Kavga çok büyük…
Şu anda yaşadığımız Yeni Erenköy Belediyesi’nde yaşanan krizde kim sorumlu?
Her ay 125 bin TL kadar açık veren belediye sonunda battı ve bundan herkes mağdur oldu…
En çok da çalışanlar!
Şu anda Meclis önünde çadırlarını kurdular hükümetin ağzından çıkacak birkaç kelimeyi bekliyorlar!
Hem de yeni yıl öncesinde…
Ceplerinde kuruş para yok, bankaya olan kredi borçları 3-4 aydır ödenemiyor, bunun faizi de cabası!
Ama tartışma onların ekmek kavgasından daha çok belediyeyi kimin batırdığı tartışmasına dönüştürüldü…
Her zaman ki gibi laf çok ama icraat yok!
Belirtmekte fayda var;
Yeni Erenköy Belediyesi’nde yaşanan krizin nedeni elbette sadece şu anki mevcut başkan Mesut Yıkıcı değil…
Geçmişten beri yaşanan sıkıntılar birikti ve sonunda patladı çalışan bunun altında kaldı!
Böylelikle CTP-BG’nin yıldızlı belediyeler efsanesi de çökmüş oldu…
Geçen 18 ayda belediyede hiçbir kurtarma projesi hayata geçirilmeyince zaten sonuç kaçınılmazdı…
Şimdi köşeye sıkışınca diyorlar ki, ‘maaş kesintisini kabul etsinler maaşları ödeyelim!”
Demek ki para var ama illa ki çalışanlar kesintiyi kabul edecekler!
Çok da ahlaklı bir teklif değildir bu…
Burada CTP’nin eski genel başkanı Özkan Yorgancıoğlu da suçlu;
Çünkü CTP-BG’nin ‘yıldızlı belediyeler projesi’ aslında uyduruktan bir proje değildi…
Parti içinden yerel yönetimler konusunda uzmanlaşmış kişiler ciddi bir proje üretip dönemin genel başkanının önüne koydular ve bu projede maaş kesintisi filan yoktu ama her nedense Yorgancıoğlu bu projeyi belki de hiç okumadı bile…
Oysa ciddi bir çalışma yapılmış ve bir kurtarma planı hazırlanmıştı ve sadece onay bekliyordu!
Ama belli çeşitli siyasi riskleri de olduğundan yürürlüğe sokulmadı…
Gerektiği zaman cesur kararlar alınamadı!
Şimdi yaşanan kaosa çanak tutuldu…
Durum ortada!
Şu anda çok anlamsız bir tartışma yaşanıyor;
CTP’liler eski başkan Özay Öykün’ü hedef gösterirken Öykün onlara hodri meydan çekip canlı yayında tartışılmasını istiyor!
Diyelim ki tartıştılar, ne olacak yani…
Bir kere bizde hiçbir tartışmanın galibi ve mağlubu olmayacağını bilmiyorlar mı?
Olmaz çünkü bizim kaderimizdir, suçlu genelde bir taraf değil bütün taraflardır!
Sonra;
Bu tartışmalar sonrasında kriz çözülmüş mü olacak?
Ya da şu anda çadırda olan belediye çalışanlarının karnına sıcak çorba mı girecek…
Böylelikle maaşların tamamı ödenecek mi?
Tartışılsa ne olur tartışılmasa ne olur Allah aşkına!
Bir kez daha vurgulama ihtiyacı duyuyorum;
Çalışanların şu anda cebinde metelik yoktur!
Ailelerden gelen yardımlar olmasa açlıktan ölme tehlikesi yaşayanlar bile olacaktır…
Banka borçları birikmiş, banka yöneticileri her gün onları arayarak ‘sizin greviniz bizi ilgilendirmez’ diyerek ödeme yapılmasını istemektedirler…
Bir çoğu psikolojik sorun yaşamaya başlamış ve gelecek endişesini enselerinde hissetmektedirler…
Hem de şu anda herkesin yeni yıl için alış veriş çılgınlığı yaptığı bir dönemde, onlar siyasilerin insafına terk edilmiştir!
Allah için;
Hiçbir şey yapamıyorsanız bile en azından ceplerine avans niteliğinde biraz para girsin ve bu da onlara moral ve motivasyon sağlasın!
 
 
 
Öykün’den çadır eylemine destek!
 
Yeni Erenköy Belediyesi Eski Başkanı Özay Öykün sosyal medyada CTP’ye hodri meydan çekerek karşılıklı tartışmak istediğini söyledi…
Daha da ötesi Salı akşamı Meclis önündeki çadıra giderek çalışanlara bu mücadelede destek beyan etti!
Özay Başkan sevdiğimiz ve saydığımız bir başkandır ve kendisiyle iyi ya da kötü bir hukukumuz vardır ama bu eyleme nasıl bir destek verir ya da hiç mi yüzü kızarmaz işte onu anlayamadık…
Şu anda yaşanan krizde hiç mi kendine bir pay çıkarmıyor diye endişe içindeyiz!
Ve kendisine bir hatırlatma;
2008 yılında belediye başkanı iken yine bir ödeme krizi yaşanırken kendisine önerilen devlet katkısından kesinti yapılıp çalışanlara ödeme yapılmasına niçin onay vermemişti!
Bu nasıl bir çelişkidir sevgili Özay beyciğim!
 
 
Özrü kabahatinden büyük!
 
Başbakan Ömer Kalyoncu devlet okullarındaki eğitimin düşüşte olduğunu açıkladıktan sonra KTÖS bunu protesto edip bir basın bildirisi çakınca olanlar oldu!
Sayın Kalyoncu eleştirisinin öğretmenlere yönelik olmadığını söyleyerek düzeltme ihtiyacı duydu!
Bunu yanındakilerden kim önerdiyse iyi halt etti…
Bu bile siyasilerin sendikalar karşısında ne kadar basiretsiz kaldığının açık bir göstergesidir!
Kalyoncu özrü kabahatinden büyük bir açıklama yapmıştır!
İkide bir eğitimi aksatan, eğitim yılının daha başında okullarda grev yapan bir zihniyete nasıl olur da destek verir anlamak güç!
 
 
Ercan ne kadar güvenli!
 
Dün sabahın erken saatlerinde İstanbul’da Sabiha Gökçen Havaalanında ölümle sonuçlanan bir patlama yaşandı…
Ben bu yazıyı yazarken patlama nedeni hala açıklanmamıştı!
Ama dün olaya bizzat şahit olan bir pilot arkadaşım aradı ve patlamaya alanın dışında atılan patlayıcı maddelerin sebep olduğunu açıkladı.
Dediğine göre patlama üç ayrı yerde olmuş ve üçü de dışarıdan atılmış!
Roketatar ile mi yoksa bazuka ile mi orasını bilemem…
Aklıma hemen bizim Ercan geldi
Neredeyse güvenliğin sıfır noktasında olduğu Ercan!
Orada öyle bir güvensiz ortam var ki isteseniz elinizi kolunuzu sallayarak piste kadar gider ve sorgusuz sualsiz uçaklara istediğiniz zararı verebilirsiniz!
Ve bir hatırlatma;
Ercan’ın patronu şu anki yetkisi şirketin burada 150 güvenlik görevlisi vaadi hala yerine getirilmiş değil!
 
 
İçki değil çay içiyorlar!
 
Havalar serinleyince şömineler yanmaya başladı…
Büyük bir keyif değil mi!
Ama şömine keyfi bir yana gecenin yarısında buz gibi havada dışarıda çalışmak zorunda olanlar da yok değil…
Bilindiği üzere Türkiye’den gelen suyun dağıtımı için aylardır adanın genelinde hummalı bir çalışma var…
Ülke kazı çalışmalarından şantiyeye döndü ve burada çalışanlar vardiyalı olarak 24 saat mesai yapıyor…
Gecenin ayazında da içlerini ısıtmak için minik bir ateş yakıp çay yapıp içiyorlar!
Şikayet üzerine şikayet neymiş alkol alıyormuş…
Kuru iftira!
Polisin bu ihbarları çok daha hassasiyetle değerlendirmesi gerekiyor…
Ekmek parası için alın teri dökenlere karşı daha bir saygı gerekiyor!
 
 
 
 
 
 
Kıbrıs Türk'ü…
 
“Namaz kılmaz, cami'ye gitmez ama Kandil Tatili hakkıdır,
KKTC'ye korsan der, 15 Kasım Tatili pazara denk gelmesin der,
20 Temmuz'u kutlamaz, tatilinden nemalanır,
Türkiye'yi istemez ama 29 Ekim'i tatil beller,
1 Mayıs Emekçi Bayramını Mangal Bayramı ilan eder,
Türkiye'nin parasını istemez ama 13. Maaşı eşecik gibi verecek der,
Osmanlı'ya söver ama 1 Ağustos Adanın fetih tarihinde tatil yapar,
Susuzluktan vırak vırak eder, ne suyunu ne memurunu der,
Cami yapılınca söver, gece kulübü ve kumarhane açılınca keyif eder,
KTHY batar, suçlu arar,
Müşavirliğe son der, ha bire müsteşar atar,
Her konuda prof'dur ama herbokolok olduğunu fark etmez!”
 
(Ali ÇIRAKOĞLU)
 
 
 
“Politik istihdamlar”
 
“Belediyelerin batma sebepleri ya gelir azlığından yada gider fazlalığındandır. Erenköy belediyesine bakalım.
Geliri ülke geneline göre çok da iyi olmayan belediyelerimizden fakat yapılan popülist ve siyasi istihdamlar sayesinde giderleri yada harcamaları arttığından belediye bu noktaya geldi. Şu anki belediye başkanı gayet iyi niyetli şekilde bir önceki belediye başkanı tarafından bozulan gelir gider dengesini düzeltmek için çaba harcıyor. 
Şimdi bağcıyı dövmeyi mi tercih eden yoksa üzüm yemeyi mi?
Ben bu belediyenin düzlüğe çıkmasını isterim. Yani üzüm yemeyi.
Bu sebeple belediyenin bozuk olan ekonomisini düzlüğe çıkarmaya çalışan herkesi saygıyla dinler ve tartışırım. Ama politik istihdamlarla belediyenin ekonomisini bozan ve kötüden çok daha kötüye götüren geçmiş yönetimin aklanma çabasını anlayamam…”
 
(Doğa KAYALP)