nasıl affedeceğiz biz şimdi.
Ölümlü vakalarda canları olan aileler sevdiklerini toprağa koyarken reel sektörü düşündüler mi, onun bir parçası dahi olsalar?
1 Temmuz süreci ile 3 gün için gelebilsinler, gelenler 7 gün karantinada kalsın gibi abuk kararlarla ülkede bulaşı yönetmeye çalıştığını iddia edenlerin burnunun dibinde korona var.
Sağlık Bakanı’nın yayılması da öldürücülüğü de çok daha ağır olan mutasyonlu virüsün artık bizimle olduğunu açıklayamamasından anlayın tehdidin durumunu! Dünyanın en gelişmiş ülkeleri bas bas bağırarak, mutasyonlusu daha kötü dediler. Türkiye mutasyonlusu bize de geldi dedi. Ama biz kapılarımız ardına kadar açık bir şekilde tümünü kabul ettik.
İktidarınız da, iktidarınızın size sağladıkları da, sizin iktidarınızla yardımcı olduklarınız da Covid’ten kurtulamayabilir.
Para, güç, hırs önemli mi? Alın size daha çoğundan…
***
1 yıldır bağıra bağıra geliyorum dedi. İki defa sıfırladık. Ama %100 başarıyla bizi bu hale getirdiniz!
Tebrikler!
Seçim de yapın. Seçim dalaverelerinizi da sürdürün.
Aman konforlu yaşamınızı kaybetmeyin.
***
Kamu daireleri bulaşa engel olacak önlemlerin alınmasını uygun kılacak yapıda değil dedik!Pek çok iş yeri değil dedik.
Siz yasal düzenleme ile cezai yaptırım istediniz. Aldınız. Ama denetim yapmadınız.Şimdi koşturun koşturabildiğiniz kadar.
O korkuyu yaşayan insanlar; o ailelerinden ayrı hastanelerde yatmak zorunda kalan; oksijensiz kaldığı için haykıran, yalvaran, sıkıntı çeken herkesin günahı boynumuza…
Ailenizdeki kişiye temaslı diye gönderip sonra pozitife dönüşünü ve ona bir kere bile dokunamadan onunla bir kere bile yüz yüze karşı karşıya konuşamadan ölüsünü teslim aldığınızı izleyecek daha çok vakanın olması için kaos yaratın yaratabildiğiniz kadar.
Evet haklısınız reel sektör çok önemli.
Tarih sizi affetmeyecek.
***
Kaldık mı bir başımıza bu dönemde?
Tüm ülkeler kendi yağlarıyla kendi ciğerlerini kavuruyorlar. Biz de ne ciğer kaldı ne de yağ!
Hani nerede ana vatanınız?
Hani nerede Avrupa Birliğiniz?
Hani nerede Birleşmiş Milletleriniz?
Hiçbiri yok…
Aşıyı bile size kısıtlanmış ölçülerle gönderip,nasıl kullanacağınızı gözlemlemeye çalışıyorlar.
Onu bile başaramadınız. Orada bile torpille partizanlıkla kendi çevrelerinizi kurtarmaya, kendi canınızı kurtarmaya çalıştınız.Yapanlara göz yumdunuz!
Gerçekten yazıklar olsun! Çok acıdır ki 1950’li yıllardan beri devam eden bilfiil bu insanların varoluş mücadelesini görmezden gelip, bu mücadeleden kendinize ne çıkarabileceğinizi düşünün.
Kendi yalan sisteminize devam ettiniz ve işte şimdi yapayalnızız/yapayalnızsınız. Okuduğunuz bütün hikayeler bütün masallar inandırıcılığını kaybetti.Yarım asrı geçmiş bir süredir tüketilen bütün imkanlar yüzünden biz bugün bu haldeyiz ve ne acıdır ki bunu siz ve sizin gibi düşünenler yaptınız aşağıda ahlaklı bir şekilde etik bir şekilde toplum sevgisi ve kolektif bakış açısıyla yaşayan herkes vatan haini olmuştu. Siz bir numaralı ulus sevici!
Başka söze gerek yok.
Çırpınınbakalım hastalık iktidar dinliyor mu, para dinliyor mu, hırs dinliyor mu?Çırpının bakalım kurtuluş sizi de görecek mi?
Dr. Çiğdem DÜRÜST