Başbakan Üstel, teknik, hukuki ve vicdani diyor…

Bizim için en önemlisi vicdani bölümüdür!

Yakıt ihalesinin bir kez daha iptali elbette çok önemlidir…

Ama Başbakan burada hem kamuoyu hem de medyaya bir teşekkür borçludur!

Eğer son birkaç gündür baskı mekanizması devreye girmeseydi iş işten geçmiş olacak ve birileri kene gibi kuruma daha fazla yapışacak ve kanını emecekti…

Üstel yapılan baskı sonucu doğru olanı yapmış ve en azından vicdani kısmı halletmiştir!

Bundan sonrası da önemsiz değildir…

Teknik sorun ihale yasasıyla ilişkili gözüküyor!

Belli ki sağlam temeller üzerine kurulmamış…

Esnek yanları var, ihaleler birkaç kişinin kaderine terk edilmiş!

Adrese teslim ihaleler şartnamelerin hazırlanış biçimi ile bir takım ahlaksızlıkları beraberinde getiriyor…

Demek ki bu yasa bir kez daha masaya yatırılıp, içeriden değil dışarıdan teknik destek alınarak tamamen partiler üstü uzmanlara bırakılmalı!

Aksi halde siyaset olunca rant devreye giriyor ve bununla birlikte şaibeli kararlar üretilebiliyor…

Hukuk bölümüne gelince…

MİK’in aldığı büyük ihaleler bu sonuçtan sonra şaibe altına girmiştir!

Bundan sonra da verilecek tüm kararlar toplumun gözünde şaibe teşkil edecektir…

Zira MİK ihale sonuçlandıktan sonra kamu yararı ibaresini kullanmıştır!

Ortada düşük bir teklif varken bunun iki katına teklif verenlere ihale verilirken burada kamu yararı nerededir bunu da açıklasınlar…

Kurumun ve vatandaşın cebinden iki kat fazla para çıkması değil kamu yararı kamuyu tırtıklamaktan başka bir şey değildir!

Bir zamanlar vergi rekortmeni olan bir kurum yıllar sonra batmış bitmiş bir noktaya getirilmişte bunda ihaleli ya da ihalesiz alınan kararların payı fazlasıyla büyüktür!

Konu kesinlikle yargıya taşınmalıdır…

Kimlerin kellesi gidecekse de gidecek!

Bu ülkede artık iyi şeyler olacaksa ve bunun bedeli de birilerinin kellesiyse böyle bir hizmet ancak ayakta alkışlanır…

Buradan ilgili ve ilgisiz tüm kesimlere çağrıda bulunalım…

Bu ülkeni tük kurumlarıyla birlikte toparlanması, ayağa kalkması öncelik hedef olarak belirlenmelidir!

Kıb-Tek bunun için iyi bir başlangıç olabilir…

Zira bunu yapmazsak özelleştirme kaçınılmazdır!

Bu özelleştirmelerde de bizim hakkımız hukukumuz olmayacaktır…

Kıb-Tek ve benzer kurumlar elimizin elinden kayıp gidecektir!

Gelecekte sokaklara dökülüp ‘çek elini yakamızdan’ serzenişleri de hiçbir işe yaramayacaktır…

Gerekirse muhalefetin de zaman zaman dile getirdiği, özerkleştirme sistemi bir kez daha ciddi bir şekilde masaya yatırılmalı ve yolsuzluktan, hırsızlıktan batan kurum pek ala ki eski günlerine kavuşturulabilir…

Tabi ki siyasiler buna razı edilebilirseler!

Rekabet DP’ye iyi geldi…

Hafta sonu DP’nin büyük kurultayı vardı…

Tecrübeli siyasetçi Ataoğlu ile genç siyasetçi Tunçtaşlı yarıştı!

Daha da önemlisi DP son yılların en büyük heyecanını ve rekabetini yaşadı…

Bu da DP’nin artık bitmediğini bir kez daha gösterdi!

Belli ki artık parti Fikri Ataoğlu’nu kabullendi ve arkasında durmaya başladı…

Bu arada liste savaşları da yaşanmadı değil!

Bizim siyasi geleneğimizde olduğu için buna şaşırmadık…

Ali Tunçtaşlı genç ve yeni bir siyasetçi, heyecanı ve azmi de dikkatlerden kaçmadı!

Bu genç arkadaş kesinlikle parti tarafından kazanılmalıdır…

Böylelikle tek adamlık tartışmaları yaşanmayacaktır!

Bu arada salon dışındaki siyasi kulislere de kulak kabarttık…

Partili DP’nin hükümetin yaması olduğundan bolca şikayetçi oluyor!

Hükümet içinde boyun eğen değil, sorgulayan bir politika istiyor…

92 ruhuna yakın bir hava esti Pazar günü!

Serdar Denktaş’ın kurultay ilgisi de dikkatlerden kaçmadı…

MESAJ KUTUSU

Sayın Mutlu ATEŞ, KKTC Tiyatrolar Müdürlüğünüz hayırlara vesile olsun da adınız konuşulmaya başladığı andan itibaren okulda bir dayak olayı da beraberinde konuşulmaya başlandı. Bu konuda artık bir makam sahibi olarak kamuoyuna bir açıklama yapmak ister miydiniz?

Sayın Redif NUREL, Yönetim Kurulu Başkanı olduğunuz Binboğa Yem Fabrikası’ndan 400 Bin liralık bir yolsuzluk ve hortumlana olayı konusunda ihbarlar gelmeye başladı. Yönetim kurulunun bu konuda alacağı karar da merak konusu olmuş, medyaya sızmadan halletmekte yarar görüyoruz…

Sayın Dursun OĞUZ, bakanlığınıza bağlı Orman Dairesi’nin başka bir bakanlığın altına verilmesi için perde gerisinde pazarlıklar yapıldığından haberiniz oldu mu? Bu sıralar radarları açmakta yarar görüyoruz, zira istekli bakan arkadaş düğmeye bastı bile!

Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, DP Parti Meclisi seçimlerinde Lefkoşa’dan birinci sıradan kazanmanız aynı zamanda size güzel bir doğum günü oldu değil mi? Artık şimdi sizin için aktif siyaset de başlamış oldu bakalım bu başarıyı nereye kadar götüreceksiniz bütün gözler sizin üzerinizde olacak…

Sayın Hakan CENAPOĞLU, Pazar günkü kurultay da bazı listelerde kesilmeniz nedeniyle öfke içinde olduğunuz konuşuluyor. Yani bazı partililer eğer genel sekreterini doğramak için girişimde bulunduysalar bunun da hesabını sormak size ve yetkili kurullara düşer. Neyse ki seçimleri üst sırada bitirdiniz aksi felaket olurdu!

Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, yıllardan beridir Devlet Laboratuarında bulunun eski ilaçları imha açıklamanız memnuniyetle karşılandı. Bu arada 90’lı yıllarda kullanımı yasaklanan BHC kimyasallarının Güzelyurt çiftliğinde olduğunu biliyor muydunuz? Onları da imha etmeyi unutmayın olur mu?

Sayın Mehmet SOYKUT, hastane bünyenizde çalışan bazı genç hekimlerinizi uyarmanız konusunda mesajlar geliyor.Hele de bazıları devletten özele hasta gitmesi için propagandalara başladı, gün gelir önüne bir takoz koyup isim deşifre ederler kendisini siz bile kurtaramazsınız…

Sayın Ali TUNÇTAŞLI, DP kurultayında zaten asıl hedefiniz yüzde 40 civarında olduğu için yenilgiye çok da üzülememek gerek. Siz bu partiye gelecek yıllarda çok lazım olacaksınız ayni azimle çalışmaya devam etmeniz öneriliyor…

Sayın Nazım CED, eğer bir devlet kurumuna alınan çalışanlar kendi keyiflerinde evlerine yakın kurumlara kaçıyorlarsa burada devlet otoritesi yoktur demektir. Ya onları görev yerine geri çağırın ya da devletle ilişiklerini anında kesin…

Sayın Mehmet HARMANCI, Başkent’te toplu ulaşım artık zıvanadan çıktı külüstür araçlar bu hizmeti yeterince yerine getiremiyorlar. Bu konuda Güney Kıbrıs’taki sistemi bize getirmeniz gerektiği yününde uyarılar yapılıyor…