Nereden mi anladım?
Bir kişi eğer KKTC’ye 4 ayda 8 kez ziyarette bulunuyorsa bunun adına başka ne denir ki!
Hele de konu 11 milyon Dolarlık avanta ise…
Ömer Elmas 2015’de Ağustos ve Aralık ayları içinde tam 8 kez gelmiş;
17 Ağustos’ta sabah gelmiş, akşam dönmüş…
31 Ağustos’ta yine sabah gelip akşam dönmüş…
17 Eylül’de durum yine aynı, günübirlik bir ziyaret gerçekleştirmiş…
27 Ekim’de de durum aynı…
30 Ekim’de de sabah giriş akşam çıkış yapmış…
20 Kasım yine girdi çıktı…
27 Kasım kayıtları da aynı durumu ortaya koyuyor…
Ve 10 Aralık tarihi!
Be kez tam bir hafta kalmış ve 17 Aralık tarihinde çıkış yapmış…
İşi bu tarihler arasında bağlamış demek ki!
Bu giriş-çıkışların hepsinden de haberiniz var değil mi Tahsin bey…
Ya da özel kalem müdürü Erol Vardan!
Haberlerinin olmamasının mümkünatı yok…
Çünkü Ömer Elmas’ın bir çok ziyaretinde Ercan’dan alan yine bakanlık yetkilileri!
Hele de özel kalem Erol Vardan!
…
Tahsin bey hiç kusura bakmasın…
Konuştukça batıyor, açıklama yaptıkça daha da batıyor!
Neredeyse Ömer Elmas’ın avukatlığına soyunmuş bir tablo ortaya koyuyor…
Bu iş için 3 şirketten fiyat istemişler ve Ömer Elmas’ın teklifini uygun görmüşler!
Ama diğer iki şirketin ismini ve verdiği fiyatları açıklamıyor…
Bu arada Elmas’ın Türkiye’de ne haltlar işlediğinin burada hiçbir önemi yok!
İster Bilal’in adamı olsun isterse başka bir kalın enselinin…
Olay tamamen bizim kendi içimizle ilgili!
Ortada 11 Milyon Dolarlık müthiş bir rakam var ve rakamın büyüklüğü bile insanın dudağını uçuklatmaya yetiyor…
…
Bu da yetmezmiş gibi geçmişte hiç de alışık olmadığımız bir cesaretle ortaya çıkan Emine Dizdarlı’ya yükleniyor…
Gün gelip karşısında titreyecekmiş diye tehditler savuruyor!
Ama şunu unutuyor;
Oturduğu makamın geçici olduğunu…
Koltuğun dededen babadan kendisine miras olmadığını!
Yanlış yoldasın Tahsin bey…
Birileri seni yanlış yola soktu ve emir demiri kesince biraz da siyasi geleceğinizi düşünerek yanlış kararların altına imza attınız!
Yanlışta ısrar edip vatandaşın gözünde küçüldüğünüzün bile farkında değilsiniz…
Sizin gibi doğruluk ve dürüstlüğü ile tanınan bir siyasetçiye hiç yakışmıyor!
…
Ve Başbakan Ömer Kalyoncu…
Ülkede çok azalan doğru ve dürüst makamlardan Emine Dizdarlı’ya öyle bir yüklendiniz ki her şeyi bir kez daha berbat ettiniz!
Sanki de ülke insanının meclise çok güveni varmış gibi konunun Meclis’e taşınmasını isteyerek milleti sadece güldürdünüz!
Aksine Emine Dizdarlı’yı makamınızda kabul edip şaibeli bir olayı deşifre ettiği için onu kutlamalı ve boynuna bir de madalya takmalıydınız!
Ama siz de kolayı seçtiniz…
Usulsüzlüğe kol kanat gerdiniz!
Çok da ayıp ettiniz…
Nur topu gibi müşavir adayımız daha oldu!
Bu hükümet kurulduğu ilk gün yeni müşavirler yaratılmayacağı sözü vermişti…
Sözünü çok fazla tutamadı!
TAK’ın en verimli muhabirlerinden Hurşide Baybora’yı Ekonomi Bakanlığı’na özel kalem atadılar!
Sözümüz elbette sevgili Hurşide’ye değil…
İnşallah hayırlı ve uğurlu olur…
Ama o da şimdi gayet iyi biliyor ki olası bir hükümet ya da bakan değişikliğinde müşavir olup evine gidecek!
Ve çok verimli bir insan daha böylece köreltilmiş olacak…
Murat Civelek açıklama yaptı…
Dün mesaj kutumuzda Dipkarpaz İlkokulu öğretmenlerinden Murat Civelek’e uyarıda bulunup sürekli olarak okula niçin geç gittiğini sorgulamıştık.
Dün telefonla arayarak yazdıklarımızın doğru olduğunu açıkladı!
2 senedir okula geç gidiyormuş…
Ama kendine göre de gerekçeleri vardı…
Okul müdürü konusunda çeşitli sıkıntıların olduğunu ve elinde 250 imzalı bir şikayet dilekçesi olduğunu söyledi.
Büyük ihtimal Pazartesi günü buluşup o listeyi bize teslim edecek!
Devlet 13. Maaşları faiziyle ödeyecek mi!
Vatandaş 13. Maaşı zamanında alamayınca haliyle öfkeli…
Hoş bir çoğu bu parayı çoktan bankalara borçlanıp aldı ama haklı olarak soruyorlar:
Devlet 13. Maaşı gecikmeli ödeyecek diye vatandaşa faizini de verecek mi?
Zira devlete olan borçlar gecikince nasıl vatandaştan faiz talep ediliyorsa şimdi de sıra vatandaşta!
Maliye Bakanı Birikim Özgür bakalım bu hesapta olmayan talebe ne diyecek…
Elçiliğin ne suçu var ki!
TC Lefkoşa Büyükelçiliği CTP parti meclisine göndermeli bir açıklama yapınca ortalık kalktı oturdu!
Her kafadan bir ses çıkıyor, kimi elçiyi haklı buluyor kimi ise ağır bir şekilde eleştiriyor…
Bu eleştiriyi yaparlar demek ki bir şeyi bilmiyor;
Büyükelçi Derya Kanbay’ın kendi kafasına göre çok ciddi bir konuda böyle bir açıklama yapamayacağını!
Derya bey sadece bir elçidir…
Ankara ne derse onu yapar!
Şimdi durum daha da vahim değil mi?
Talat ne çabuk unuttu!
CTP-BG Genel Başkanı’nın son günlerde yaptığı açıklamalardaki çelişkiler gözlerden kaçmıyor…
Özellikle su konusunda önce ılımlı mesajlar verenler Elçiliğinin açıklamasından sonra biraz da parti tabanından gelen baskı ile Ankara’ya kafa tutarak CTP’nin karalarını yine CTP’nin vereceğini söyledi!
Elbette doğrusu da bu ama geçmişi de unutmamak gerek değil mi?
Hem de kamuoyu ‘Alo Beşir’ olayını hala unutmamışken!
Sonra gülerler adama…
MHP ayıp ediyor!
MHP Türkiye’nin önemli siyasi partilerinden birisidir ve elbette istediği zaman KKTC’ye gelerek ziyaretlerde bulunabilir…
Buna kimsenin bir itirazı da olmaz!
Onlar da öyle yaptı ve çeşitli siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ile görüşüp nabız tuttular!
Genel Başkan Yardımcısı başkanı Ümit Özdağ başkanlığındaki bir ekip geldi bir takım görüşmeler yaptı ve Cumhurbaşkanı Akıncı’yı teslimiyetçi ilan etti!
Görüşlere her zaman saygı duymak isterim ama bu sefer değil…
Sen geleceksin elli kesimlerle görüşüp ama ne Cumhurbaşkanı ne Başbakan ve ne de Dışişleri Bakanı ile görüşmeyip ön yargılı bir açıklama yapacaksın!
Sanırız MHP’nin son yıllardaki başarısızlığın altında da bu yatıyor…
Kamuoyunun nabzını ya yanlış tutuyor ya da dar penceresini bir türlü genişletemiyor!
“Şaibeler hasır altı!”
“Bir CTP'li olarak faşist Ertuğruloğlu'nu CTP - UBP hükümetinde bakan olmasını hazmetmek zor ama Ombudsman'ın kendi yetkileri içinde yaptığı icraata Ertuğruloğlu'nun verdiği cevabı kabullenmek de zor.
Daha iyi olmasını beklemek ise saflık olurdu...
Ertuğruloğlu lafı dolaştırmadan duruma açıklık getirsin. Hükümet de bu konunun üzerine gitmelidir, yok öyle UBP'lilerin şaibeli icraatlarının hasır altı olması...”
(Kutlay ERK)
“Muhalefet özlemi!”
“CTP ne yapacağını bilmez aciz bir görüntü vermeye başladı... Şöyle veya böyle süratle karar verip hareket edilmezse Kıbrıs çözüm çabaları da ciddi sekteye uğrayabilir... Türkiye’ye rest çekecekseniz çekin ve tabii ki siz de bilirsiniz ki bunun neticesi erken seçimdir.. çekemeyecekseniz bir orta yolda buluşmayı olsun becerin de herkes ne yaptığını bilsin! Daha önce bu filmi oynadınız iktidardan gittiniz, amaç oysa ve muhalefet olmanın rahatlığına özlem başlamışsa ne ala!”
(Bülent KANOL)