Meslek hayatımızda çok olmuştur…

Bir yazı kaleme alır yayınlarız!

Sonra kıyamet kopar…

Şikayetimiz bundan değil ama!

Yazdığımız yazı nedeniyle devlet kurumlarının birbirine düştüğünü görünce üzülürüz…

Bu bir kez daha tekrarlandı!

Geciken sınavlar…

Dolayısıyla ardından öğretmensiz başlayan bir öğretim yılı!

Bu genelde her yıl yaşanır ama bu kez Kamu Hizmeti Komisyonu ile Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın birbirine düşmesini, birbirini suçlamasını da doğal ve hoş bulmuyoruz…

Çünkü inancımız odur ki kurumların çatışması yarar değil ancak zarar getirir!

Hele de bu eğitim konusunda olursa bundan toplum olarak olumsuz etkileniriz…

Geçen hafta içinde bir yazımızda Bakan Çavuşoğlu’na sormuştuk…

Niye öğretmen sınavları geç yapılıyor diye!

O da bunda bakanlığın değil Kamu Hizmeti Komisyonu’nun geciktiğini söylemişti…

Biz de Kamil Kayral’a küçük bir mesajla sorduk!

Sıkıntı nerede diye…

Cevabında gecikmedi!

Bize belgelerle niye gecikildiğini gösteren açıklamada bulundu…

Çünkü gerekli yazışmalar yapılmıştı ama bakanlık bu konuda biraz geç kalmıştı!

Böylelikle bir sürtüşme başladı aralarında…

Buna neden olduğumuz için de sevinmedik, aksine üzüldük!

Ama inancımız odur ki biz görevimizi yaptık bu konuda…

Sorguladık, cevap istedik!

Eğitim gibi çok hassas bir konuda yanlış yapılmasın diye…

Bu kez de Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu, çok sert açıklamalar yaptı…

Hem bize hem de bir gazetemize!

“Burada kasıt var” dedi…

Hiç kıvırmadan tamamen Kayral’ı suçladı!

Çok daha önemlisi amacın kaos olduğunu iddia etti…

Kamu Hizmeti Komisyonu’nun geçmiş yıllardaki uygulamasını bu sene uygulamadığını ifade etti…

Hatta bunu kanıtlamak için bize belge de gönderdi!

Sınavların niye geciktirildiğini sordu ve kafalarda çok daha soru işaretleri bırakacak açıklamazsa bir daha ki sefere başka şeyler de açıklayacağını söyleyerek epey tehdit etti!

Tabi ki devlet kurumlarının başında olanların çatışmasını istemeyiz ama ‘başka şeyleri’ de merak ederiz…

Niye şimdi açıklamıyor da daha sonra diyor, konunun açığa çıkmasını isteriz!

Daha önce neler oldu?

Aralarındaki bu husumet nedir?

Yoksa bilmediğimiz şahsi bir hesaplaşma mı?

Bunu bize açıklamayabilirler ama biz de deriz ki, bir araya gelin ve bu hesaplaşmayı bitirin…

Bu ülkenin hayrı için!

...

MERAKLI KÖŞE?

Geleneklere ne oldu?

Başbakan ve UBP Genel Başkanı Tatar, Cumhurbaşkanı adayı olsun diye hararetli bir çalışma var ya…

Parti kurmayları bunu geleneklere bağlıyorlar!

Yıllardan beridir böyleymiş, böyle devam etmeliymiş…

İyi de daha geçenlerde Günay Çerkez’e adaylık teklifi yapmadınız kı?

Sonra, daha dün UBP’li bir bakan dışarıdan aday gösterebiliriz demedi mi?

Artık bir karar verseniz diyoruz…

Oturun konuşun bir karar verin artık!

Bu konuda yapılan açıklamalar çelişmesin, komik duruma düşmeyesiniz diye…

Gençler haksız mı?

Polis Genel Müdürlüğü, 40 sivil hizmet görevlisi için münhal açtı…

600’dan fazla gencimiz bu görevi kapmak için akın etti!

Çünkü devlet işiydi bu…

Bunların bir çoğu özelde çalıştığı, hem de aralarında yüksek maaş alanlar bulunduğu halde sırf devlete girsin diye hafta sonu sınava girecekler!

Yerden göğe kadar da haklıdırlar çünkü ne gelenler ne de gidenler özel sektörün teşvik edilmesi için çok bir şey yapmadılar…

Girişimde bulunanlar da oldu ama sonu gelmedi!

Gençler hala devlet işi arıyor…

Sırtını devlete dayamak istiyor!

Haksızlar mı?

Define avcıları kim?

Önceki gün sormuştuk…

Eski hükümet döneminde Bakanlar Kurulu’nun önüne getirilen şu ‘101 Evler Efsanesi’ niye kamuoyunun bilgisine getirilmedi diye!

Zira St.Hilarion bölgesinde çok eski medeniyetler zamanından kalan ve KKTT bütçesinin bile yüzlerce kat fazlasında bir defineydi bu…

Eski kabine belli ki bir sır olsa gerek ki bu konuda açıklama yapmayacak ama!

Yeni kabineden birileri ve vatandaşın merakı da bu konuda yoğunlaşıyor…

Bize soruyorlar!

Peşinen söyleyelim, bu konuda bilgimiz bu kadar…

Onun için top CTP, DP ve TDP’nin kucağındadır artık!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, bu ay sonu itibarıyla parti içinde düğmeye basılıp operasyonun başlatılacağı yönünde ihbarlar almaya başladık. Bu arada mevcut durumdan çok rahatsız olan ve hala sessizliklerini koruyan 4 milletvekilinin de her an sürpriz kararlar alabileceği konuşuluyor, şimdiden önleminizi alın deriz!

Sayın Kudret ÖZERSAY, eski ve yeni iki bakan arasındaki söz düellosunu mercek altına aldığınız ve konuyla ilgili çok yakında kamuoyuna bilgi paylaşacağınızı duyduk. Bir nevi hakemlik gibi bir şey olacak desenize, hadi bakalım kolay gelsin!

Sayın Taner DERVİŞ, Maraş açılımı konusunda hayli detaylı bilgiler verdiniz ve suçlamalarda bulundunuz ama yine de bildiğiniz çok önemli detayları deşifre etmediniz! Büyük ihtimalle bunları Ankara’nın önüne koyacağınız iddiaları yapılıyor. Gazanız mübarek olsun, umarız duyduklarımız doğru değildir!

Sayın Mehmet ÖZÇELİK, yayınlarımızdan şikayetiniz olursa başkalarını değil de bize aramanızı tavsiye ederiz! Bu arada cevap hakkınız da her daim saklıdır ve sayfamızda sizlerin açıklamalarına da bolca yer vardır, hatırlatalım istedik!

Sayın Ahmet BENLİ, ani bir şekilde belediyenin araçlarının Lefkoşa’ya öğrenci taşımacılığını durdurunca hem öğrenciler hem de veliler bundan büyük rahatsızlık duymuşlar. Bu arada belediye görevlileri de bu duruma tatmin edici bir açıklama yapmıyorlarmış, haberiniz olsun istedik!

Sayın Kamil KAYRAL, bakanın kızgın açıklamalarından dolayı elbette size bir kez daha cevap hakkı doğdu ama biz deriz ki gidin kendisini makamında ziyaret edip sulh yolunu seçin. Zira kurumlar arasındaki çatışmanın kimseye yararı dokunmaz değil mi?

Sayın Turgay AVCI, derin bir sessizlikle rektör olacağınız günü beklediğiniz bu arada Ankara ile de yoğun telefon trafiği yaşadığınız iddia ediliyor. Hükümetin büyük ortağı bu konuda epey kararlı ama küçük ortakta acaba bir pürüz yaşanabilir mi dersiniz? Sabrın sonu selamettir artık…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Dikmen ve çevresinden köy kadın kurslarının neden kaldırıldığı yönünde şikayetler gelmeye başladı. Bu konudan haberiniz var mı yoksa birileri sizden habersiz bazı kararlar mı alıyorlar dersiniz!

Sayın Rasıh REŞAT, İngilizce dilinde bir internet gazetesi medyanın en büyük eksikliklerinden biriydi ve bunu da gayet güzel kapattınız sanki değil mi? Buna bir de Rumcayı ekleyebilirseniz bir ilki gerçekleştirmiş olursunuz, düşünün deriz…

Sayın Mustafa AKINCI, bayrak öpme sahnesi bir çok kesim tarafından tepki ile karşılandı ve bu büyük ihtimalle de seçimlerde bolca kullanılacak. Hem imama hem de papaza yaranamamak böyle bir şey olsa gerek değil mi?