Lefkoşa’dan en fazla 20 dakikalık bir mesafede olan Güzelyurt’a her nedense sadece gelmiş geçmiş hükümetler değil biz basın mensupları da çok fazla ilgi göstermiyoruz!
Ta ki bir ölümlü trafik kazası ya da büyük bir olay yaşanmasın…
Seçimler de Güzelyurt’a gösterilen başka bir ilgi nedeni!
Çünkü itiraf edeyim benim de Güzelyurt ziyaretindeki amacım bölgedeki seçim havasını koklamak içindi…
Çünkü orada da hatırı sayısı bir seçmen vardı ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki eğilimlerini öğrenmek istiyordum, aynı siyasiler gibi!
Ne büyük bir hata değil mi?
…
Hem siyasetçilere hem de bizim gibi basın mensuplarına çok ayıp;
Orada yaşayanları sadece birer oy potansiyeli gördüğümüz içindir bu ayıp!
Onun için bu yazının konusu seçimler olmaktan çıktı geçim derdi çeken insanların sorunlarını kamuoyuna yansıtmaya yöneldi!
Çünkü insanlarla seçim ortamını konuşmaya çalışsanız bile onlar ısrarla bölgenin ekonomik sıkıntılarını gündeme getirdiler!
Sabah kahvesini içtiğim çarşı içindeki kahvehane sahibinin şu serzenişi ise aslında olayı özetliyordu:
“Güzelyurt oldu Şırnak!”
Zira yokluk oradaydı, ilgisizlik oradaydı isyan edenlerin birçoğu yine oradaydı!
…
Saat 10.00 gibi Güzelyurt çarşısında yürüyorum;
Neredeyse çarşıdaki dükkanların üçte biri kadarı ya kapatmış ya da camlarına ‘kiralık-satılık’ diye yazılmış!
Dükkanının önünde sabah kahvesini yudumlayan genç kadınla konuşunca ilik kelimeleri şu oluyor:
“Perişanız çoğu gün siftah bile yapamıyoruz…”
Zaten para kazansa şaşardım çünkü sokaklar terk edilmiş bir kent görünümünde…
Yolları süpüren bir belediye görevlisi, tek tük yoldan geçen insanlar!
Ve kapısına tek tek kilit vuran bir esnaf kesimi!
Şırnak’a hiç gitmedim ama eminim ki oranın çarşısı bile bu kadar ıssız değildir, bundan eminim!
“Gönyeli’yi zengin ettik!”
Güzelyurt’un olası bir anlaşma sonrasında Rum kesimine verilecek olması düşüncesi ise zaten yıllardır var olan bir gerçek…
Bu yüzden bırakın vatandaşı buraya devlet bile ciddi yatırım yapmıyor!
Bölge halkı da bütün yatırımlarını Gönyeli ve Yenikent bölgesine yapıyor çünkü mal canın yongası!
Görüştüğümüz orta yaşlı bir beyefendi ‘biz Güzelyurtlular elbirliğiyle bütün yatırımlarımızı Gönyeli’ye yaptık ve onları zengin ettik diye hayıflanıyor…
Sonra da şu can alıcı sözleri ekliyor:
“Ölülerimiz Lefkoşa mezarlığına dirilerimiz de Gönyeli’ye”
Modern çarşı bomboş!
Güzelyurt Belediyesi birkaç yıl önce çarşının tam ortasına KKTC’de bir örneği daha olmayan modern bir çarşı inşa etmiş…
İçi de dışı da mükemmel ve otantik olarak tasarlanmış…
Ama içinde faal durumdaki dükkan sayısı bir elin parmaklarını geçmez!
Ayakta kalmaya direnen ve her sabah dükkan açan esnaf deyim yerindeyse sinek avlıyor!
Aslında burada dükkan kiraları çok astronomik değil ama elektriği, suyu ve diğer günlük giderleriyle aylık 2 bin TL’lik bir harcama söz konusu!
Bu kadar parayı ödeyebilenlerin sayısı ise neredeyse hiç yok…
Özçınar: Güzelyurt verilmez!
Güzelyurt Belediyesi Başkanı Mahmut Özçınar’ın odasından içeri girince ilk sorumuz şu oluyor;
“Belediye binası Rum’dan kalma değil mi?”
Allah’ı var başkan çok eski bir yapı olan binaya ek bölümler de yaparak modern bir çalışma ortamı yaratmış ama bize göre çok daha çağdaş bir yapıya ihtiyaçları var çünkü Rum binasındaki belediye binası bile insanın psikolojisini olumsuz etkiliyor!
Sanki de bizim imkanlarımız yok gibi…
Özçınar’ın gelecek için çok ciddi kalkındırma projeleri var ve bize bunları gösteriyor ama belli ki bunların tamamlanması için devletin katkısı kaçınılmaz…
Bu arada Başkan Türkiye’nin bölgeye yaptığı yatırımları tek tek anlatıyor ve sırf bunun için bile ‘Güzelyurt Rum’a verilmez’ diye konuşuyor…
Siyasete güven yok!
Ben bu yazıyı yazarken bir yandan da gelen haberlere bakıyorum işte bir tanesi:
“Sibel Siber 300 kişilik ekiple Güzelyurt’u gezdi…”
Bunu sadece denk geldi diye yazdım ve Siber ile alakası yok!
Ama bütün siyasilerle alakalı:
Adanın genelinde olduğu gibi burada da siyasi çıkarlar toplum çıkarlarının önünde olduğu için hiçbir milletvekilinin saygınlığı yok!
Bu yüzden bütün siyasetçilere öfke kusan bir halk kitlesi ile karşı karşıyayız…
Partililer dışında sessiz bir çoğunluk var bu yüzden insanların birçoğu geçim derdinin peşine düşmüş!
Hele de bölge vekillerinin katkılarından eser yok…
Anlayacağınız seçim nabzını yoklamak için gittiğim Güzelyurt’ta konuşulanın daha ziyade yokluklar olduğuna canlı olarak şahit oldum…
Ve bir çoğu diyor ki;
“Bölgemizde verimli toprakları gençlere açın, onların göçünü önleyin…”
Eğer çözüm buysa niye olmasın ki?
Denemekte fayda görüyoruz!