Haluk Doğandor büyüğümdür ama meslekte daha kıdemli olduğum için kendisini nerde görsem tavsiyelerde bulunmuşumdur…
Daha çok da sağlık konusunda!
Aile ve çocuklar konusunda!
Öncelik sağlığın ve ailen olmalıdır diye…
Hoş sanki de kendim çok uyuyormuşum gibi!
Haluk da hiç uymadı!
Genlerine yerleşmiş bir kere…
Önce insan değil gazeteciyiz çünkü biz!
Bu meslek bir kere işlemesin insanın kanına.

Dün akşam telefonda ilk sözü ‘kovuldum’ oldu!
Hiç şaşırmadım doğrusu…
Haluk Doğandor gibi mesleği sapına kadar yapmak isteyen bir avuç gazetecinin kaderidir bu…
Ya kovulup kapı önüne konulmak, ya da mesleği satmayıp kalemini kırmak.
Patronlarla iyi geçinirseniz, onların çizgisinden ayrılmazsanız sırtınız hiçbir zaman yere gelmez.
Haluk da çalıştığı kurumda çok baskılar yedi, kızağa çekildi, susturulmak istendi ve işte nihai sonuç:
“Kovuldum”
Bu kadar basit bizim mesleğin özeti!
Al adamı çalıştır, tepe tepe kullan ve buruşturup at sokağa…

İyi de ülkenin en başarılı araştırmacı gazetecilerinden olan Doğandor işinden neden kovuldu?
O da tam bir facia!
Meclis Başkanı Sibel Siber, Meclis’te basın da dahil bir takım yeni düzenlemeler için çalışıyor ya işte ondan…
Aslında doğru şeyler yapıyor, basına da bir takım düzenlemeler getiriyor.
Sonuçta Dingo’nun Ahırı değil ya!
Patron çok kızmış bu işe…
Talimat vermiş tüm çalışanlara, ‘Sibel hanıma vurulacak’ diye!
Öyle tekme-tokat değil tabi ki…
Haber bültenlerinde, yorumlarda ve programlarda vurulacak Sibel hanıma!
Basına düzenleme getirip onların meclis çalışmalarına bir disiplin getirdi diye…

Haluk’un iddiaları bunlar;
Sibel hanıma vur talimatı verilmiş ama o uygulamamış…
Yani patrona karşı gelmiş, emrine itaat etmemiş!
Sonra Haluk bir programa 10 dakika geç girince, kovulma sebebi kendiliğinden ortaya çıkmış ve Haluk kapının önüne konuvermiş!
Dün öğlen saatlerinde kendisine son durumu sorduğumuzda kanalında maaşını almak için bekliyordu…
Sonuçta işten kovulmadı mı, patron sensin elbet çalışanın kaderi senin iki dudağının arasında ama adamı kovarken bari maaşını da verip üç kuruş için kapı kulu gibi bekletmeseydin…
Hani geçenlerde de yazmıştık ya;
İş adamları bu ülkede ne kadar çok gazete sahibi olursa, işte gazetecilerin hazin sonu da böyle olur…

Hoş bizim meslek örgütleri artık birer birer tabela örgütü olma yönünde ilerliyor ama yine merak ettim…
Haluk Doğandor, Meclis Başkanı Sibel Siber’e haber ve programlarında vurmadı diye şimdi işinden oldu da siz ne yapacaksınız?
Çoğu zaman olduğu gibi başını deve kuşu gibi kumun altına mı sokacaksınız, yoksa meslektaşınıza sahip mi çıkacaksınız?
İşte bütün mesele bu…
Bu arada;
Haluk Doğandor’a KIBRIS TİME’ın kapıları sonuna kadar açıktır…
Eğer haberde özgür, yorumda da kalite arıyorsa, başımızın üstünde yeri var!

GÜNÜN FOTOGRAFI


MESAJ KUTUSU

Sayın Ali Özmen SAFA, Çiftçiler Birliği’nden çiftçilik belgesi aldığınızı öğrendik. Hayırlı ve uğurlu olsun. Devletin tarım arazilerini almak için başka yol bulamadığınız değil mi? Bakalım arpa mı ekeceksiniz yoksa narenciye mi çok merak ediyoruz doğrusu…

Sayın Haluk DOĞANDOR
, ülkede doğru dürüst gazeteciliğin sonu genelde böyle olur. Büyük geçmiş olsun. Şimdi dört gözle bu işten kovulmanın perde gerisi nedenlerini kamuoyuna açıklamanızı bekliyoruz. Bu arada kalbinize de aman dikkat!

Sayın Süleyman İRVAN, bir meslektaşımız daha patronun talimatlarına uymadı diye kapı dışarı edildi. Hem de saçma sapan nedenler dolayı. İlgili basın kuruluşunu kınayacak mısınız yoksa bunun üzerine bir bardak soğuk su mu içelim?

Sayın Ahmet HAVUTÇU, görevden alınmayacak olan ender bürokratlardan biri olacaksınız. Demek ki işe siyaset karıştırmayan bürokratlarımız da varmış ya şükürler olsun…Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz.

Sayın Ahmet ÇALUDA, Telekomünikasyon Dairesi’ndeki kadronuzu Karayolları Dairesi’ne aldırarak göreve başlamışsınız. Hayırlı ve uğurlu olsun. Vekillikten sonra biraz zor gelebilir ama yine de bir işiniz olduğu için şükretmelisiniz.

Sayın Hasan ECER, Devlet Basımevi müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun. Uzun bir zamandır bu daireyi istiyordunuz nihayet gerçekleşti. Yazınız imzalandı bugün yarın açıklama yapılacak…

Sayın Ersin TATAR, 
batık bankalar konusunda ne söyleseniz hakkınızdır ama şimdi insana sormazlar mı 4 yıldır bakanlık görevindeyken bu konuda niçin parmağınızı oynatmadınız? Yine de bu isteminizi sonuna kadar destekliyoruz.

Sayın Serdar DENKTAŞ, hafta başından itibaren atamaları açıklayacağını duyduk. Bu hafta sonu bir çok partilinizin gözüne uyku girmeyecek. Telefonları bir süre kapalı tutmakta yarar görüyoruz…

Sayın Zorlu TÖRE, artık sizin için yolcudur Abbas bağlasan durmaz demeye başladılar. Yeni partiler yasası geçmeden uçtunuz uçtunuz, aksi halde CTP ile aynı koltuklarda oturmaya uzun bir süre devam edeceksiniz demektir.

Sayın Ejder ASLANBABA, basın mensupları ile didişmek size çok bir fayda sağlamaz. Onun için sizi biraz daha sakin olmaya davet ediyoruz.

Sayın Erkan OKANDAL, genç, heyecanlı ve dopdolu bir bürokrat olduğunuzdan hiç şüphemiz yok ama biraz frene basmanız sizin için daha hayırlı olacağı düşüncesindeyiz. Zira konu elektrik faturaları olunca her zaman kendinizi iyi anlatamayabilirsiniz.

Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, önümüzdeki yerel seçimlerde yine LTB başkanlığına aday olacağınızı bu konuda parti içinden büyük baskı geldiğini duyduk. Bir partide joker de ancak bu kadar olur değil mi?

Sayın Hakan YOZCU, müteahhit firma ile didişince evin sularının kesildiğini ve ara emri ile açtırdığınızı duyduk. Daha yolun başında bu kadar sorun yaşamaya başladıysanız gelecekte vay halinize.

Sayın Olgun ÜSTÜN, Baf limanında sünger satın alırken görülmüşsünüz. Fiyatların biraz cep yaktığı söyleniyor. İyi kullanmalar dileriz…

Sayın Latif AKÇA, derneğinizin Mağusa şubesini kapatmak zorunda olduğunuzu üzülerek öğrendik. Merhum Denktaş zamanında onu yere göğe sığdıramayanlar utansın artık. Siz görevinizi fazlasıyla yaptınız strese girmeye hiç gerek yok…

Sayın Hasan ULUEL
, sanatçı ruhunuzu ortaya çıkarıp tarihe geçmek için klip çekimlerine başlamışsınız. Yakında halk konserlerine de başlarsınız değil mi? Emeğinize sağlık diyoruz…

Sayın Mehmet EVRENGİL, Girne Kaymakamlığı için artık sayılı günler kaldı diyorlar. Bu makama şimdiye kadar bir rakibiniz olduğunu duymadık. O zaman şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun…


Günün Fıkrası

Bunak

Adamın biri evlenmeye karar vermiş ama yaşı 75. Kızda 22.
Çocukları, torunları evlenmesin diye adamı ikna etmeye çalışmışlar:
- “Babacım bak yaşın ilerledi. Kalbin dayanmaz” demiş.
Ama adamı ikna ne mümkün. Kimseyi dinlememiş. Kızla evlenmişler. Gerdek gecesi olmuş, sabah olmuş, derken saat öğleni bulmuş, yeni evlilerden hala ses seda çıkmıyormuş.
Aradan birkaç saat geçtikten sonra kapı açılmış ve kız bitkin bir vaziyette dışarıya çıkmış.
Yaşlı adamın oğlu hemen koşmuş ve endişe ile sormuş:
- “Neler oldu? Babam iyi mi?”
Kız:
- “Evet çok iyi idi” demiş. “Ben yoruldum da. Biraz mola verdik” diye ilave etmiş.
Çocuk:
- “Allah Allah! 75 yaşında bir adam, nasıl oluyor da bu kadar aktif olabiliyor?”
Kız:
- “Yok canım aktif değil, adam bunak yapıyor unutuyor, yapıyor unutuyor!”