Kudret Özersay buyurmuş.
Uluslarası aktörler Rum’u masaya oturtsun!
Kim bu aktörler?
ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya.
Trump bu ültimatomdan tırstı tabi.
Direk Boris Johnson’u aradı.
Hem de kırmızı telefondan.
Bunu duyan Putin feleğini şaşırdı.
Cinping derseniz daha beter.
Macron’u hiç sormayın.
Hele ki Rumlar!
Hemen kriz yönetimi oluşturdular.
Neredeyse ikinci "one minute" dönemi başladı.
Hepsi sıraya girdi.
Aradılar Ozersay’ı.
Ve emredersiniz dediler.
Buyurun haşmetlim dediler.
*****
Kolay değildir küresel lider olmak.
Vurdun mu devireceksin.
Yok öyle eskisi gibi.
Diplomasiymiş falan filan.
Ayar vereceksin dünyaya.
Amerika da Çin de sıraya dizilecek.
Eteklerini toplayacaklar.
Düğmelerini ilikleyecekler.
İtiraz etmeyecekler.
Naza çekmeyecekler.
Özersay tak diye emredecek.
Onlar şak diye yapacak.
Bu kadar basit.
Yani ne diyoruz?
Herkes ayağını denk alsın diyoruz.
*****
Tabi bu işin şakası elbette.
Keşke Ozersay "oturtun şu Rum’u" dese.
Ve dediğinde de Rum büzülüp otursa.
Ama gerçek çok mayhoş.
Kendi minnacık üllesinde bile tabanı kalmamış.
Cumhurbaşkanın’dan gizli yemek tertiplemiş.
Hükümet ettiği ortaklarını entrika ile terketmiş.
Ve bugün herşey yerelden evrensele.
Kendi ülkende güçlü olacaksın önce.
Halkından aldığın güç seni evrensele taşıyacak.
E peki Özersay’da var mı bu durum?
Keşke olsa!
Ama maatesüf ki yok.
Ve maalesef ki yapılan sadece bir şaka.
Yani biz şaka olarak alıyoruz.