Sevgili okurlar;

Bizim ülkemizde yaşanan her tartışmada bir de olayın perde gerisi vardır…

Basına ve kamuoyuna yansıyanların dışında çok şey olur ama kimsenin de bundan haberi olmaz!

Bir takım pazarlıklar yapılır, kararlar üretilir, kavgalar çıkar…

Ama kamuoyunun önünde de herkes kendini haklı çıkarmaya çalışır!

Ne yazıktır ki bu tür biraz da etik dışı yaşananlar yıllardır yılan hikayesine çevrilen sağlıkta da yaşanmaktadır…

Yönetenler dirayetli olunca ister istemez sağlıkta rant kavgasının getirdiği bir statüko oluşmuş ve bu tam 40 yıldır devam etmektedir!

Ama ilk kez bir bakan ve ekibi hükümetten de aldığı güçle elini arı kovanına sokmuş ve bu statükoyu bozma girişiminde bulunmuştur…

Sağlık Bakanı Dr. Faiz Sucuoğlu bizim yıllardan beridir aile dostumuzdur…

Ama bu dostluk bizim onu eleştirme hakkımızı hiçbir zaman engellememiş, eleştirilerimiz sonucunda ufak tefek kırgınlıklar olsa da sonuçta en azından sürekli bir küskünlük olmamıştır!

Çok defa da kendisini ve ekibini eleştirdik ama yapılan olumlu icraatları da buradan kamuoyuyla paylaşmak gibi bir görevimiz var…

Bakan Sucuoğlu sağlıkta yaşanan sıkıntılara en azından eski bakanlardan çok daha fazla inanarak el almış, statükonun yıkılması için elini taşın altına koymuştur!

Umarız sonuna kadar siyasi rant ve siyasi gelecek düşünmeden bu mücadeleyi sürdürür ve sağlıktaki statükonun çökmesi için cesareti hiçbir zaman kırılmaz…

Bilindiği üzere biz sağlık konusundaki yazılarımızda kendi görüşlerimiz ve elimizdeki bilgiler ışığında hem yönetimleri hem de ilgili kuruluş ve örgütleri eleştirir perde gerisinde yaşanan olayları açığa çıkarmaya çalışırız…

Bu yüzden yazılarımızdan sonra gelen tepkileri değerlendirdiğimizde gönlümüz ve vicdanımız hep rahattır, bunun memnuniyetini yaşarız!

Çok yazımızda ilgili örgütleri ve bazı devlet hekimi arkadaşları eleştirdik, bunların nedenlerini de sıraladık…

Ayrıca hiçbir sektörde olmayan koruma içgüdüsünün tıp mesleğinde olduğuna inandık!

Hata yapanların meslektaşları tarafından korunmasına şaştık, tepkimizi dile getirdik…

Sonuçta yanlış nerede yapılırsa yapılsın yanlıştır ve bunun üstünü örtmeye çalışmanın topluma yapılan en büyük kötülük olduğunu düşünürüz!

Yıllar sonra bir bakan hekimlerin özlük haklarının düzeltilmesi için bir karar üretti ya…

Bunu bile beğenmeyip küçümseyen meslek örgütleri oldu!

Dedik ya perde gerisinde çok şeyler yaşanıyor bizim ülkemizde…

İlgili sendikanın memnuniyetsizliği zaten basına da yansıdı!

Basına yaptıkları açıklamalarda ‘tek derdimiz para değil’ dediler ama, çok üzülerek söylüyorum ki bazıları için maddiyat hep ön planda oldu…

Genç hekimlerin maaşları yükseltildi bunu bile çekemediler!

Oysa ek mesailerle birlikte tecrübeli bir hekim aylık 10 bin TL’nin üzerinde devletten gelir elde ederken genç arkadaşlar 3 bin TL gibi komik maaşlarla çalışıyorlardı…

Dahası var;

Devlet hekimlerinin özlük haklarının yükseltilmesini isterken emekli olmuşların da emekli maaşlarını yükseltilmesini istediler ve bunların hiç biri basına yansımadı…

Bizim ülkemizde zaten hekimlerin büyük çoğunlu devlette çalışırken de emekli olduktan sonra da mesleğini sürdürür ve gelirleri de ülke standartlarının üstündedir!

Genç meslektaşlarından daha ziyade emekli olmuş hekimlerin maaşlarının arttırılmasını istemek ne kadar samimi bir davranıştır ki…

Elbette suçlamalar geneli kapsamaz…

Ama devlet hastanelerini kendi klinikleri için hasta deposu olarak gören çok sayıda hekim arkadaş vardır…

Çünkü devlet hekimi olmak şimdiye kadar çeşmenin başında oturmakla eş anlamlıydı!

Devlet hastanelerine eksik olan cihazların alınması için parmaklarını kıpırdatmazlar ama bu cihazları kendi kliniklerine alarak kendilerine kartvizit dağıtarak hasta çeken çok sayıda hekimin olduğunu da biliriz…

Onun içindir sağlıkta hem de çok kaşarlanmış bir statüko oluşmuş ve alınan kararlar bunun yıkılması için iyi bir fırsat teşkil etmektedir!

Henüz çökmemiştir ama…

Çökmek zorundadır!

Bunun için bireysel değil de olaya toplumsal bakan tüm hekimler yeni sistemin kurulması için bu çalışmalara destek vermek zorundadır…

Hem de hiçbir koşul öne sürmeden!

Ankara’nın gizli ajandası!

Zaman zaman Türkiye’nin yetkilileri KKTC’ye gelir ve burada bazı ziyaretlere katılırlar, açıklamalar yapar…

Dikkat ederseniz yapılan açıklamalar genelde Kıbrıs Türküne verilen destek içeriklidir!

Bizim bazı siyasetçilerimiz de onlarda el sıkışırken bile göğüslerini gererler…

Her biri onlara ne kadar yakın olduklarını, onlardan ne kadar destek gördüklerini ifade etmeye çalışırlar!

Bunarın bir çoğu da Ankara’ya şirin gözükme çabasından öte bir şey değildir…

Onlar şirin gözükmeye çalışırlar ama Ankara bunları yutar mı!

Belki öyle gözükebilir…

Ama bunda bile bir perde gerisi vardır!

Aslında burada yaşanan tüm olaylar Ankara tarafından da eksiksiz bilinir…

Kimin ne olduğu!

Hangilerinin ne haltlar yediği…

Onun içindir bizim bazılarına çağrımız!

İstediğiniz kadar onlara şirin gözükmeye çalışınız, nafile…

Lütfen bu yazdıklarımızı bir yere not edin ve bekleyin!

Ankara’nın bu konudaki gizli ajandasını açacağından da hiç kuşkunuz olmasın…

Bilmem anlatabildik mi!

MESAJ KUTUSU

Sayın Mustafa AKINCI, hükümetin görevden almak için yazısını yazdığı bir daire müdürü konusundaki görüşlerinizde yerden göğe kadar haklısınız. Zira bu müdür arkadaş sadece yasalara uygun olmayan bir kararın altına imzasını atmadı hepsi o kadar! Umarız bu duruşunuzu devam ettirirsiniz…

Sayın Bülent DİZDARLI, hastanede bazı asabi hekim arkadaşların tedavi için giden askerlerimize kötü davrandığını ve hakaretler yağdırdığını biliyor muydunuz! Bazı duyarlı vatandaşlar araya girmese hastanede büyük olaylar yaşanacaktı haberiniz olsun istedik!

Sayın Okan HACIALİ, organik tavuk ve yumurta üretimi için Türkiye’de bir takım girişimler başlattığınızı memnuniyetle öğrendik. Biraz geç de olsa doğru bir karardı zira vatandaş artık memlekette ne yiyeceğini şaşırdı…

Sayın Kemal DÜRÜST, yeni bilişim yasasıyla sosyal medyanın sadece polis memurlarına yasaklanması kamuoyunun geneli tarafından kabul görmedi. Zira diğer kamu çalışanlarının da günün çoğunda sosyal medyada laf yetişmesi gerçeği var. Bir kez daha düşünün deriz…

Sayın Sıla Usar İNCİRLİ, genç hekimlerin maddi durumları ve gelecekleri önemliyken emekli olmuşların haklarını yükseltmeye çalışmak çok da etik olmadı değil mi! Zaten bu emekli arkadaşların tümü de şimdi özel hastanelerde çalışıyorken hem de!

Sayın Emine DİZDARLI,kadına şiddet olayları karşısında bayta kadın vekillerimiz olmak üzere toplumun geneli aslında çok da ağırlığını ortaya koyamıyor, çünkü yasalar eksik ve çağdışı kalmış. Bu konuda öncülük yapmanız bekleniyor…

Sayın Tolga ATAKAN, sosyal medyaya çok takılıp gereksiz tartışmalara katılırsanız bunun zararını sadece siz ve partiniz görürsünüz. Sizi gereksiz tartışmalara çekmek isteyenlere taviz vermeyin deriz. Zira bir çoğu siyasi nedenlerden dolayı bir panik içindeler…

Sayın Dürdane ACI, G.Mağusa Kaymakamlık binasının asansör sorunu 40 yıl sonra sizin döneminizde sona erdi ya ne mutlu size! Özellikle yaşlı insanlarımız için iyi bir hizmet olarak nitelendirildi, tebrik ederiz…

Sayın Erhan ARIKLI, İskele ve yöresinde artık kendinizi iyice hissettirmeye başladınız. Buralarda eski partilerden daha ziyade yeni partilerin isimleri anılmaya başlandı. Bu arada köy ziyaretlerinin de bunda payı büyük…

Sayın Serdar DENKTAŞ, en başarılı bakan anketinde birinci sırada yer almanız sizin yakınlarınızı sevindirirken bazı bakanları da fena kızdırdı diye duyduk. Umarız bu başarı ilk genel seçimlerde sandıklara da yansır…

Sayın Özer ÇELİK, muhterem eşinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin artık…

Sayın Mehmet ÇAKICI, Cuma sabahı parti merkezine bir kahve içmek için uğradım ama ne yazık ki kepenkler hala açılmamıştı. Madem ki yeni bir parti ile yola çıktınız sabahın erken saatlerinden belki de gece yarısına kadar kapılar halka açık olmalı diye düşünüyoruz…

Sayın Emre OLGUN, KKTC’de standartlar enstitüsü olmaması büyük bir eksiklikti ve şimdi sizin açıklamalarınızdan sonra bu konuda ciddi bir tartışma yaşanacağı tahmin ediliyor. Sahi bizim kelli felli yöneticiler yıllardır bunu niçin düşünemediler ki!

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, anketler başarılı bakan sıralamasında sizi en son sırada gösterdiğine göre biraz daha aktif olmakta yarar görüyoruz. Hem çitçi hem hayvancıya her bakanlar kurulu toplantısından sonra ödeme çıktığı halde bu işte bir tuhaflık var değil mi!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, kırsal kesimde özellikle de TC tabanının yoğun olduğunu bölgelerdeki ziyaretleriniz vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Özellikle hitap tarzınızın bunda büyük payı olduğu söyleniyor…

Sayın Tahir GÖKÇEBEL, KTOEÖS’ün genel kurulunda yapılan oylamada bir kez daha yönetimde olma hakkı kazandınız ama oylamada da görüleceği gibi muhalifler de size çok yakın oy aldı. Bunu iyi değerlendirmek gerekir değil mi. Bu arada tebrik ederiz…