Biz tıp doktorları, yani hekimler, hangi yemini ediyoruz? Hipokrat Yemini’ni mi? Bazılarınız şaşırabilir ama hayır. ‘’Hipokrat Yemini’’ etmiyoruz. ‘’Hekimlik Andı’’ içiyoruz. Yani Hipokrat’ın kemikleri falan sızlamıyor aslnda (!). Aşağıda önce Hipokrat Yemini’ni, sonra da Hekimlik Andı’nı okuyabilirsiniz:
HİPOKRAT YEMİNİ Hekim Apollon, Asklepius, Higiya, Panacea üzerine ve bütün Tanrı ve Tanrıçaların huzurunda yemin ederim ki, yeteneğim ve gücüm elverdiğince bu and ve sözleri tutacağım: Bu sanatta hocamı, babam gibi tanıyacağım, rızkımı onunla paylaşacağım, ihtiyacı olursa kesemi onunla bölüşeceğim, çocuklarına kardeşim gibi bakacağım ve öğrenmek isterlerse bu sanatı ücretsiz öğreteceğim; ilaç reçetelerini, şifai bilgileri ve diğer bilgileri sadece ve sadece kendi evlatlarıma, hocamın çocuklarına ve hekimlik kurallarına uygun sözleşmeyle bağlı ve and içmişlere öğreteceğim. Yeteneğim ve hakimiyetim ölçüsünde hastalarımın iyiliği için tedaviler önereceğim ve asla kimseye zarar vermeyeceğim. İsteyen hiç kimseye öldürücü bir eczayı ne vereceğim ne de bunu tavsiye edeceğim; benzer şekilde, bir gebe kadına çocuk düşürmesi için ilaç vermeyeceğim. Hayatımın ve sanatımın saflığını koruyacağım. İç organlarındaki taşı keserek almayı, hastalığı çok açık olan hastalarda bile, işin ehli olan(cerrah)lara bırakacağım. Hangi eve girersem gireyim, bütün kasıtlı kötülük ve suistimallerden ve özellikle de ister hür ister köle olsun erkek ve kadınların vücudunu kötüye kullanmaktan kaçınarak, sadece hastaya yardım için gireceğim. Gerek sanatımın icrası sırasında gerekse insanlarla gündelik ilişkideyken edindiğim bilgileri ortalığa saçmayacağım, bir sır olarak saklayacağım ve kimseye açmayacağım. Bu yemine sadık kalırsam hayatımı ve mesleki uygulamalarımı insanların tümünden ve her zaman saygı görerek mutlulukla sürdüreyim, ama ona ihanet eder ya da çiğnersem tam tersini yaşayayım.
HEKİMLİK ANDI Hekimlik mesleğinin bir üyesi olarak; Yaşamımı insanlığın hizmetine adayacağıma, Hastamın sağlığına ve esenliğine her zaman öncelik vereceğime, Hastamın özerkliğine ve onuruna saygı göstereceğime, İnsan yaşamına en üst düzeyde saygı göstereceğime, Görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime, Hastamın bana açtığı sırları, yaşamını yitirdikten sonra bile gizli tutacağıma, Mesleğimi vicdanımla, onurumla ve iyi hekimlik ilkelerini gözeterek uygulayacağıma, Hekimlik mesleğinin onurunu ve saygın geleneklerini bütün gücümle koruyup geliştireceğime, Mesleğimi bana öğretenlere, meslektaşlarıma ve öğrencilerime hak ettikleri saygıyı ve minnettarlığı göstereceğime, Tıbbi bilgimi hastaların yararı ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için paylaşacağıma, Hizmeti en yüksek düzeyde sunabilmek için kendi sağlığımı, esenliğimi ve mesleki yetkinliğimi korumaya dikkat edeceğime, Tehdit ediliyor olsam bile, tıbbi bilgimi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağıma, Kararlılıkla, özgürce ve onurum üzerine, Ant içerim.
Hipokrat Yemini’nde, hocayla rızkı/parayı paylaşmak var; Hekimlik Andı’nda bu yok. Hipokrat Yemini, ötenaziye karşıdır; Hekimlik Andı, bu kapıyı açık bırakmıştır. Hipokrat Yemini, küretaja karşıdır; Hekimlik Andı, yine bu kapıyı da açık bırakmıştır. Hipokrat Yemini, hekimin kendi sağlığına da iyi bakması konusunda net değildir; Hekimlik Andı, hekimin kendisine de dikkat etmesini şart koşmuştur. Hipokrat Yemini nostalji kokarken, Hekimlik Andı gayet modern içeriklidir ve sürekli güncellenmektedir.
Her iki yemin de kişinin ‘’hür iradesi’’ ile, ‘’bilinçli’’ bir şekilde edilir. Her iki yeminde de kamu, özel, akademik ayrımı yoktur. Her ikisinde de eylem, grev vs. ‘den bahsedilmemektedir. Her iki yemin de ‘’insan’’ ve ‘’insani değerler’’ temeli üzerinde yüceltilmiştir.
Sağlıkta tasarruf olmaz! Hak aranacak mutlaka! Ancak, hakkın arandığı yerde ve hak arama yönteminde sorun var sanki! Sağlık hizmetlerinden de tasarruf olmaz! Hastaneler, hastaların evidir. Aksi olsa idi ‘’hekimhane’’ denilirdi.
Sağlıkta kıyamete giden bu süreçte, herhangi bir hastanın (ki bu hasta, bir hekim de olabilir), ‘’bile bile aksatılmış’’ sağlık hizmetinden dolayı zarar görmesi durumunda, hangi yemini ettiğimizin ne önemi kalır ki?
(Hekimlik Andı, ilk kez Dünya Tabipler Birliği'nin (DTB) Eylül 1948'de Cenevre-İsviçre'de gerçekleşen 2. Genel Kurulu'nda kabul edilmiş, daha sonra DTB'nin 22. Genel Kurulu'nda (Sydney, Avustralya, Ağustos 1968), 35. Genel Kurulu'nda (Venedik, İtalya, Ekim 1983) ve 46. Genel Kurulu'nda (Stockholm, İsveç, 1994) değiştirilmiş, ayrıca Mayıs 2005'te ve Mayıs 2006'da Divonne-les-Bains- Fransa'da gerçekleştirilen 170'inci ve 173'üncü DTB Genel Kurul toplantılarında gözden geçirilmiştir. Son olarak, Ekim 2017'de Chicago'da düzenlenen 68. Genel Kurul toplantısında, Türk Tabipleri Birliği'nin de katkılarıyla yapılan değişiklikler kabul edilmiştir.)
Dr. H. İlker İpekdal