Şu siyasi içerikli bazı karikatürler bazen kantarın topuzunu kaçırmaya yetiyor da artıyor bile. Afrika’da yayınlanan Yunan mitolojik kahramanının TC CB Erdoğan’ın kafasına işeyen karikatüre birazdan değineceğim ama yıllar içinde Erdoğan’ı hedef gösteren öyle karikatürler var ki.. Hepsi davalık oldu.
Hatırlatmamız gerekirse; yıl 2004 Erdoğan o zaman Başbakan. Cumhuriyet’ten Musa Kart, imam hatip liselerini ip yumağı, Erdoğan’ı da ip yumağına dolanmış olarak çizmişti. Karikatür davalık olmuştu. Yargıç, Erdoğan’ın tazminat istemini reddetmişti. Erdoğan, siyasi hayatı boyunca zaman zaman mizah yazar çizerlerinin hedefi haline geldi. Onu nasıl çizmediler ki? Bir keresinde kan emici bir böcek olan Kongo kenesi olarak çizdiler, Penguen’de yer alan Tayyipler Alemi adlı bir köşede, Erdoğan, olmadık kılıklarda mizah çizerleri tarafından kamuoyuna takdim edildi..
Erdoğan her defasında çizerlere tazminat davası açsa da, tüm yazar çizerler beraat ettiler. Mahkeme kararı Erdoğan’ın kişilik haklarına değil, eleştiri hakkı olduğunu vurgulayarak reddetti. Ancak takip edebildiğim kadarıyla o yıllarda beraat eden çizerler, yeniden mahkemelik oldular. Yani Erdoğan bu davaları unutmadı. CB olduktan sonra yeniden aynı çizerlerle ilgili davaların dosyalandığını biliyoruz.
Türk toplumu ince ve pratik bir mizah anlayışına sahip. Olmadık şeylerden mizah yaratma becerisi her topluma bahşedilen bir özellik olmasa gerek. Türkler 7’den 70’ye olayların ve insanların gülünç yönlerini hicvederek olaya farklı pencerelerden baktırmasını bilen nadir bir halk. Türkiye’de mizah kolay yapılmıyor.Bir karikatüre baktığınızda sizi güldürürken aynı zamanda düşünmeye de sevk etmeli. Gerçi Türkiye’de Nirvana’ya ulaşmış birkaç güzel karikatürist var ama genelde hepsi CB Erdoğan’ın mizah anlayışından yoksun olduğunu savunuyorlar.
Şunu diyorlar mesela: “Cumhurbaşkanı .Recep Tayyip Erdoğan’ın mizah duygusu yok.Geçmişte de Başbakan ve Cumhurbaşkanları üzerine mizah yapıldı. Turgut Özal gibi mesela ama onun mizah anlayışı, duygusu vardı. Şimdiki Cumhurbaşkanında böyle bir tolerans göremiyoruz. Çünkü mizah duygusu yok” Yahu tamam da kardeşim herkes mizahı sevecek diye bir anlayış olamaz ki hayatta. Sizler herkesin gülmesini sağlayacak harika işlere imza atabilirsiniz ama CB Erdoğan mizah anlayışından yoksun olduğu için kendisine ilişkin en ufak eleştiriye tahammül edemiyor işte. Siz de bu adamın üzerine gitmeyin. Demeyi çok isterdim fakat kendisiyle ilgili eleştirileri dile getirenleri, sistemli bir şekilde susturma yolunu deneyen; hemen her karikatürcüyü mahkemeye vermek suretiyle insanları sindirme yoluna gitmesi de kabul edilebilecek bir davranış değil.
Mizah adı üzerinde gülmecedir ancak mizahın da bir edebi olmalı. Şu son Yunanlı mitolojik kahramanın CB Erdoğan’ın kafasına işeyen rezalete ben karikatür demem; düpedüz pespayeliktir. Peki bu karikatürü kim çizdi? Kim servis etti? Afrika Gazetesi de mal bulmuş mağribi gibi o rezil karikatürü göbek sayfada yer verince olanlar oldu. Ülkücü camia ve şahin milliyetçi kesimler zaten seçime yakın dönemdeyiz kendilerine malzeme arıyorlardı. Afrika, aranan malzemeyi onlara altın tepsiyle sundu. Afrika’nın kapısına siyah çelenkler bırakıldı, tehditvari söylemler, sloganlar atıldı. Olay kapandı mı? Bizce hayır. Bu karikatür krizini seçime kadar uzatabilirler ve kriz büyütülebilir. Ama aklın yolu birdir. Afrika’ya diş bileyenler de şunu bilmeli ki; bu karikatürün anavatanı Yunanistan. Madem onların başının altından çıktı bu skandal karikatür. O zaman iki çift kelime de onlara konuşun. Kınayın, bir şey yapın. Afrika’ya saldırmak en kolay iş. Gazetenin sabihinden tutun, köşe yazarlarına kadar yıllardır tehdit mektupları alıyorlar, sözlü saldırıya uğradıkları halde yine de bildikleri yoldan geri adım atmıyorlar.
Dün gazetenin yazarlarından Ali Osman Tabak dostumuza öncelikle “Geçmiş olsun” dedikten sonra, “Nedir bu iş?” Diye sordum. Ali Osman bir örnekle açıkladı içinde bulundukları durumu:
“ Hani bir karikatür vardı. Bir Alman karikatürist Alman Şansölye Merkel'in, TC CB Tayyip Erdoğan'a çok taviz verdiğini iddia ederek Merkel'i iç çamaşırını aşağıya sıyırmış, alt tarafı çıplak ve eğilmiş durumda arkasında da Tayyip Erdoğan olacak şekilde çizmiş... Merkel tepki bile göstermedi buna... Acaba bu Türk basınında yayınlansaydı göğsümüz kabarmış olarak mı dolaşacaktık? Bu kez de eleştirenler mi suçlu sayılacaktı? Yunanlı biri de böyle bir kolaj yapmış... Tümü olmasa da özelde Tayyip Erdoğan'a genelde Türklere olan bakış açılarını ortaya koydu... Bunları kamuoyuna sunmak suçtan da öte sayıldı. Ben cidden cehaletten ilk kez korktum. anlayışsızlıktan..”
Kamuoyunda infial uyandıran bu karikatür krizinin derhal bir çözüme kavuşturulması gerekiyor. Yunanlı her kim bu skandal işe imza attıysa özür dilemesi gerekiyor. Gerekiyor çünkü apaçık insan onuruyla oynanmış bir durum söz konusu. Avrupalılar belki bu tip karikatürleri hoşgörüyle karşılayabilir ya da görmezden gelebilir ancak insan haklarından hareketle mantık yürütüldüğünde onları da berbat durumda gösteren karikatürlere tepki vermelerinin yerinde olduğunu düşünmekteyim.
Aslolan toplumda eleştiri kültürünü yerleştirmek için önce kişilik haklarınıza halel getirmemek gerekiyor.
Günün Sözü
“Aşırı özgürlük sonunda aşırı bir köleliğe varır"
(Platon)