Özel sektörde pozitif vaka çıkınca sorun yaşanıyor, işçiler bir araba laf duymak zorunda kalıyormuş.
Kamuda pozitif vaka olunca hep beraber “tatile gidiliyor”, daire kapatılıyormuş…
***
Pandemiye dair tüm tartışmalarımızı enine boyuna yaptık, düzenledik, sağlık hususundaki sorunların tümünü çözdük. Şimdi özel sektöre de kamuya da pozitif vakalarda tatil ya da kapatma verilmesini talep eder, buradaki adaletsizliği tartışır olduk.
***
Ne kadar iyi bölünmüşüz!
Ne iyi parçalamışlar bizi!
Nasıl da istenilenden âlâ meselenin özünü değil de alakasız yan meseleleri tartışacak şekilde uyuşturulmuşuz!
Vallahi bravo…
Toplumsal birlik ve bütünlüğümüzün zarar gördüğü, toplumsal varlığımızı ortaya koymak ve kendimizi daha ileri, daha çağdaş bir pozisyona taşıyabilmek adına yapılması gereken çalışmaların engellendiği aşikar!
Bölündüğümüz ve bütünlük oluşturamadığımız için geri kalmış bir şekilde, çoğu kezde acizliklerle varlığımızı sürdürmeye çalışıp başarısız olma nedenlerimiz de besbelli…
Düşünebiliyor musunuz?
Bir işyerinde pozitif vaka çıktığı zaman devlet de özel sektör de ilgili birimlerini kapatıyor ya da iş koluna göre yüksek temas riski olan kişileri karantina altında beklemeye zorluyor.
Devlet de farklı davranmıyor yani…
Bir devlet dairesinde pozitif vaka varsa komple daire kapatılmaz. İlgili birim kapatılır. Bunun adı tatil değil karantina olur.
Tıpkı bir kreşte pozitif vaka çıkan sınıfın kapatılarak o sınıfın öğrenci ve öğretmenlerinin karantinaya gönderilmeleri gibi. Tatile değil!
Eğer farklı bir uygulamaya maruz kalan bir özel sektör çalışanı varsa, bunun sorumlusu ne devlet, ne kamu personelidir.
Sorumlu o işverenin kendisi ve etik dışı hatta ahlaki olmayan tutum ve yaklaşımıdır.
Buradaki diğer sorumlu da işçidir. Bu haksız ve adil olmayan uygulamayı bildirmediği ve boyun eğdiği için…
Her boyun eğen, ahlaksız ve etik dışı davranan işverene biraz daha güç kazandıra kazandıra bu hale geldiler…
***
Devlet elbette sütten çıkmış ak kaşık değil. Çünkü bunca zaman yapılan düzenlemelerde hakkın daha çağdaş olanını yakalamak adına özel sektörü kamunun statüsüne eşitlemek yerine, kamuyu özel sektör koşullarına sabitlemeye çalıştı.
Ne biri memnun kaldı ne de diğeri…
Böylece koşulu kötü olan daha iyi olana düşman kesilip her şeyi eleştirir oldu. Kendisini 2. sınıf vatandaş sayar oldu.
***
Bu eleştiren özel sektör çalışanlarının eleştirilerini tersten okumaya çalışarak nasıl mutlu olurlardı sorusunu sorsak cevap şu mu çıkacak acaba?
Hasta olsa bile kamu görevlisi olduğu için işine devam etmeli!
Temaslılar kamu hizmeti vermeye devam etmeli!
Eğer hastalık, vermekte olduğu kamu hizmet sırasında yayılırsa bu problem edilmemeli.
Böylece özel sektör ile eşit koşullarda olabilir.
Ne kadar saçma duyuluyor fark edebiliyor musunuz?
***
Bu tepkiler eğer gerçek ise o zaman Sağlık Bakanlığı’nın ivedi olarak harekete geçmesi şart! Çünkü özel sektör bir suç işliyor. Çok net…
Akıl tutulmaları şeklinde devam eden bu eleştiri anlayışımız da KKTC’nin gerçekliği ile örtüşüyor zaten.
Bu saçma tartışmaların hayatımızın her alanında devam ettiğini ve bunun asıl sebeplerini farkettiğimiz gün biz de yol alabileceğiz!
DR. Çiğdem DÜRÜST