Berber Ahmet rahmetli olduktan sonra hep Mahmut’a gitmeye başladım!
Anadolu’nun bağrından yıllar önce gelmiş burada evlenmiş üç çocuk sahibi…
Dün onunla sohbet ederken son haftalarda müşterilerinde ciddi düşüşler olduğunu söylüyordu…
Aslında müşteri sayısı aynı ama insanlar haftada bir değil 15’de bir ya da ayda bir berbere gitmeye başlamışlar…
Devlet memuru da, özelde çalışanı da emeklisi de…
Bizim berber şu tespitte bulundu:
İnsanların gelirinde ciddi bir düşüş var ama cebinde parası olan da artık dükkana sık gelmiyor!
Ne olur ne olmaz düşüncesiyle…
…
Biz Mahmut ile dükkan önünde sohbet ederken Maliye Bakanlığı’nın kapısından Serdar Denktaş çıktı…
Elinde nazarlık boncuklu bir tespih!
Ya sabır çekiyordu kesin diye düşündüm…
Bende de çok tespih var ama ne hikmetse genelde sıkıntılı dönemlerde bilinç dışı olarak elime alır ve çekerim…
Döndürmesini de bilmem!
Serdar Denktaş’ı hazır görmüşken yanaştım ve ayaküstü sohbete başladık…
Sonra makamına davet etti sohbet koyulaştı!
Benim de aklım fikrim ay sonu ödenmesi sorun hale gelen maaşlarda…
Bizde her şey maaşlara endeksli ya!
…
Ansızın duyunca kulaklarıma inanamadım…
Denktaş dedi ki;
“Nisan maaşları hazır hiçbir sıkıntı yok!”
Çünkü inanılır gibi değildi…
Daha dünkü yazımda maaşların ödenmesi için 62.5 milyon TL’ye ihtiyaç olduğunu yazmıştım…
Sonra narenciyeciye ayrılan para ile maaş açığı 70 milyon TL’ye çıkmıştı!
Kasada kuruşu olmayan bir Maliye Bakanlığı bu kadar büyük bir parayı nereden bulmuştu ki…
Hem de Denktaş’ın elinde sihirli değnek olmadığı halde!
Ama bir şekilde bulmuş ve bunun da müjdesini vermişti…
Nereden bulduğunu sonra kendisi açıklasın!
Devletten kuruş gelirim yok ama inanın devlette çalışan birisi kadar sevindim bu habere…
Toplum son günlerde öyle bir gerildi ki varsa da yoksa maaşlar!
Sadece çalışanlar ve emekliler değil esnaf da bu parayı dört gözle bekliyor…
Toptancıyı ödeyecek, kirasını, yatırımlarını ödeyecek!
İnanın derecesiz memnun oldum…
…
Sohbet daha da koyulaştı…
Denktaş içini dökmeye başladı ve şeyle dedi;
“Maaşları ödemek bu ülkede artık icraattan sayılıyor, oysa bu devletin asli görevidir…”
Ne yazık ki öyle oluyor artık bizim ülkede!
Aylık ve 13. Maaşlar ödeniyorsa sanki de olağanüstü bir şeymiş gibi geliyor yöneticilere de vatandaşa da…
Denktaş ekledi;
“Artık bu ülkede maaş ödenmeme korkusunu kaldırmamız gerekiyor, birinci hedefimiz bu olacak…”
Sevindiren sözleri ise şöyleydi;
“Özelden keserek maaş veren değil özeli de yücelterek bir sistem kurmak zorundayız…”
Aynen öyle işte…
Biz de müteahhitlerden kesiliyor, üreticiden kesiliyor maaşlar ödeniyor!
Özel sektör ise büyüyeceğine daha da küçülüyor…
…
En kötüsü de maaşların ekonomik protokole endeksli olmasıydı…
İmza yoksa para da yok meselesi!
Bu ay maaşlar bir tamam ödenecek ama bu para Türkiye’den gelmeyecek…
Asıl bundan sonrası önemli!
Denktaş’a sordum;
Hadi bu ay bir şekilde maaşları ödediniz ya sonra! Protokol ne zaman imzalanacak?
Kesin bir dille şöyle dedi;
Protokol bu şekliyle imzalanmaz, ama bir ortak noktada mutlaka buluşacağız…
“Ekleyeceğimiz şeyler var, çıkaracağımız şeyler var, değiştireceğimiz şeyler var” diye devam etti…
Denktaş ülkede ciddi bir yangın olduğunu, öncelikle yangının büyümesini önleyip, sonra söndürmeyi daha sonra da sistemi yeni bir yapıya kavuşturma gayreti içinde olacaklarını ve bunun için de toplumun geneli ile muhalefetin yardımlarına da ihtiyaçları olduğunu ifade etti!
…
Muhalefet, sivil toplum örgütleri ya da onun gibi düşünmeyenler Serdar Denktaş’a deste verir mi bilemem…
Ama KKTC artık dip noktaya yakın bir yerdedir!
Maaşlarını bile ödemekten aciz hale gelen ya da başka derdi olmayan bir devlet modelinin yaşama şansı yoktur…
Sistemsizliğin sistem haline geldiği, bireysel menfaatlerin toplumsal menfaatlerin önüne geçtiği bir ortamda başarı şansı hiç mi hiç yoktur!
Derdimiz bu ay sonu maaşların ödenmesinden ziyade daha geniş bir bakış açısıyla toplumun genelinin refaha kavuşturulması meselesi haline gelmelidir…
Su daha erken verilecek!
Beni iyi tanıyanlar bilir, susuzluk fobisi gibi bir durumum var…
Hele de tuzlu metal kokan suyun bile kıt kanaat verildiği bir ülkede!
Serdar Denktaş’a bu konuyu da sordum, içimi rahatlatan şeyler söyledi;
TC’li yetkililer ile görüşmüş, normal şartlarda Türkiye’den ada geneline Ağustos ayında verilecek suyun en azından büyük kentlere Mayıs sonunda verilmesi için bir çalışma başlatılmış…
Suyun sisteme verilmesi tarihi erkene çekilip özlene suya önce kavuşacağız sanki de!
Toplumun moral ve motivasyonu açısından olumlu bir gelişme…
Hele de benim içim daha da önemli!
MESAJ KUTUSU
Sayın Kemal DÜRÜST, bakanlığınıza bağlı Karayolları Dairesi’nde son günlerde inanılmaz olaylar yaşanmaya başladı. Daire resmen Dallas dizisini aratmayacak kadar ilginç bir hale geldi. Bir an önce el atmak size düşüyor, bizden uyarması!
…
Sayın Mustafa AKINCI, YİM tarafından suçlu bulunan YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş’u görevden almayı düşünmüyor musunuz? Tarafsız ve partiler üstü bir makam olarak girişimde bulunmanız bekleniyor…
…
Sayın Mehmet HARMANCI, Sanayi bölgesindeki hayvan barınağı çevresinde iş yeri olanlar şikayette bulundu kötü kokudan geçilmiyormuş. Bölgeye en kısa zamanda bir temizlik ekibi göndermeniz isteniyor…
…
Sayın Faiz SUCUOĞLU, dün sabah ada genelindeki tüm başhekimlerle bir toplantı yaparak sağlıkta yeni bir çalışma paketi çalışması başlatmışsınız. Bu arada haksız yere fazla mesai parası alanlarında takibe alınması gerektiğini biliyor muydunuz?
…
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, bazı sendikaların yaptığı servet beyanı çağrısı konusunda hassasiyet gösterip tüm bakanlarınızın bu beyanları gecikmeden yapmasını sağlamanız devletin güvenilirli açısından da iyi olacak gibi görülüyor…
…
Sayın Özdemir BEROVA, Ozanköy’deke ilkokula taşınan 350 civarındaki öğrencinin sadece iki otobüs ve iki minibüs ile yapıldığını biliyor muydunuz? Allah korusun çocuklardan birine bir şey olursa bunun hesabını kim verecek!
…
Sayın Hüda HÜDAVERDİ, kısa bir süre sonra Maliye Bakanlığı koordinatörlük görevine getirileceğinizi biliyor muydunuz? Bakalım hesap kitap işlerinde başarılı olabilecek misiniz? Hayırlara vesile olsun…
…
Sayın Kemal SERPAL, başarılı bir çalışma sürecinden sonra adınız yeni kaymakamlar arasında yer almaya başladı. Genç ve enerjik bir kişiliğe sahip olmanız en büyük avantajınız. Hayırlısıyla olsun deriz…
…
Sayın Mustafa AKÇABA, Sağlık Bakanlığı’na müsteşar olarak değil de gönüllü bir danışman olarak hizmet vereceğinizi öğrendik. En azından bu bile iyidir. Yeni projeler için büyük katkı yapacağınızdan hiç kuşkumuz yok…
…
Sayın Serdar DENKTAŞ, elinizde tespih sallamaya başladığınıza göre sıkıntı büyük desenize! Bu arada umreye filan da gitmeyi düşünür müydünüz? Bilirsiniz ya konjektür şimdi buna çok müsait ve siyasi getirisi de çok büyük!
…
Sayın Melih ÇERKEZ, yeni hükümet döneminde Devlet Emlak’ın başında olmayıp emekliye ayrılacağınızı öğrendik. Devlet bürokrasisi içinde çok önemli bir yere sahipsiniz, yeni hayatınızda sağlık ve mutluluklar dileriz…
…
Sayın Suphi COŞKUN, bölgeniz insanlarından iki kişi sizlerin de büyük desteği ile nihayet serbest bırakıldılar. Şimdi orada birlik ve beraberliği sağlayabilirseniz dosta düşmana önemli bir mesaj vermiş olacaksınız…
…
Sayın Hasan Nihat ERDURAN, sizin daire daire olmaktan çıkıp acayip bir yer durumuna gelmiş. Kaleme alıp almamakta ikide kaldığımız öyle şeyler var ki biz de iki ara bir derede kaldık. Bu arada bahçeye çardak yapımı bu kadar acil bir konu muydu sanki!
…
Sayın Tahir TOPAL, geçen yıl bir çok ünlüyü geride bırakıp ülkenin vergi rekortmeni olunca dünyaca ünlü markalardan ciddi teklifler aldığınız söyleniyor. Bu arada ada genelinde de bir genişleme operasyonu başlatmışsınız. Hayırlı işler dileriz…
…
Sayın Adnan IŞIMAN, başarılı bir anjiyodan sonra eskisinden daha sağlıklı bir duruma gelmenizi memnuniyetle öğrendik. Sizin gibi eski topraklara çok daha fazla ihtiyacımız olan bir dönemden geçiyoruz. Büyük geçmiş olsun…
…
Sayın Ahmet BENLİ, bölgenizdeki bütün hurma ve palmiye ağaçları için bilimsel bakım çalışmanız adada hem bir ilkin gerçekleşmesine neden oldu hem de büyük memnuniyet yarattı. Umarız diğer belediyelere de örnek olur…
…