Önce hükümette yokuz dedi sonra ne oldu da yeniden sorumluluk üstlendi diye!
Yüzeysel bakıldığı zaman doğru eleştirilerdi bunlar…
Peki Talat bu kadar basit bir hata yapacak siyaset adamı mıydı!
Onunda kendine göre geçerli nedenleri vardı ve bunu önceki akşamki parti meclisi toplantısında dile getirdi…
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’den nasıl kazık yediğini anlattı;
UBP’nin hükümetten çekileceği söylentileri yayıldığı anda Cuma günü bizzat telefonda Özgürgün’ü aramış…
Neler oluyor ortak diye sormuş!
Özgürgün kesin ve net konuşmuş…
Cuma günü sıradan bir grup toplantısı olduğunu, Cumartesi günü de rutin bir parti meclisi toplantısı yapılacağını söylemiş!
…
Malum UBP’nin Cumartesi günü yaptığı parti meclisi toplantısı rutin olmaktan çok öteydi ve hükümetten çekilme kararı alındı!
UBP’nin planı CTP’yi devre dışı bırakıp DP ve bağımsız vekillerle yeni koalisyon hükümeti kurmak ve Başbakanlığa sahip olmaktı…
Bunun üzerine Talat ‘görev almayacağız’ deyince UBP daha bir gevşedi ve bakanlıkları kendince dağıttı müdür ve müsteşarları bile belirledi!
Ama bu işe Talat fena halde bozulmuştu ve konuyu parti meclisine götürdü, herkes CTP’nin muhalefete döneceğini tahmin ederken bu kez UBP’yi hükümete sokmama senaryosu yazıldı!
Doğal olarak da UBP’deki şenlik havası birden matem havasına döndü…
Sonuçta da şimdi olası bir CTP-DP-TDP koalisyon hükümeti ağırlık kazanıyor, ama bunda da ciddi sıkıntılar yaşanacak gibi görülüyor!
…
Ve CTP’nin ana damarı olan Kıbrıs sorunu da CTP’nin bu süreçte hükümette kalmak istemesi için bir neden olarak gösteriliyor…
Cumhurbaşkanı Akıncı ile perde görüşmeleri!
Akıncı’nın olası bir UBP-DP hükümetinde panikleyeceği…
Kim bilir belki de görüşmelerin sekteye uğratılacağı!
Yani CTP’nin bu manevrası sadece UBP’yi cezalandırmak için filan değil…
Birkaç kulvarda kontrolü elinde tutma isteği!
Hatta eğer erken genel seçim olacaksa bunun iktidardayken olması…
Devlet kaynakları, istihdamlar, falan filan!
Ama bu hükümet modeliyle de şöyle bir soru gündeme geliyor, Türkiye ile ilişkiler…
CTP kavgaya hazır…
TDP kavgaya hazır!
Peki DP böyle bir kavgaya hazır mı!
Tüm bunlara rağmen CTP-DP-TDP olası koalisyon hükümeti de öyle tereyağından kıl çeker gibi kurulmayacak!
En başta da Türkiye ile imzalanması tartışılan ekonomik ve mali protokol…
KİT’lerin tamamen özelleştirmesi!
İmzalanmazsa her ay maaş sıkıntısı çekileceği gerçeği…
Serdar Denktaş’ın TC Yardım Heyeti ile olan nahoş ilişkileri!
Denktaş, maaş sıkıntısı çeken bir hükümete girer mi sorusu…
Bunları bekleyip hep birlikte göreceğiz artık!
Denktaş Başbakan olur mu!
Dün konuşulan konuların başında geliyordu;
CTP, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş’a sırf UBP’yi saf dışı etsin diye Başbakanlık teklif etti mi!
DP’li kaynaklar bu bilgiyi doğruluyor…
Eğer bu koalisyon hükümeti kurulursa dönüşümlü başbakanlığa kesin gözüyle bakılıyor!
Peki üç partinin bakanlık dağılımı nasıl olacak?
Serdar Denktaş’ın isteği şu;
4-4-2
CTP tavla teslim yani!
CTP’de ‘Tufan Erhurman’ sesleri!
CTP bir yanan yeni hükümet modelleri üzerinde yoğunlaşırken bir yandan da Kasım ayında yapılacak olan kurultay hesapları yapmaya başladı…
Talat bu tür sorulara ‘bilmem’ cevabını verirken CTP kulislerinde Başbakan Ömer Kalyoncu’nun da aday olmayacağı kesin gibi!
CTP’lilerin büyük bir çoğunluğu Tufan Erhurman’ın artık bir adım daha öne çıkmasını ve genel başkan adayı olmasını bekliyor…
Gerekçe de diğer adayların örgütlerle olan sıcak ilişkileri ama Tufan Erhurman’ın masaya yumruğunu vurabilme özelliği!
Ve Kudret Özersay’ın karşısına çıkarılacak enerjik bir başkan…
Bir çok partili de ancak Tufan Erhurman’ın partiyi büyütüp genişleteceğine inanıyor…
1993 öncesine dönmemek için!
Talat, UBP’ye gitmeyecek!
Çok büyük ihtimalle CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat bugün yeni hükümeti kurma görevini Cumhurbaşkanından alacak ve temaslara başlayacak…
Aslında çok bir şansı da yok gibi!
Merakım şuydu;
Talat, UBP’ye gider de birlikte hükümet kurmayı dener mi!
Bunun cevabını kendisi önceki akşamki parti meclisi toplantısında açıklamış…
Buna göre Talat kesinlikle UBP’nin kapısını çalmayacak ve DP ve TDP ile hükümet kuramazsa bu görevi teslim edecek!
“Sen kimin beslemesisin!”
“Selamlar Levent bey,
Bugünkü köşenizde Ülker Fahri ismiyle devlet çalışanlarına hakaret eden kişiye seslenmek istiyorum.
Devlet çalışanlarına hakaret etme hakkını nereden buluyor acaba da devlet çalışanlarına besleme diye hitap edebiliyor.
Bu insanların pek çoğu yıllarca gerek yurt içi gerekse yurt dışındaki üniversitelerde yokluk içinde okuyup devletin yapmış olduğu sınavlarda başarılı olarak bu görevlere girmeye hak kazanmış insanlardan oluşmaktadır. Verdikleri hizmetin karşılığını almak ta onların hakkıdır.Eğer işlerinin çok rahat olduğunu kastediyorsa sadece bir gün gelip bu kurumlarda çalışsın o zaman anlar neyin ne olduğunu.Elbette her kurumun iş yoğunluğu farklıdır belki bu zat vatandaşın pek işinin düşmediği daireleri kastetmiştir ama bu da ona insanlara hiçbir şekilde hakaret etme ayrıcalığı vermez.
Buradan ben de bu zat-ı muhterem e soruyorum sen kimin beslemesisin…”
(Kazım DİNGİL)
MESAJ KUTUSU
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Cuma günü Talat’a ‘hafta sonu hanım gelecek sonra görüşürüz’ demeseydiniz şimdi durum çok daha farklı olabilecekti. Bu sözler Talat’ı öyle bir hırslandırdı ki siyasi manevra da bundan sonra başlatıldı…
…
Sayın Asım AKANSOY, protokol konusunda öyle bir açıklama yaptınız ki son yılların en büyük ifşaatlarından birisi oldu. Bu arada köy gezilerinde karşınızda kim olursa olsun genel başkanlığa aday olacağınızı söylemeye başlamışsınız. Hayırlı olsun!
…
Sayın Tufan ERHÜRMAN, parti içinde Kudret Özersay korkusu nedeniyle Kasım’da genel başkan olmanız için kulislere başlandı bile! Kabul eder ya da etmezsiniz ama başta gençlik örgütleri olmak üzere yakında büyük bir baskı altına alınacaksınız…
…
Sayın Mehmet HARMANCI, bir süreden beridir LTB’den basın bültenlerini alamıyoruz. Sorun bakalım sizin basın şubeye bizi basın mensubu listesinden çıkardılar mı? Yoksa bir ambargo mu söz konusu!
…
Sayın Hasan TAÇOY, DP’den istifa ederek büyük bir taktik hatası yaptığınızın farkındasınız değil mi? Hoş böyle bir sürprizle karşılaşabileceğini büyük ihtimalle Serdar bey aklının ucuna getirmiyordu…Her şeyde bir kısmet vardır artık!
…
Sayın Sunat ATUN, olası bir UBP-DP hükümetinde Ekonomi ve Maliye birleştirilip başına da siz geçeceksiniz. Tabi ki bunu Serdar bey belirleyecek. Şimdilik size yatıp kalkıp dua etmek kalıyor!
…
Sayın Kudret ÖZERSAY, hangi koalisyon modeli olursa olsan herkesin kafasında nedense hep siz ve partiniz var. Kendilerine çeki düzen vermeleri için iyi bir fırsat oldu değil mi? Yarın seçim olsa ikinci partisiniz…Bu arada köken dengelerine aman dikkat!
…
Sayın Zeki ÇELER, sizin şaka yollu açıklamalar acaba gerçeğe mi dönüşecek dersiniz! Şu parmak arası terlik meselesini ben de tuttum. Bakan olursanız bu terliklerle kahvenizi içmeye geleceğim.
…
Sayın İsmet YAZICI, sempatik ve hoşgörülü yapınız nedeniyle Kıbrıs Türk basınından ilk izlenim olarak tam not aldınız. Ama aboneler şu ekstra 7 TL’lik eklemeden hala hoşnutsuzluk belirten mesaj göndermeye devam ediyor, bilesiniz istedik!
…
Sayın Canan ÖZTOPRAK, dost sohbetlerinde CTP’nin dörde bölündüğünü söylüyormuşsunuz. Hani bir laf vardır ya söyleme dostuna o da söyler dostuna diye, bunu da unutmamak lazım değil mi!
…
Sayın Gürsel UZUN, Vakıflar Bankası yönetim kurulundaki görevinizden alınmanız gönül rızanız mı oldu yoksa bir emrivaki mi vardı diye tartışma konusu olmuş. Özellikle de sizin partililer bunun cevabını arıyorlar…
…
Sayın Erdinç KÜÇÜKUNCULAR, Murat Arar ile birlikte Ticaret Odası yönetim kurulu üyeliğine seçilmeniz dostlarınız arasında büyük memnuniyetle karşılandı. Bunu kutlamak için mangalların ne zaman yanacağını soruyorlar. Tebrik ederiz…
…
Sayın Nüzhet İLKTUĞ, Kıb-Tek yönetim kurulu üyeliğiniz hayırlı ve uğurlu olsun diyeceğiz ama hükümette yaşanan deprem acaba bu üyeliğin çok kısa süreli olmasına mı heden olacak diye de düşünmüyor değiliz…
…
Sayın Oğuz KÖSE, aktif siyaset zamanının geldiği ve bu konuda küçük çaplı da olsa kulislere başladığınız görülüyor. Doğru zaman ve doğru zemin olursa niye olmasın ki! Vatandaş artık siyasette yeni yüzler görmek istiyor…
…
Sayın Hasan TOPALOĞLU, 370 gün haz mahrumiyeti cezasıyla spor tarihinde bir ilke imza attınız ve rekorlar kitabına girdiniz. Biraz acımasız bir karar olmuş ama artık adaletin kestiği parmak da acımaz değil mi!
…
Sayın Ömer MERAKLI, Kıbrıs Türk turizmine bu kez de bir belgeselde baş rol oynayarak katkı koymaya başlamışsınız. Sizi kim seçtiyse doğrusunu yapmış. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…