Tıp-İş Başkanı Sıla Usar İncirli artık işi kurnazlığa döktü…

18 Nisan’da miting yapacaklar ya!

Kamuoyunun gözüne nasıl girecekler anlaşılan yatıp kalkıp onu düşünüyor…

Dün de sosyal medyada kendi hesabında bir paylaşımda bulundu!

G.Mağusa Devlet Hastanesi’nin başarılı doktorlarından Mustafa Kalfaoğlu’nun düşüncelerini paylaştı…

Önce o paylaşımı biz de sizle paylaşalım:

“Dostum Mustafa Kalfaoğlu'nun ağzından:

"Hüseyin en azından ödül alıyor. Biz ne yapsak cezaya giriyor. Yıllarca kendi alanımda ülkeye onlarca yenilik getirdim. 2006 yılından beridir de ileri laparoskopik cerrahi ve en önemlisi safra yolundaki taşların ağızdan endoskopla ameliyatsız alınmasını sağlayan ERCP işlemini KKTC' ye kazandırdım. Bu güne kadar da yapmış olduğum1640 ERCP işlemi ile ülkenin daha önce yurt dışına sevkettiği bu hastalardan yaklaşık 17 milyon TL kazanmasını sağladım. Buna rağmen halen Mağusa Devlet Hastanesinde yapmış olduğum ameliyat, endoskopi, ERCP, kapsül endoskopi, endosonografi,hasta bakımı, küçük müdahale ve muayenelerin özeldeki karşılığı 500-600 tl olup, aldığım maaş 7350 TL dir. Özelde çalışmadığım taktirde devletin veremediği eğitim hizmeti için özel okula ödemem gereken para 2 çocuk için aylık 4000tl. Sağlayamadığı toplu taşıma için harcadığım benzin parası 1000tl. Ev giderleri 1500 tl. Diğer giderler 2000 tl olduğuna göre nasıl geçinebilirim. Bu devlet benden ne bekleyebilir? Tabii ki tek seçeneğim İSTİFA. Onların kaybı ayda 500- 600 bin tl. Benim kaybım 7350 tl.Halkın kaybı SAĞLIĞI. Sen en azından ödül aldın Hüseyinim. Biz başarılarımızın karşılığında hiç birşey almadık. Bakanlık bir teşekkür yazısı bile yazmayı akıl edemedi. Bu koşullar altında Allah Devletimize, düzeltiyorum, hükümetimize zeval vermesin, halkımıza da sağlık versin ki bizlere ihtiyacı olmasın. 1 Ağustos itibarı ile de kalan yıllık izinlerimi kullanmaya başlayacağımı ve süre bitiminde de sizleri 5000tl maşla tedavi edecek mutsuz genç cerrah arkadaşlarıma devredeceğim. Ben ödülümü 1992 yılında Tıp Fakültesini BİRİNCİLİKLE bitirdiğim zaman Cumhurbaşkanım Rauf Raif Denktaştan, Rektörümden ve bu güne kadar tedavisini üstlendiğim tüm hastalarımdan fazlası ile aldım. Hükümetten hiçbir beklentim yok."

Dr. Mustafa Kalfaoğlu 7 bin 350 TL maaş aldığını ifade etmiş ve kendi standartlarına göre bu parayla geçinmenin mümkün olmadığını söylemiş…

İyi de etmiş!

Herkesin bir geçim standardı vardır ve aldığı maaş buna yeter ya da yetmez…

Kalfaoğlu’na söyleyecek sözümüz yok!

Yok ama…

Sıla hanıma var!

Sıla hanım da bunu fırsat bilmiş, Kalfaoğlu’nun paylaştıklarını kamuoyuyla paylaşmış…

Amaç belli ki şu;

Sadece genç hekimlere değil eski hekimlere de daha fazla maaş artışı yapın!

Ama bunu kendisi değil, bir meslektaşının sözlerini kullanarak söylüyor…

Aslında Kalfaoğlu’nu kullanıyor, şark kurnazlığı yapıyor!

Bir daha vurgulamakta yarar görüyoruz…

Biz şahsen devlette çalışan hekimlerin düşmanı filan değiliz!

Bu mesleğin de kutsallığına inanıyoruz ve bu mesleği yapanların yaşam standartlarının en üst düzeyle olmasını sonuna kadar destekleriz…

Ama bazıları var ki kutsal saydığımız mesleklerini kullanıp bundan rant elde etmeye çalışıyor!

Bunu tehdit derecesine kadar getiriyor…

Oysa istedikleri belli, maaşların yani hayat standartlarının yükseltilmesi!

Hoş bir çoğunun hayat standardı ikinci iş yaptığı için diğer bir çok kesimden çok yüksekte ama…

İkinci iş artık tamamen yasaklanıyor ve bir tercih yapma noktasına geldiler ya!

Ne koparırsak kardır mantığı…

Bunun için 18 Nisan’da eylem yapacaklar!

Önce çalıştıkları hastanelere gidip imzalarını atacaklar ki maaşlarından kesinti yapılmasın, sonra da Meclis önünde eylem yapsınlar…

Bencillik ancak bu kadar olur doğrusu!

Hatta devlete süre de veriyorlar…

İstedikleri olmazsa ileride eylemlerini acil servise de taşıyıp, acil hastalara da bakmayacaklar!

Kusura bakmasınlar ama bunda iyi niyet göremiyoruz biz…

Dağ yolu temize mi çıktı!

Üç kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasında mahkeme kararını verdi…

Kamyon sürücüsü 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı!

Şimdi bu karar tartışılıyor kamuoyunda…

Özellikle acılı aileler cezanın az olmasından dolayı halkı olarak sitem ediyor!

Belli ki mevcut yasalardaki cezalar vatandaşa az geliyor…

Ama burada gözden kaçan bir şey var;

Mahkeme ölümlü kazada kamyon sürücüsünün tamamen sorumlu olduğunu çevresel kusurun da olmadığını açıkladı…

Hani kaza sonrası dağ yolunun bozuk olması çok tartışıldı ve lanetler okundu ya!

Mahkeme kararına göre bu yol temize çıktı ya bu da başka bir ironi ve tartışma konusu artık…

Makul ölçüde zor kullanacaklar!

Özel güvenlik çalışanlarının yeni statüleri belirlendi…

Silah taşıyamayacaklar!

Soru şu;

Silahlı soygunculara karşı ne kullanacaklar!

Zor kullanacaklar ama bu makul ölçüde olacak…

Şunu mu demek istiyorlar acaba;

Korumakla yükümlü oldukları bir işyerini diyelim elinde bıçak olan hırsızlar bastı…

Güvenlik görevlisinin tek silahı ise pazıları olacak!

Onu kullanırken makul davranacaklar, bir tokat bir okşama yapacaklar…

MESAJ KUTUSU

Sayın Sıla Usar İNCİRLİ, bir meslektaşınızın serzenişini sosyal medyada paylaşarak bunu kullanmak isteminiz çok da etik bir davranış olmadı. Hekimlik mesleği yapan birisinin pek ala kendi düşüncelerini kendisinin paylaşma kabiliyeti vardır değil mi! Bu arada bu hekim arkadaş kesinlikle istifa etmeyecek, iddiaya girer misiniz!

Sayın Talip ATALAY, Rumların Kuzey’de yapacakları ayinlerin kısıtlanması konusunda her hangi bir görüşünüz yok mudur da bu konuda sessiz kalıyorsunuz! O tarafa geçtiğinizde umarız tepki toplamazsınız!

Sayın Süleyman MANAVOĞLU, bazı üst düzey polis arkadaşları uyarmak gerek ki sosyal hayatlarında biraz daha hassas davranıp kamuoyunda tartışma yaratacak poz vermesinler! Hepsinin iyi niyetli olduklarını biliyoruz ama Namık Kemal’in sözünü de unutmamak lazım!

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Avrupa Şampiyonu olan YDÜ kadın basketbol takımı her türlü övgüyü hak ediyor ve size de bu takıma bir teşekkür plaketi vermek düşüyor. Umarız önümüzdeki süreçte bu tür organizasyonlar daha çok olur ve ambargolar da bir şekilde kırılır…

Sayın Barış BURCU, ayinler konusunda yaptığınız açıklamada kısmen halkı olabilirsiniz ama belli ki artık komşular çok da iyi niyet ve hoşgörüden anlamıyorlar! Bu arada KKTC’nin halen Rumlar tarafından tanınmayan ve sözde işgal altında olduğunu söyledikleri bir devlet olduğunu da unutmamak gerek değil mi!

Sayın Mustafa KALFAOĞLU, sizin devletten istifa edeceğinizi bizzat sizden değil de başka bir hekimden duymak çok da şık olmadı! Pek ala kendinizi fazlasıyla ifade edebilen ve hakkınızı aramasını bilen bir kişiliğe sahipsiniz…Acaba biraz kullanıldınız mı!

Sayın Serdar DENKTAŞ, LAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı olmak isteyenlerin sayısı bir hayli fazla olunca buraya yapacağınız atamanın da epey geciktiğinden şikayetler geliyor! Maaşı olmayan bur kuruma başkan olmak isteyenlerin asıl amacı ne dersiniz!

Sayın Sibel SİBER, çok eski bir yapı olan Meclis binasının yangına karşı hazırlıklı olup olmadığı çalışanlar arasında epey merak konusu olmuş. Hani şu Devlet Laboratuarı binasının yanması da sizin binayı gündeme getirdi, özellikle elektrik kontağına dikkat çekiliyor…

Sayın Kemal DÜRÜST, geçen hafta içinde Yayla köyüne yaptığınız ziyarette kanser etkenleri konusunda bir de çalışma yaptırmıştınız. Özellikle bölge halkı bunların sonuçlarını dört gözle bekliyor, haberiniz olsun istedik!

Sayın Kudret ÖZERSAY, kara Mercedeslerin parası bile ödenmişken hükümetin onları almayacak olmasını beklemek biraz saflık değil midir! Sonuçta iktidara gelirseniz o araçları sizin de kullanacağınızı da bir yere yazın deriz!

Sayın Hasan YENGİN, KKTC’nin tem harita mühendisi olarak biraz geç olsa da Harita Dairesi müdürlüğüne atandığınızı ve yeni haftada görev başı yapacağınızı memnuniyetle öğrendik. Biraz geç oldu ama KKTC’de yaşadığımızı da unutmamak gerek değil mi…

Sayın Doğan SAHİR, Yeşil Barış Hareketi olarak yeniden aynı ekiple göreve devam edeceğinizi memnuniyetle öğrendik. Çevre konularında ciddi ve bilimsel çalışan tek örgütsünüz, başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Turgay HİLMİ, acaba 15 Nisan’ın sanat günü olarak kutlandığını bilen tek bir Allahın kulu siyasetçi var mıdır size göre! Ama gelin görün ki ülkede sanatçının yüzüne bakmayanların  böyle günlerde ağızlarından bal damlar!

Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, sendika artık emekli olan hekimleri istifa etmiş gibi göstermeye başladıysa malzeme sıkıntısı çekiyor demektir. İyi ki bunları kamuoyuna deşifre ediyorsunuz ki perde gerisi de aralanmış oluyor…

Sayın Nazmi PINAR, Antalya’ya turizm ataşesi olduğunuz yönündeki söylentiler konusunda kamuoyunu aydınlatıcı bir açıklama yapmayı düşünmez miydiniz! En azından merak edenleri de rahatlatmış olurdunuz…

Sayın Alihan PEHLİVAN, dün tansiyon bir kez daha tavan yapmış ve soluğu YDÜ Hastanesi’nde almışsınız. Büyük geçmiş olsun diyoruz, demek ki artık bir koltukta birkaç karpuz fazla geliyor değil mi, bir kaçını atın gitsin…