Başbakan Ömer Kalyoncu'nun eğitim konusundaki açıklamalarını okuyunca çok da fazla şok
olmadım!
Söylediği gibi devlet okullarındaki seviye hızla düşüyor...
Ama sorun şurada;
Bu açıklamayı bir muhalefet partisi başkanı değil KKTC'nin Başbakan'ı söylüyor!
Hem de KKTC'de özel bir eğitim kurumunun yöneticierine...
Ve daha da kötüsü;
Başbakan dvlet okullarına artık düşük gelirli ailelerin çocuklarının gittiğini ve burada
mahkumiyet yaşadıklarını vurguluyor!
Bu kadarına da pes yani...
Elbette bir Başbakan bile böyle bir açıklama yapabilir, en doğal hakkıdır ama bu açıklamadan
sonra da hemen istifasını verip evine çekilmesi şartıyla...
...
Sayın Kalyoncu'nun tespiti çok doğrudur;
Devlette eğitim sistemi aynı sağlıkta olduğu gibi çökmüştür!
Devletteki açığı iyi yakalayan özel sektör eğitim kurumlarına çok büyük bir akış
yaşanmaktadır!
Bugün bir iki tane değil 10 tane de özel eğitim kurumu açılsa öğrenci sıkıntısı
çekmeyeceklerdir...
Çünkü devletten ümidini kesen vatandaş ki bu sadece zengin ailelerle sınırlı değildir, bazı
düşük gelirli aileler de borçlanıp harçlanıp çocuklarının özelde okumasını istemekte ve bunun
için her türlü fedakarlığı da yapmaktadırlar...
Bir çoğu da devletten emekli olmuş tecrübeli öğretmenleri kadrolarına katmak için
yarışmaktadırlar...
Arz ve talep meselesi yani!
...
Şimdi şu soruyu sormak şart olmuştur;
Başbakan Ömer Kalyoncu, Milli Eğitim Bakanlığı şu anda CTP'nin elinde olsa aynı
açıklamayı yapar mıydı?
Bana göre yapmazdı!
Çünkü şu anda ilgili bakanlık UBP'nin uhdesindedir ve bunun için Başbakan hiç ıkınmadan
sıkımadan eğitimdeki kötü gidişatı deşifre etme ihtiyacı hissetmiştir...
Bu da demektir ki kendisini KKTC hükümetinin değil CTP'nin Başbakanı olarak görmekte ya
da hissetmektedir...
Bunu da bir Başbakan'a yakıştıramayız, içimize sindiremeyiz!
...
Sonuçta;
Başbakan'ı böyle bir açıklama yaptı diye kınayacak filan değiliz, ne haddimize!
Aksine bir itirafta bulundu için kendisine teşekkür bile ederiz...
Ama bu itiraf yeterli değildir!
Madem ki eğitimde işler çok kötü gidiyor, vatandaş artık devletten ümidini kesip çocuklarını
özele kaydırıyor, bunu gereğini hemen şimdi yapmaya başlamalıdır!
Aksi özel okulların reklamını yapmaktan başka bir şey olmayacaktır!


Dershaneler denetlenecekmiş!

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst dershanelerin denetleneceğini açıkladı...
Konu ikinci iş meselesi!
Nasıl devlet hastanelerinde çalışıp da özelde de çalışan doktorlar varsa aynı sorun eğitimde de
yaşanıyor ama çok da kimsenin umurunda değil!
Oysa yüzlerce devlet öğretmeni ya kendi kurdukları ya da başkalarının dershanelerinde
çalışıyor ve ne yazıktır ki bu yasadışılık kornusunda kimse cddi bir önlem almadı!
Denetimsizlik de eğitimde kalitenin süreki düşmesine neden oldu...
Eğer eğitim sistemimizi gerçekten ayağa kaldırmak istiyorsak işe buradan başlamak gerek!


Tam gün şart!

Öğlen 13.00'den sonra bildik tablo;
Yollar, caddeler ve duraklar öğrenci kaynar!
Kafeler, pastaneler, yemek salonları da...
Çünkü özellikle de kırsaldan gelen öğrencilerin başka bir şansı yoktur, düzen devlet düzeni
olduğu için bütün servisler 15.30'dan sonra başlar!
Haliyle öğrenciler de uzunca bir saati orada burada geçirirler...
Ama özelde öyle değil işte;
Çocuklar sabahın 07.00'sinde evden alınır, 16.00'dan sonra eve bırakılır!
Sağda soda sürtme şansları yoktur...
İşte sırf bunun için bile devlet okullarında tam güne geçmek yeterli bir sebeptir!
Kaynak sorunu mu?
O da benim değil sizin bileceğiniz bir iş artık!


Protokol burada, Maraş nerede?


Hürriyet önceki gün ilk sayfadan manşetten vermişti;
Türkiyeli ve KKTC'li müteahhitler Maraş'ın yeniden inşaası için protokol imzalamışlar!
İki ülkenin müteahhitleri ve iş adamları işbirliği halinde Maraş'ı yeniden yaratacaklarmış.
Hürriyet böyle diyor ama protokolde Maraş filan yok!
Ya da;
Perde gerisinde bizim bilmediğimiz çok şeyler oluyor!



MESAJ KUTUSU

Sayın Ömer KALYONCU, devlet okullarındaki olumsuzlukları eleştirip özel okullara destek
attığınız için teşekkür ederiz. Tespitlerinizin hepsi de doğrudur ama sanırız bunları açıklarken
KKTC’nin Başbakanı olduğunuzu bir an için unuttunuz değil mi? Büyük cesaretti doğrusu!
Sayın Kemal DÜRÜST, Başbakanın açıklamalarından sonra başınıza kaynar sular döküldüğü
söyleniyor. Topu şimdi sizin kucağınıza attı, bir açıklama yapacak mısınız yoksa
duymamaktan mı geleceksiniz. Bu arada devlet öğretmenlerinin ikinci iş konusunda düğmeye
ne zaman basacağınız da merak konusu olmuş, hadi gazanız mübarek olsun…
Sayın Mustafa AKINCI, Dana’nın müsteşarlığına imza attınız ya bazılarına iyi bir fırsat oldu!
Ha keşke ilk baştan diretmeyip imzayı çaksaydınız. Bunca sorun arasında başınıza yeni bir iş
daha açtınız!
Sayın Kemal Deniz DANA, siz zaten aylardır o görevi yapıyordunuz ama şimdi resmileşti.
Genel başkanınıza yatıp kalkıp dua edin ki arkanızda durdu. Çok ciddi bir bakanlıkta görev
aldınız şimdi utandırın bakalım sizi istemeyenleri. Hayırlı uğurlu olsun…
Sayın Özay ÖYKÜN, Yeni Erenköy Belediyesi’nin batmasından dolayı sizi suçlayanlara
hodri meydan çekip onarla canlı yayında tartışma teklifinde bulunmuşsunuz! Bakalım
karşınıza bir babayiğit çukacak mı biz de şimdi merak etmeye başladık!
Sayın Cemal ÖZYİĞİT, dün yazdıklarımız sizi biraz üzmüş ama buna hiç gerek yok ki! Solun
birinci partisi olmanız için çok daha enerjiye ihtiyacınız var hepsi bu! BDH’nin geçmiş
kurulaylarına göre çok bile partili kurultuya katıldı…
Sayın Cafer GÜRCAFER, Hürriyet Gazetesi’nin Maraş konuşu manşetinden sonra kısa süreli
bir şok yaşadığınızı öğrendik. Bayram değil seyran değil enişteniz acaba sizi niye öptü
dersiniz! Bakalım bu işin altından neler çıkacak değil mi?
Sayın Ali KİŞMİR, Radyo Mayıs’ta yaptığınız programlardan birileri fena halde rahatsız
olmuş ki sizi işten attırmak için girişimde bulunmuşlar! Desenize demokrasi denince
mangalda kül bırakmayanlar aksine demokrasi düşmanı olmuşlar!
Sayın Asım AKANSOY, bir zamanlar Girne’de çok katlı binalara tepki koyanların şimdi
10’ar katlı bina dikmek için birbiriyle yarıştıklarını biliyor muydunuz? Hele de bunlar CTP
kurmayları olunca ortaya acayip bir durum çıkıyor değil mi?
Sayın Salih İZBUL, bir çok devlet hastanesinde ilaçlar tükendi ve vatandaşa ay başından önce
gelmeyecek telkinleri yapılıyor. Bu konuda vatandaş iyice çileden çıkmak üzere haberiniz
olsun istedik!
Sayın Cengiz ÖKTEM, muhterem babanızın vefatını üzülerek öğrendik. Merhuma Tanrı’dan
rahmet size ve aileye sabırlar ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun
ömürler nasip etsin inşallah…
Sayın Hüseyin ERÇAL, şahsınızla ilgili bazı yayınlara tepki koymakta çok haklısınız çünkü
bu ülkede hala bazıları çok konuşmanın çok icraat olduğunu zannediyor! Yasa yapmak için
gününü Meclis’te geçirenlere büyü haksızlık yapılıyor!
Sayın Hüseyin ÖZTEKİNER, trafodaki elektrik arızası sizin evdeki bütün elektrikli cihazları
bozunca kan tepenize toplanmış diye duyduk, büyü geçmiş olsun. Eğer o cihazları kuruma
götürseniz ve polise ifade verirseniz zararınız karşılanacaktır, uyarmadı demeyin…
Sayın Hakan GÜLÜMSER, KKTC Telsim Genel Müdürlüğü görevine atandığınızı duyduk,
hayırlı ve uğurlu olsun. KKTC küçük ama sizin sektörde rekabet çok büyük. Umarız
İstanbu’daki görevinizi aramazsınız…