En çok da Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik’in açıklamasına hayret ettim…
Yargı sisteminde bir takım yenilikler yapılması gündeme gelince belki de çok araştırmada sert açıklamalar yaptı…
Anayasa’ya aykırı olduğunu iddia etti!
Demek ki Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik şu anki sistemden memnun görülüyor…
İyi de o zaman niçin yargıda işlerin yürümediği yönünde büyük boyutlu şikayetler yapılıyor!
Narin hanım şu anki sistemden gerçekten memnun mu?
Ya da şimdi susup o da diğerleri gibi emekliliği gelince de yargının içindeki sıkıntılardan dem vuracak!
Olay basına çok yanlış aksettirildi…
Sanki de Türkiye, KKTC’nin yargı sistemini ele geçirecekmiş gibi bir hava yaratıldı!
Kimileri de KKTC’deki yargı sisteminin Türkiye’de uygulanmasını bile önerdi, dalga geçercesine…
Biz bunlara sadece klavye kahramanları diyoruz!
Sadece eleştirmek için çıkıyorlar piyasaya…
Hele de konu Türkiye’den gelince olay düşmanlık boyutuna kadar ilerliyor!
Ama ortaya geçerli bir alternatif  koyan yok…
Yargıdaki hantallığı ortadan kaldıracak tek bir proje bile üretmiyorlar!
Yargının gecikmesinin devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığından bile haberleri yok…
İşte buna en güzel örnek;
Dün Serbest Çalışan Hekimler Birliği’den ibret dolu bir yazı aldım…
Kısa bir yazıydı ama yargının durumunu bile gözler önüne seren en iyi örneklerden bir tanesiydi…
Anayasa Mahkemesi’ne göre KKTC’de hekimlerin ikinci iş yapması yasak…
Ama bakanlık göz yumduğu için legal hale gelmiş!
Serbest Çalışan Hekimler Birliği olayı yargıya taşıyor ama tam 1.5 senedir bir sonuç elde edilmemiş!
Pes etmiyorlar, hukuk üstün gelecek diyorlar ama mahkeme koridorlarında gezmekten öte bir şey olmuyor…
Bu ne biçim iş ki!
Anayasa Mahkemesi’nin ‘suç’ olarak nitelendirdiği bir olay bunca zamandır nasıl çözülemez…
Dalga mı geçerler insanlarla?
Bu yazıda Dr. Remzi Gardiyanoğlu ikinci iş konusunun peşini bırakmayacaklarının mesajını vermiş ama bana göre başka mesajlar da taşıyor…
Yargının hantallığını!
İşte o yazı;
“Ben ve yönetimdeki arkadaşlarım yaklaşık 1.5 yıl önce çıktığımız bu zor yolda sizlerin desteği ile de kamuoyu oluşturduk.
Tartışılmayan konuları tartışır hale getirdik. Ama anlamakta sürekli güçlük çektik hukuk devletinin değerli, bilgili, koltuk düşkünü sağlık bakanları Anayasa mahkemesinin verdiği kararı 5 yıldır uygulamayıp biz onlara bunu mahkeme emri ile uygulatmak adına hukuk mücadelesine başlayınca bizler mi yanlış yapmış olduk.
Beni ve yönetimdeki arkadaşlarımı hedef tahtası haline getirdiler. Biz bu süreçte bizleri tehdit eden sağlık bakanları bile gördük.
12 Nisan akşamı tüm yönetim kurulu arkadaşlarımın katılımı ile yapmış olduğumuz toplantıda oy birliği ile almış olduğumuz kararı çok yakında siz basın mensupları ile de paylaşacağız.
Ama şunu da net bir şekilde ifade etmek isterim mahkeme süreci uzamaya devam eder siyasi irade değişikliğinden sürekli baltalanır veya farklı bir yola sokulur ise biz farklı bir adım atmak konusunda net bir karar ürettik.
Herkes yakında KTSÇHB yönetim kurulunun ne kadar kararlı ve dik duruşu olduğunu görecek.
Saygılarımla,
 KTSÇHB Yönetim Kurulu'a
Başkan Dr. Remzi GARDİYANOĞLU
Şimdi sorarım sizlere;
Lütfen yargıdan memnun olanlar parmak kaldırsın!
Özellikle de borç ve alacak davalarından dolayı yıllarını mahkeme koridorlarında geçirenler…
Yargı sistemimiz daha çağdaş ve işleyebilir, hızlı bir sisteme kavuşmalı mı yoksa aynen böyle sürünmeye devam mı!
 
 
KTOES sınıfta kaldı!
 
KTOES bugün Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir eylem gerçekleştirecek…
Eyleme Güzelyurt Kurtuluş Lisesi’ndeki bazı öğretmenler de katılacak!
Gerekçe de 16 yaşındaki lise öğrencisinin okuldan ihraç değil de uzaklaştırma cezası alması…
Yani bu eylemi yapacak olanlar öğretmen olmasa bir nebze anlarım!
Bu çocuğa yanlış karne verdiler ses çıkarmadılar…
19 yaşında gösterip velisinin haberi olmadan polise teslim ettiler yine kimse itiraz etmedi!
Şimdi gelip bakanlık önünde eylem yapacaklarmış…
İlla ki bu çocuk okuldan atılacak!
Bence eylemden vazgeçsinler…
Gidip 16 yaşındaki çocuğun üstüne benzin döküp yaksınlar!
Yazık ki ne yazık!
 
 
Hangi inşaatta var ki!
 
İnşaatlarda meydana gelen iş kazaları bitmek bilmiyor…
Bir çoğunda insan hayatının zerre kadar değeri yok!
Çünkü her ne kadar bir takım çalışmalar olsa da yeterli değil ve işveren yeterli önlemi almıyor…
Son iş kazasının haber başlığı şöyleydi;
“Emniyet kemeri ve korkuluk yoktu!”
Şaştım doğrusu…
Sanki de bütün inşaatlarda varmış gibi bir hava hakim!
Şimdiye kadar inşaatlarda emniyet kemeri ve korkuluk ile çalışan birini gördünüz mü hiç siz…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Ali PİLLİ, sadece Güzelyurt’ta değil Lefkoşa ve tüm merkezlerde sorulan soru şu; Güven oylamasının yapılacağı gün Meclis’e gelecek misiniz yoksa gelmeyeceksiniz! Bu konuda bahse girenler bile yok değil!
Sayın Erdal ÖZCENK, sizin bakanlık acaba gümbürtüye mi getirilmek isteniyor dersiniz! Bu arada aksi durumda bir daha UBP’den aday olmayacağınızı söylemeye bile başlamışsınız. Yanlış yaparsınız zira gelecek vaat eden bir vekilimizsiniz!
Sayın Hamit BAKIRCI, sizin de hedefiniz bakanlık ama aynı anda Nazım beyle de uğraşmaya devam ettiğiniz söyleniyor. Hatta size bakanlık verilmezse ona da verilmemesi için baskı oluşturmaya çalıştığınız da iddia ediliyor! İyi de siz UBP’den mi seçilmiştiniz!
Sayın Dursun OĞUZ, sizin bölgede TC tabanlı örgütler iyice bastırmaya başladı! Ne kadar etkili olabilirler bilinmez ama eğer olmazsa parti içinde ciddi sorunlar yaşanmaya başlayacağını söylüyorlar! Savaş öncesi durum mu dersiniz acaba!
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, bölgede en şansı bakan adayı sizsiniz ama bu konuda Lefkoşa’da ciddi bir muhalefet yapılmaya başlandı. Son güne kadar uyanık olmakta yarar görüyoruz!
Sayın Kudret ÖZERSAY, muhaliflerinizin sahneye koyduğu son senaryo Ankara destekli bir parti olduğunuz yönünde. Onlar Ankara’nın desteğinin kamuoyunda geri tepeceğine inanıyorlar. Bu arada yanınızdaki bazı aklı evvellere söyleyin bizim siyaset ile yakından ve uzaktan ilgimiz olamaz. Onlar mesajı muhakkak alacaklardır!
Sayın Bumin PAŞA, TMK’daki bayrak skandalının polis soruşturmasında olduğunu memnuniyetle öğrendik. Bu arada yeni bakanlıkta yeni müsteşarlık görevinize hazırlık yapıyor musunuz!
Sayın Tahir GÖKÇEBEL, sırf akraba olan bir öğretmen istedi diye bir çocuğun okuldan atılması için eylem yapmak bir öğretmen sendikasına yakışıyor mu! Öncelikle bir sorun bakalım bu çocuk polis tutuklasın diye niçin 19 yaşında gösterilmiş!
Sayın Cemil SARIÇİZMELİ, hafta sonu bölgenizde yapılacak ve Türkiye’den de 4 bakanın katılacağı düğün törenince giymek için smokin sendromu yaşadığınız söyleniyor! Smokin giymeyenler törene sokulmayacak mı yoksa!
Sayın Tufan ERHÜRMAN, önceki akşam Er Meydanı’nda öyle bir konuştunuz ki bütün gönülleri yine fethettiniz…Partinizde sizin gibi düşünenler artığı müddetçe başarı kaçınılmazdır. Tabi ki takoz koymazlarsa!
Sayın Hasan SADIKOĞLU, üç senedir hizmete girmeyi bekleyen bandabulyanın hala hizmete konulmaması bölge sakinleri tarafından eleştirilmeye başlandı. Müze konusunda bize göre başka bir mekanı düşünmelisiniz!
Sayın Kudret AKAY, UBP-DP hükümeti döneminde size de çok önemli bir makam verileceği konuşulmaya başlandı. Ama bu sakın bakanlık olmasın zira işte o zaman partili fena halde köpürecektir!
Sayın Metin KARADERİ, son yılda yapılan istihdamları kamuoyuyla paylaşmanız yerinde oldu ama bir de deriz ki kurumlarda yapılan istihdamları araştırıp deşifre etseniz! Zira oraları partilerin çiftliğinden de beter hale geldi!
Sayın Mehmet Ali TALAT, Halkın Partisi konusunda çok fazla iddialı konuştunuz ama sağ mı sol mu vuracaklarını artık ilk genel seçimlerde siz de öğreneceksiniz! Şu anda üçüncü parti konumunda olduğunuzu biliyor muydunuz?
Sayın Nihat BERKAN, Kaya Artemis Otel’in genel müdürlük makamından koordinatörlük makamına atandığınızı duyduk, hayırlı olsun! Bu arada bu atama iyi mi kötü mü oldu ileride belli olacak diyorlar.