“Levent bey yazılarınızı ve yorumlarınızı sürekli takip etmekte, bu sayede toplumun aydınlatılması toplumsal duyarlılık konusundaki yayınlarınızın ülkemiz için çok önemli olduğu kanısındayım.
Son yazınızda benimle ilgili yapmış olduğunuz 'Sn bakanın meclis kürsüsünden yeni konular ve yeni eleştiriler' konusunda ki güncelleme istemi aslında ülkemizin içinde olduğu siyasi ve ekonomik durumun bir göstergesi.
Düşünün ki bir ülkenin tarım bakanı 2014 yılından üreticinin alacağı olan doğrudan gelir desteği hala ödenmemişken 2015’in ortasına geldiğimiz bu aylarda 2015 desteğinin ödemesinde zamanı gelmişken hala üreticiye ne zaman ödeyeceğini açıklamamışsa ve ben bunu muhalefet milletvekili olarak üretici adına yüce kürsüden sormuşsam suç mu.
Üretici mecliste tarım bakanından bir açıklama beklerken sayın bakanın açıklama yapmaması normal mi.
Bugün alacağını alamayan üreticinin çiftçinin alacağını sorgulamak mı güncelleme o zaman aslında sayın bakanın  borçlarını ödeyerek kendini güncellemesi gerekli.
Diğer konu ise çok kez gündeme gelen şu an çiftçimizin ekmiş olduğu ve hasada girdiği ithal 'tohumluk Akhisar 98 arpa' hakkında idi.
Doğrudur defalarca işledim bu konuyu sertifikasız alındığı için ve üreticiye yüksek fiyattan verildiği için eleştirdim bugün de aynı konumdayım.alındığı zaman eleştirdim tohum ekildi boy verdi yine eleştirdim sn bakan 'meclis kürsüsünden bu arpanın kefili benim' dedi.
Ben de üretici eğer bu sertifikasız arpadan dolayı ürün kaybına uğrarsa cebinden ödeyeceksin dedim devletin kurumuna kendi yanlış kararlarınızın faturasını ödetemezsiniz dedim.
Bugün neden gündeme getirdim, çünkü hasat zamanı gelen arpanın hasadını da takip ediyorum yağmurun bol olduğu bölgelerde verim iyi oldu ancak verim kaybına uğrayan birçok üretici var halbuki ülkede kuraklık yok o zaman bu üreticilerin kaybını kim ödeyecek? Buna cevap kim verecek?
Bir örnek iskele ilçesinde bir üretici 300 torba bu tohumdan ektiğini ama ürün alamadığını söylüyor yaklaşık 18 bin TL tohum parası ekimden kazanacağı hariç ne olacak bu üretici…
Bir başka konu ise devletin kurumu olan TÜK yanlış kararlarla ne hale geldiğinin göstergesi, maalesef bu yanlış kararlar şu anki ülkede ki üreticinin ürettiği arpanın alımı ile ilgili sorunun da bir parçası.
Yine eleştirmiştim, bugün neden eleştirdim çünkü zaman maalesef bizi haklı çıkardı biz muhalefet olarak bazı konularda bakanlığı uyarıyoruz, ülke menfaatleri ve tarımdaki konularda.
Önceki yılda uyarılarımızı dikkate alanlar bu yıl kulaklarını tıkadılar. Biz yaparsak doğrudur. biz istediğimizi yaparız şeklinde hareket etmişlerdir. Ancak muhalefeti ve kendilerini takip edenler olduğunu hesaba katmamışlardır ya da gün geçer unutulur dikkate almayız muhalefet bir gün konuşur susar şeklinde davranmışlardır. konu ise' 120 bin ton yemlik arpa' ihalesidir bu kadar yekun arpa alımının yanlış olduğunu defalarca uyarmamıza rağmen dinlemediler aldılar.
Yanlışlığın birincisi fiyat konusu idi, 260 dolar tonunu aldılar dedik ki yüksek fiyat dünyada arpa fiyatları düşüyor inanmadılar.bugün arpanın tonu 186 dolar dünya borsası ülkeye maliyeti en çok 210 dolar civarında. İkinci konu ise miktarın çok olduğu bunun 20 veya 30 bin tonluk olarak parça parça alınması idi. Bu arpanın 4 ay önce fazla olduğu ve ellerinde kalacağını söyledik sayın bakan kalmayacak dedi. Bugün hasat başladı depolarda yaklaşık 20 bin ton arpa kaldı. Üretici hayvancı ürününü çıkardı ne olacak bu 20 bin ton arpa.
20 bin ton 260 dolarda 5.2 milyon TL TÜK tüccara ödemek zorunda satamadığı arpayı nasıl ödeyecek?  Bunu sorduk cevap yok. Peki 20 bin ton arpada dahi dünya piyasasına göre 50 dolardan 1 milyon dolar zarar var. Bu zararı kim ödeyecek bunları sormak suç mu.
İşte güncelleme günün sonunda bugün 20 bin ton elde kaldı TÜK 5.2 milyon mükellef altında 1 milyon zarar var bir de ihale sırasın da dolar 2.3 TL civarındaydı şu an elimizde olmadığı sebeplerden 2.7 TL çıktı bu kur farkından dolayı olan zarar 20 bin ton için 2/3 milyon TL de ayrı bir zarar .
Şimdi sormak isterim bunları devamlı sormak mı lazım yoksa susmak mı lazım.
Yapanın yanına kalması mı lazım.Bu ülkede bir şeyleri düzeltmek istiyorsak hep beraber yapmalıyız yapanın yanına kalmamalı birileri hesap vermeli bu zararlar hepimizin zararı.
Bu sorulara cevap vermek istemeyenlerin o koltukta oturmamaları gerek ama maalesef bunu sorgulayan yok.
Ben muhalefet vekili olarak görevimi yapıyorum yapmaya da devam edeceğim. Bu ülkede devleti zarara uğratan kim olursa olsun hangi partili olursa olsun hesap vermeli ve hesap sorulmalı.
Soracak mıyız yoksa boş mu vereceğiz. Saygılar sunar başarılarınızın devamını dilerim…”
 
Dursun Oğuz
UBP G.Mağusa Milletvekili
 
 
Aktığ: Ben gerçekleri söyledim!
 
“Sayın Özadam,
yazınıza konu ettiğiniz toplantı, her yıl Dünya'nın farklı bir turizm destinasyonunda yapılan DMO isimli Online pazarlama teknolojilerini kurgulayan, gelecek konusunda beyin fırtınası yapılan toplantıların bu yıla ait olanıydı.
Yazınızda vurguladığınız gibi bu toplantı tüm turizm paydaşlarına eğitim boyutuyla da katkı
yapabilecek olan önemli bir organizasyondu.
Dilerdim ki toplantının niteliğine ilişkin bilgileri toplantı sırasında ve sonrasında öğrenmeyelim ve toplantının detayları toplantı salonuna gelmeden önce ben ve arkadaşlarımla paylaşılsın.
Sunumumdaki bilgilere gelince: Dünya Turizm Örgütü 2015 Öngörüleri Raporunda ve benzeri raporlarda vurgulanan gerçeklerdir. Bu konularla ilgili olarak GAÜ ve UKÜ'de (Nisan 2015) yapmış olduğum iki sunuş da Akademik çevrelerce kabul görmüştür.
Dilerdim ki benim şahsımı ve ülke turizmine önemli katkılar yapan KITOB’u hedef alan eleştirilerinizi yapmadan önce benimle konuşmanızdı. Bu yolla, yazınızda belirttiğiniz hususlara ve vurguladığınız detaylara açıklık getirmiş, kamuoyunu da daha net bilgilendirmiş olurduk…”
 
Hüseyin AKTIĞ
KITOB Başkanı
 
 
Bu ne hız arkadaş!
 
Şikayet bir okurdan geldi;
Pazar günü Girne-Lefkoşa seferini yapan Kombos işletmelerine ait bir minibüs 170 kilometre hızla giderken tespit edilmiş.
Kelle koltukta bir sürüş yani, daha kısa zamanda gidip daha fazla yolcu alma telaşı!
İçinde onlarca yolcu taşıyan araçların sorumsuz bazı sürücüleri sadece kazaya davetiye çıkarmıyor aynı zamanda yollardaki diğer sürücülere de dehşet anı yaratıyorlar…
Kombos yöneticilerine önemle duyurulur!
 

Seniha Kanatlı’nın sitemi!
 
Ülkemizin tanınmış manken ajansı sahiplerinde Seniha Kanatlı sosyal paylaşım sitesindeki hesabında ciddi ihbarlarda bulundu…
Bazı şahısların ajansına sahip mankenlerle birlikte olmak istediklerinden şikayet etti!
Aslında bu bilinmeyen bir şey değil…
Açığa çıkması gereken ise şu;
Buna kimler aracı oluyor hangi siyasetçiler ve iş adamları manken alıp birlikte olma teklifinde bulunuyor ve kaç para öneriyorlar…
Seniha Kanatlı bu sorulara cevap verirse bundan böyle kimsenin mankenlerle birlikte olma talebi olmaz…
Var mısınız Seniha hanım?
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Ahmet GÜLLE, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin eczane sistemi yenilendi belki ilk görüşte iyi oldu ama bu sefer de uzun kuyruklar oluşmaya başladı. Bazı vatandaşlar uzun süre beklemekten şikayet ediyorlar. Bir bakın bakalım yeni sistemde tıkanıklık neredeymiş?
 
Sayın Özdemir BEROVA, TC Yardım Heyeti’nin her yıl milli eğitim projeleri için verdiği 16 milyon TL’nin yarısı niçin geri gidiyor? Proje üretmek için sıkıntı mı çekiyorsunuz yoksa? Elçilik yetkilileri de bu durumdan şikayetçi bilesiniz!
 
Sayın Mustafa AKINCI ‘sihirbaz değilim’ söylemeni artık daha fazla konu etmeye gerek yok çünkü göze batıyor. Vatandaş zaten her şeyin farkında ve siz ülkede değişimin önünü açmak için projeler üretin yeter de artar bile…
 
Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra aktif siyasete geri dönme kararı aldığınız söyleniyor. Lefkoşa’da her iki kişiden biri size selam veriyorsa vardır bir hikmeti değil mi?
 
Sayın Şener ELCİL, Şht. Ertuğrul İlkokulu’nda uzun süredir devam eden eylem ve grev artık kabak tadı vermeye başladı. Öğrencilerin daha fazla zarar görmemesi için eğitimi kısıtlamayacak projeler üretmeniz bekleniyor…
Sayın Mehmet Ali TALAT, devletin size verdiği ofis bazılarına epey dert olmuşa benziyor. Ağızlarına daha fazla sakız olmadan en iyisi ofisi kendi arzınızda geri verin de bazıları iyice rahat etsin…
Sayın Ersin TATAR, seçimler sonrası UBP’de yönetim zaafı tartışılmaya başlarken genel başkanlık için profesyonel bir ekip kurduğunuz ve kulisleri hızlandırdığınız gözleniyormuş. Zaman ve zemin tamamsa niçin olmasın değil mi?
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, Ali Nesim Meydanı hem çok şık oldu hem de ülkemiz değerlerinin isimlerini yaşatılması bakımından büyük memnuniyet yarattı. Umarız tüm belediye başkanlarına güzel bir örnek teşkil eder…
Sayın Hüseyin AKTIĞ, siz bizim ne demek istediğimizi çok iyi anladınız ama sanırız anlamamakta ısrar ediyorsunuz. 120 Alman turizmcinin önünde yaptığınız konuşmayı kendi kulaklarımızda dinledik. KKTC’de destinasyon açmak isteyenlere karı yapılmaması gereken bir konuşmaydı…
Sayın Erdinç KÜÇÜKUNCULAR, dün sabahın erken saatlerinde Akıncı da dahil ülkenin önde gelen siyasetçi ve iş adamlarına verdiğini ciğer partisi yine dillere destan oldu. Katılamayanlar epey pişman olmuşlar…Şimdi kelle paça istemeye başladılar bilesiniz…
Sayın Hasan TAÇOY, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın evinin önüne kurulan polis kulübesine hala telefon hattının kurulmadığından haberiniz var mı? Yoldaki direkten kulübeye bir tel çekmek bu kadar mı zor bir şey yani…
Sayın İsmail ABİDİN, Alman turizmcilerin KKTC’deki mükemmel toplantısına bazı otel yöneticilerini davet etmediğiniz yönünde sitem mesajları alıyoruz. Epey içerlediklerini belirtiyorlar haberiniz olsun…
Sayın Hakan KUNTAY, 14 Haziran’da kurulacak olan yeni kabinenin teknokrat ağırlık olacağı ve yerel yönetimler ve enerji konusundaki bakanlığa sizin adınızın da geçtiğini öğrendik. Yıllarca partinin mutfağındaydınız bunu fazlasıyla hak ediyorsunuz…
Sayın Sunat ATUN, 2013’de yapılan genel seçim hesaplarını ele geçirip mercek altına aldıktan sonra şimdi partiyi dibinden sarsacak açıklamayı yapmanız bekleniyor. Şeffaf parti yönetimi adına bunu mutlaka yapmalısınız, hem de daha fazla gecikmeden…
Sayın Şahap AŞIKOĞLU, kibarca ve özenle seçilmiş kelimelerden oluşan mesajınızı aldık hassasiyetinizden dolayı teşekkür ederiz. Ama yine de ha keşke yurt dışında değil de çok büyük önem verdiğiniz Alman pazarının temsilcilerinin olduğu bir toplantıda siz de olsaydınız.