Bir okul üst yöneticisi dert yanıyor...
Okula gelip de eğitim görmeyen sözde öğrencilerin akıbetini anlayamamış bir türlü!
Aynen şöyle ifade ediyor;
Geliyorlar, kaydoluyorlar sonra da kayboluyorlar!
Güzel bir tanımlama doğrusu...
Tabi ki aklımıza hemen yıllar önce KKTC’ye gelip nasihatte bulunan Nijerya’nın Ankara Büyükelçisi’nin uyarıları geliveriyor;
Ülkenize gelip de okumayanları derhal ülkeden geri gönderin...
Boşuna söylememiş adam!
Şimdi işte uyarıları dikkate almamanın bedelini yaşıyoruz...
Hele de artık üniversitelerin insan kaçakçılığına soyunup yüklü paralar kazanmaları buna en iyi örneklerden sadece bir tanesidir!
...
Bu sıralar bize en fazla gelen soruların başında geliyor;
Kemal Dürüst’ün durumu nedir, ne kadar hapis cezası alır?
Biz polis de değil, yargı da değiliz, çok da bu işlerden anlamayız...
Anlayanlara sorduk;
Daha suçlamaların bitmediğini, hatta yenilerinin eklendiğini o yüzden cezasının ne kadar olduğunu tahmin etmenin zor olduğunu belirtiyorlar...
Mantıklı bir açıklama tabi ki!
Çünkü soruşturma artık sahte diploma konusundan çoktan çıkmış dışarıya taşmıştır...
Bildiğimiz tek şey vurgunun tahmin ettiğimizden çok daha fazla olduğudur!
İfade edilen rakamlar her geçen gün daha da büyümektedir...
Demek ki sabırlı olmak gerek!
Son sözü yargının söyleyeceğini de unutmamamız gerekir...
...
Sahte diploma olayı artık sahte reçete skandalının önünde gölge teşkil etmektedir...
Tutuklanan ve sorgulanan isimler tanınmış olunca yoğun bir ilgi yaşanıyor ki bu da doğaldır!
Ama burada sorun sadece sahte diploma değildir...
Çok yeni ve taze bilgiler gelmeye devam ediyor!
Anlayacağınız çok büyük ihtimal sırada rüşvet iddiaları var...
Öyle ufak tefek paralar da değil bunlar!
Milyonlarca liradan bahsediyorlar...
Bazı okulların kuruluş ve izinlerinin alındığı dönemlerden!
Çatır çatır rüşvet önermişler birileri de bunları almış cebine indirmiş...
Şimdi kokuları gelmeye başladı!
Çok büyük ihtimalle Kudret hoca son iki gündür bundan bahsediyor ama ne zaman deşifre edeceğini artık biz de bilmiyoruz...
Ama zikredilen isimler ‘yok artık’ dedirtecek cinsten!
Bekleyip göreceğiz...
...
“Paravanın arkasındaki savaş...)
“Konuşmayım diyorum ama bu sahte diploma meselesini konuşmanız, şikayet etmeniz, çok büyük kahramanlık ve cesaret hikayeleri çıkarmanıza birşey demeden duramayacağım.
12 sene önce bunu söyledim diye beni dışlayan bütün sol, muhalefet, temiz toplumcu, akademisyen ve siyasetçi akademisyenlerin sessizliğini, korkaklığını ve konuyu basite indirgemelerini unutmam mümkün değil. Yüksek eğitimdeki sahtecilik ve intihalciliğin konu edilmesine "deli saçması bir abartı" denmesi öngörüsüzlüğü hakimdi.
İlgilenirmiş gibi yapanların da kendileri ortada görünmeden bana arkadan isimler atıp istemedikleri isimleri temizlettirme çabalarındaki art niyeti de hatırlamanızı isteyeceğim. Kendine "sendikacı" diyen bir hödük o zaman bana "bu mesele çok dikkat çekecek bir siyasi mesele olabilir ama sen bu konudan kopana dek mesele etmeyeceğiz" de demişti. Memleket meseleleri kişilerin parlaması parlatılması ya da görünür kılınmaması için araçlara dönüşmüş çünkü. Ne halk ne gelecek ne millet önemli.
Ya bütün bu tutuklamalarla bir iş yapılıyormuş imgesi verilirken, memleketin eğitiminin lokomotifi olacak yerlerdeki kişilerin okul tastikli transkript ve diploma göstermemesine olan duyarsızlık? Halihazırda var olan bir üniversite diploma transkript sistemini hiçe sayıp onun yerine gazeteler üzerinden diploma var mıydı yok muydu tartışması yapılmasına göz yumulması? Sanki bir diplomanın varlığını yargıçlar, avukatlar ve onları etkilesin diye haber yapan gazeteciler "kanıtlayabilir". Bu şekilde yeni bir sistem yaratıyorsunuz, meselenin uzmanı olmayanlar üniversite derecesi onay mercii ve otorite haline getiriliyor. Bunu konuşan? Belki 12 sene sonra da sıra bunun yarattığı çarpıklığı konuşmaya gelir! Aceleye hacet yok!
Aklımızla dalga geçmeyi bırakın, bize önden adı diploma olan paravanın arkasında gerçek savaşların ne için yapıldığını anlatın. Sustuklarınız ve üzerine gittiklerinizden bellidir meselenin diploma, intihal ve temiz akademi olmadığı.
Uyumuyorsun ada yarısı, neden hala uyurmuş gibi yapıyorsun o zaman?”
(Umut ÖZKALELİ)
...
MESAJ KUTUSU
Sayın Tufan ERHÜRMAN, ülke genelinde CTP kulislerinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partiden mi yoksa bağımsız olarak mı aday olacağınız konuşulup tartışılmaya başlandı. Çoğunluk da partiden aday olmanız konusunda görüş birliğine varıyor. Şimdiden karar vermekte yarar görüyoruz...
...
Sayın Ünal ÜSTEL, Antalya’da yaptığınız temaslarda kurultay ve erken genel seçimlerin de gündeme geldiği ayrıca hükümetinizin bir kez daha Ankara’dan güven oyu aldığını duyduk. Desenize keyfiniz hayli yerinde ve işler tıkırında gidiyor...
...
Sayın Kasım KUNİ, Güzelyurt’ta bir polis subayının dışarıya sızdırdığı bilgiler nedeniyle bölgeli bir iş insanının tutuklanacağını öğrenince yurt dışına kaçtığı yönünde ihbarlar yapılmaya başladı. Bir soruşturun bakalım bu arkadaş kimmiş, neyin nesiymiş, hangi amaçla bazılarını koruma altına almış?
...
Sayın Turgay AVCI, diploma sıkıntısı bitmişken şimdi de bambaşka konularda bir takım iddialar konuşulmaya başlandı. Konuyla ilgili çok yakında kapınızın çalınabileceği ve bir takım sorularla karşı karşıya kalabileceğiniz yönünde mesajlarınız gelmeye başladı...
...
Sayın Hülya ALTUN, Güzelyurt Kurtuluş Lisesi’nde bazı veliler teneffüslerde çocukları ile iletişim kuramadıkları yönünde şikayet mesajları göndermeye başladılar. Okul boyunca değil ama en azından ders aralarında telefonlarını kullanabilmek için izin vermenizi bekleyen isteklerde bulunmaya başladılar...
...
Sayın Emrah YEŞİLIRMAK, sahte diploma konusunda kamuoyu hala sizden ayrıntılı bir açıklama bekliyor. Halkın vekili olarak bunu yapmanızın da kesinlikle şart olduğunu belirtiyorlar, haberiniz olsun istedik!
...
Sayın Barış TİLKİ, yeterli eğitim vermeyen şoför okulları konusundaki açıklamalarınız hayati önem taşıyor. Bir de bunların hangileri olduğunu kamuoyuna deşifre ederseniz iyi bir amme hizmeti yapmış olacaksınız.
...
Sayın Hakan DİNÇYÜREK, kavga olaylarına karışan özel kalem müdürünüzün görevinden alınması için gerekli işlemleri yapmanız yönünde mesajlarınız gelmeye başladı. En azından soruşturma tamamlanıncaya kadar görevini dondurmanız doğru olacaktır...
...
Sayın Akın MANGA, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın üyelerinize gönderdiğiniz hediyeler büyük beğeni ile karşılandığından olsa gerek teşekkür mesajlarınız gelmeye başladı. Erkek üyeler biraz kıskanacak ama artık o kadar olsun değil mi?
...
Sayın Onur OLGUNER, en büyük hayallerinizden birisi olan Mimarlar Odası Başkanlığına seçilmenizden dolayı tebrik ederiz. Görev ve sorumluluğunuz çok büyük, umarız ekip olarak başarılı icraatlara imza atarsınız...
...