İş adamı devlete geçen yıl iş yapmış;
1 Milyon TL’ye yakın bir alacağı var!
İşi çoktan teslim etmiş, en ufak bir sorun yok ama parasını alamıyor…
Şu sıralar bakanlığa git-gel ile meşgul!
Parasını ödemiyorlar çünkü devlet bu hafta kamu çalışan ve emeklilerinin 13’ncü maaşını ödeyecek!
Piyasaya olan bütün borçlar dondurulmuş vaziyette…
Önce kamu sonra özel sektör!
İşadamı geçen hafta sonunda tefeciye düştü, kestiği çekler patlamasın diye!
Bunun gibi yüzlercesi var ama aldıkları tek cevap;
Kaynak yok!
Bir başka işletmecinin belediyelerle başı belada;
Birkaç belediyeden toplamda 500 bin TL’nin üzerinde alacağı var…
İhalelere girip mal satmış, KDV’sini ödemiş, vergisini yatırmış, parayı tahsil edemiyor!
Gerekçe;
Belediyelerin öncelikli ödemesi 13’ncü maaşlar!
2016’dan önce asla olmaz!
Adak çıldırmak üzere çünkü kestiği çekler patladı patlıyor…
Şirketin arabalarını satmayı çare olarak görmüş…
Ama borçlarını karşılamıyor işte!
O da şimdi tefecinin kapısında rica minnetle bekliyor…
Başka çaresi yok çünkü!
Devletin ya da belediyelerin çalışanlarına, emeklilere 13’ncü maaş ödemesine karşı değilim…
13’ncü maaş yasalarla belirlendiğine göre illa ki ödenecek tabi!
Ama ya özel sektörde batmamak için çırpınan iş adamı a da esnaf!
Onların günahı ne?
Ülkesine yatırım yapmak mı, istihdam sağlamak mı?
Bütün günahı bu mu yani!
İnsanın kendi parası ile rezil olması böyle bir şey olsa gerek…
Devlete ve belediyelere iş yapacaksın ama paranı değil zamanında bir sene sonra bile alamayacaksın!
Üstüne üstlük bir de tefecilere teslim olacaksın…
Evinin elektrik faturasını bile aylardır ödeyemeye ve şalterleri inen çok sayıda iş insanı var piyasada!
Her yılın Aralık ayında kamu çalışan ve emeklilerin beklentisi 13’ncü maaştır…
Ya bir deliklerini kapatırlar ya da yeni harcamalar yaparak özlem giderirler!
Onların mutluluğudur 13’ncü maaş ama işte bazılarının da kabusu oluyor ister istemez…
Aynı durum devlet için de geçerli…
Hiçbir şeye kaynak olmasa da 13’ncü maaş ödemeleri kabustur son yıllarda hükümet edenler için!
Ama şu da bir gerçek;
Gidilen yol doğru yol değildir…
Devlet ya da belediyeler 13’ncü maaşı ödeyecek diye iş adamı ve esnaf bu kadar sıkıntı içine sokulamaz, sokulmamalıdır!
İşin daha da kötüsü bu sıkıntının yaşanmaması için alternatif  bir seçenek de yok…
Önce 13’ncü maaşlar ödenecek, sonra kalırsa ucundan kenarından özel sektöre sıra gelecek!
Özel sektörün sorunları, alacağı, borcu kimsenin umuru bile değil…
 
 
Ticaret Odası ne yapıyor!
 
Kamuda 13’ncü maaşlar ödenecek diye özel sektöre olan borçlar sürekli ertelenirken bundan mağdur olan iş dünyası da artık Ticaret Odası yönetimini eleştirmeye başladılar.
Bir çok iş insanının devletten olan alacaklarını tahsil edemediği için tefecilerin insafına terk edildiğinden şikayetçi olan iş dünyasının önemli isimleri Ticaret Odası yönetiminin hükümet nezdinde girişimde bulunmasını istiyorlar.
Bazı iş adamları da odanın en pasif dönemden geçtiğini iddia ediyor!
 
 
Konuşmak icraat mı!
 
Yeni yıl yaklaşırken hep bir takım istatistikler de ortaya dökülür ve bunlar gazetelere manşet olur…
Meclis’te bulunan vekillerin kürsüdeki konuşma sayıları da bundan hep nasibini almıştır!
Buna göre meclis kürsüsünde en fazla konuşanlar alkışlanır ve konuşmayanlar ise eleştirilir…
Yani mentalite şu;
Konuşanlar çok iş yapıyor konuşmayanlar ise sınıfta kalıyor!
Çok konuşmanın ama hiç iş yapmayanın alkışlandığı başka bir ülke var mı acaba?
Bu arada bazı vekiller de yasalar ile boğuşurken kürsüde konuşmuyor ama epey terliyorlar…
Bal yapmayan arılar ise sadece konuşuyor!
 
 
Varlık içinde yokluk çekiyoruz!
 
Şu sıralar cadde ve sokaklarda en fazla görülen araçlar su dağıtıcı tankerler…
Çünkü ülkede çok ciddi bir susuzluk sorunu yaşanıyor!
Bazı bölgelere neredeyse haftada sadece bir gün su veriliyor ve bu da dolayısıyla kimseye yetmiyor ve devreye tankerler giriyor!
Bu arada Türkiye’den gelen ama ‘yetki’ kargaşası yaşanan su da denize akıtılıyor…
Bu ne inattır, bu ne düşmanlıktır akıllara durgunluk!
 
 
 
“Özersay’ın kapasite sorunu var!”
 
“O beklentiyi karşılayacak, o ağırlığı taşıyabilecek kapasite sorunu var. Soru işaretleri çok. Ölçülü olmakta yarar var. Geldiğimiz noktada tıkanan statükoyu tümden dağıtacak demokratik bir ihtilale ihtiyaç var.
Bunun için de, siyaseti meslek olarak görmeyen, adanmış, gözü kara fedailere ihtiyaç var. "Gidişatın mecrasını değiştireyim de varsın şimdi ortalarda olmayanlar yarın ayağımı kaydırsınlar, umurumda değil" deyip ilk fırsatta halktan alacağı destekle kimsenin gözünün yaşına bakmadan düzenin altını üstüne getirecek adama, adamlara muhtacız.
Bu açıdan bakıldığında tünelin ucunda birçok ??? görülüyor…”
 
(Nuri ÇEVİKEL)