Yüzsüzlüğe bakar mısınız;
Yeni yıla girmeye hazırlanıyoruz ya...
Bazı büyük ve KKTC'ye hükmeden şirketleri yeni yıl hediyeleri heyecanı sardı!
Şirket içinde özel odalarda hediye paketleri yapılıyor...
Çalışanların önemli kısmı bu odada mesai yapıyor, sepet doldurup paket sarıyorlar!
En fazla da hükümette olan isimler dikkat çekiyor...
Bakanlar, müsteşarlar ve kilit isimler!
Menü de çok zengin;
Koskocaman bir hindi!
En pahalısından viskiler...
Çikolata paketleri...
En kalitelisinden kuru yemişler!
...
Lütfen buraya çok dikkat ediniz;
Hazırlanan yeni yıl sepetleri bakanlıklara filan gönderilmiyor!
Bakanlıklara telefon açılıyor, bakan şoförlerinin gönderilmesi isteniyor...
Adamlar devletin çalışanlarını ayağına çağırıyorlar resmen!
Haklılar çünkü bir çoğu kendilerini devletin üstünde görüyorlar, öyle de zaten...
Şoförler çağrılıyor huzura, sepetler teslim ediliyor!
Adama göre muamele yapıyorlar;
"Bu sepet bakanın, bu sepet müsteşarın..."
Şoför soruyor;
"İkisinin arasında ne fark var ki?"
Sepetleri tanzim eden görevli sinsi sinsi gülerek;
"Bakanın viskisi daha pahalı..."
Sonra ekliyor;
"Anlarsın ya!"
...
Vay kuzum vay!
Ye kürküm ye meselesi bu resmen...
Bakana en büyük paket, içinde en kalitelisinden viski farkı!
Müsteşara gönderilen viski bir alt kalite...
Müdürün ki daha da ucuz!
Babalarının hayrına değil elbet bu hediyeler...
Vardır bir bildikleri muhakkak!
Tek yanlışları hindiyi buzlu göndermek...
Ha keşke birileri düşünseydi de içini pilav ve üzümle doldurup sıcak sıcak gönderselerdi bakanların, müsteşarların evine yılbaşı akşamı!
Ne büyük düşüncesizlik değil mi...
...
Şimdi çok merak ederim inanın;
Bakanlar ve müsteşarlar bu pahalı sepetleri evlerine götürürken hiç mi vicdanları sızlamaz!
Bu arada gelen yeni yıl hediyelerini evine götürmeyip de çalışanlarına dağıtanları bir yana koyuyoruz, böyleleri de var çünkü!
Ama ya gizliden gizliye makam aracının arka bagajına sepetleri koydurup evlerine gönderenler...
Hiç sıkılmaz, hiç utanmaz hiç yüzleri kızarmaz mı acaba diye içimden geçiririm!
Bunlar bildiğimiz peki ya bilmediklerimiz o da çok ayrı bir mesele...
Ve düşünürüm;
Üç kuruşluk beleş sepeti evine kabul edenler bunun günü geldiğinde bir bedeli olacağını hiç düşünmezler mi diye!
 
 
 
Devlette 38, özelde 20 öğrenci!
 
KTÖS'ün dünkü açıklaması önemliydi;
Girne 23 Nisan İlkokulu'nda bir sınıfta 38 öğrencinin eğitim gördüğünü belgelediler!
İnanılır gibi değildir bu...
38 öğrencinin bulunduğu bir ortamda sağlıklı bir eğitim verilmesi mümkün mü!
Ama özelde durum çok farklı;
Dersliklerde taş çatlasın 20-22 öğrenci eğitim görüyor...
Her sınıfın Türkçe öğretmeni farklı İngilizce öğretmeni farklı...
Bu durumda vatandaşın boğazından bile kesip çocuklarını özeldeki okullara yazdırması normal değil mi!
 
 
Plaket ve resepsiyon hükümeti!
 
Plaket yapıp satanlar biraz kızacak ama...
Anladığımız kadarıyla bu işten epey kar ediyorlar, helal olsun!
Gördüğümüz kadarıyla da en fazla devlet kurumları rağbet ediyor bunlara...
Gün geçmiyor ki plaket vermeyen ya da almayan bir devlet kurumu olmasın!
Gözüme battı doğrusu;
Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu'nun kuruluşunun birinci yıldönümü nedeniyle ilgili kişi, kurum ve kuruluşlara plaket takdim edilmiş!
Bana göre iş ola bu durum...
Şunu sorgulayan hiç kimse yok;
Bu komisyon kurulduğu günden bu güne elle tutulur ne yapmış?
Kaç kişiyi bu illetten kurtarmış!
Hadi açıklayın bakalım...
Eğer varsa değil plaket alınlarından öpelim!
 
 
Ahmet Benli farkı!
 
Malum yeni yıl hazırlıkları…
Sokak ve caddeler ışıl ışıl, belediyeler adeta birbiriyle yarışıyor.
Gönyeli ve Lefkoşa komşu belediye, Gönyeli çemberinde müthiş bir ışık gösterisi…
Ta ki  Lefkoşa sınırına kadar!
Gönyeli Belediye Başkanı kim ne derse desin bu işi iyi biliyor, her sene yeni bir ışık düzeni ile Lefkoşa’ya girişi aydınlatırken Lefkoşa sokakları akşam bir saatten sonra ıssız ve karanlık!
Dereboyu’ndan ötesi yeni yoldan nasibini alamıyor…
Elbette yeni yıl süslemeleri illa ki olacak demiyoruz ama iki belediye arasında dağlar gibi fark olunca da bir Lefkoşalı olarak insan biraz kıskanıyor yani!
 
 
Lapta Huzurevi’ni unutmayalım lütfen!
 
Özellikle de bakan ve müsteşarlara hindi, viski ve kuruyemiş gönderen şirketler;
Kimse onlara pahalı hediyeler gönderdiniz diye elbette suçlayamaz ama bu ülkede yeni yıla aileleriyle giremeyecek olanları da unutmamak lazım diye düşünüyoruz.
Örneğin Lapta Huzurevi’nde kalan 40 kadar yaşlı insanımız var…
Büyük ihtimal o gece televizyonun karşısına oturacaklar ve erken saatlerde de yatacaklar!
Yeni yıl hediyeleri için binlerce lira harcayanlar acaba oradaki insanlarımızı da düşünme zahmetine katılırlar mı?
Orada bir el öpmek para ili değil!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın İzlem GÜRÇAĞ, önceki akşam UBP Girne İlçesi yönetim kurulu toplantısında şiddetli bir deprem yaşanmış diye duyduk. İnsanlar neredeyse birbirinin boğazına sarılacak hale kadar gelmişler! Hayırdır bu arkadaşlar neyi paylaşamıyorlar da yumruklaşma aşamasına kadar geldiler!
Sayın Asım AKANSOY, Yeni Erenköy Belediyesi’nde yaşanan kriz nedeniyle önerdiğiniz üç aylık süre hiç de yabana atılacak bir öneri değil! Umarız taraflar bu konuda size destek verir ve çalışanlar yeni yıla sokakta değil işyerlerinde girerler.
Sayın Fuat NAMSOY, önceki akşam UBP Girne İlçesi’ndeki toplantıda öyle bir kükremişsiniz ki korkudan bazı üyelerin dudakları uçuklamış. Hayırdır sizin gibi mülayim ve ılımlı bir kişiyi kim hangi nedenle kızdırdı böyle?
Sayın Ömer KALYONCU, yeni yıl nedeniyle bakan ve müsteşarların hediye kabul etmemesi konusunda bir karar almayı düşünüyor musunuz? Bazı şirketler bu işi çığırından çıkardı haberiniz olsun istedik!
Sayın Mehmet ÇAKICI, TDP içinde ciddi bir parti içi muhalefet başlatmak ve yönetimi mercek altına almak için ciddi bir ekip kurup operasyona başladığınız söyleniyor. Partinin yararına ve geleceği için olacaksa hiç de fena bir çalışma değil yani…
Sayın Birikim ÖZGÜR, Gelir ve Vergi Dairesi’nde bazı çalışanların görevlerini suistimal edip özellikle de resen vergilerde keyfi kararlar aldığını daha önce de gündeme getirmiştik ama belli ki sizi çok ilgilendirmiyor olsa gerek! Zira aynı tas aynı hamam devam ediyorlarmış!
Sayın Kemal DÜRÜST, 23 Nisan İlkokulu’nda bir sınıfın 38 öğrenciden oluşması umarız sizi ve ekibinizi hemen bugün harekete geçirir. Bu konu Başbakan kalyoncu ile kafa kafaya verip çözmeye ne dersiniz?
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, kocası tarafından öldürülen Rus uyruklu kadının cenazesine katılmanız görenleri fazlasıyla etkiledi. Diğer siyasiler de sanırız bu talihsiz kadının yakınlarının oyları olmadığı için törene katılmadılar mı acaba!
Sayın Ahmet LATİF, belediyeler arasında çalışanlarına ilk 13. Maaşı ödeyerek hem onları mutlu ettiniz hem de diğerlerine iyi bir örnek teşkil ettiniz. Artık darası diğerlerinin başına diyoruz. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…
Sayın Yüksel ÖĞMEN, göreve geldikten sonra Mağusa’da asayiş olaylarında gözle görülür bir azalma olduğu gözleniyormuş. Vatandaştan bu konuda teşekkür mesajlarınız geliyor. Demek ki iyi ve disiplinli bir ekip kurmuşsunuz…
Sayın Ahmet ARKIN, dün Lapta Huzurevi’ndeydik binayı baştan başa boyayıp yenileyeceğinizi memnuniyetle duyduk. Hem çalışanlar hem de orada yaşayanların hayır dualarını alıyorsunuz, tebrik ederiz!
Sayın Habil TÜLÜCÜ, son birkaç gündür Paşaköy’den etrafa dağılan çöpler konusunda şikayetler almaya başladık. Umarız teknik bir sorun yoktur! Acaba diyoruz bu konuda kasıtlı bir takım girişimler mi var?
Sayın Mustafa YALINKAYA, Bakan Akansoy’un son açıklaması ve önerisi hiç de yabana atılacak cinsten değil! Üç aylık bir deneme süresini daha fazla kaos yaşanmaması bakımından kabul etmekte yarar görüyoruz. Son karar elbette sizin!
Sayın Birol ÇINAR, DSİ’nin KKTC müdürü olarak ay sonu buradaki görevinizin sona erip merkeze gideceğiniz ve orada çok önemli bir makama atanacağınızı öğrendik. Yeni görevinizde başarılar dileriz…
Sayın Mine GÜRSES, yeni yıl hediyesinin en kıymetlisi dün size ABD’den ulaşmış. Evlat ve torun da yanında olunca keyfinize diyecek olmaz değil mi? Hele de yeni yıla birlikte girmek kadar daha güzel bir şey olabilir mi? Gözünüz aydın…