“Ben 68 kuşağındanım. Sol görüşlü birisiyim. Öğrencilik yıllarımızda hayatımız bir ekmeği paylaşarak ve faşistlerle mücadele içinde geçti. O heyecanlardan çıkıp geldik biz…
Daha sonralarında gelenler ya tabutlarda, ya da öğrenimini yarıda bırakarak ulaştı buralara. Denktaş ve Eroğlu saltanatına karşı mücadelemizi sol güçlerin yanında yer alarak verdik.
Biz yıllarca itildik ve kakıldık. Verdiğimiz mücadelenin sonucuna bugün baktığımızda 3-5 ailenin haksız kazançlarla bulundukları yerleri gördüğümde üzüldüm, ürktüm.
Sistemi izlerken üzüntüm, umutsuzluğum yanında antiparantez bu ülkenin gerçeklerini  dile getiren çok az olsa da gazete ve gazeteciler olduğuna da sevindim.
Ülkenin gerçeklerini yazan korkusuz bazı kalemlerin adresi olan sizler korkusuz okurların da dayanak noktası oldunuz.
Geçtiğimiz günlerde bir gazeteye okuyucularından birinden gelen ‘Dondurmam Gaymak” yazısında aşçı Salih namlı birisinin bu ülkenin berbat, zavallı ekonomisinden nasıl faydalandığını öğrendim.
Aşçı Salih’i de araştırdım. Keşke araştırmasaydım.
‘Vay guzum vay’ dedirtecek cinsten.
Örneğin bu aşçı efendi şirketi adına Kıb-Tek’ten ve Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’ndan almış olduğu ihale rakamları 1,266,640 TL, 2,134,255 Dolar ve 642,500 Euro aşçı Salih adına kayıtlı bir inşaat şirketine ve ayrıca KKTC’deki tüm hastanelerin yemek ihaleleri de bu inşaat şirketine verildi.
Buradan Sayın Başbakanıma seslenmek istiyorum;
Şartname öyle bir hazırlandı ki katılanlar şartname şartlarına uymadıkları için ekarte edildiler. Bir yıllık rakam 8,000,000 TL’dir.
Sayın Başbakanım siz makamınızda otururken toplumda konuşulan bu konuların farkında değil misiniz?
Etrafınızdakiler size aktarmıyorlar mı bunları?
Toprak Ürünleri Kurumu’na baktığımızda yine aynı şahsı görüyoruz.
Aşçı Salih nam kişi bu kuruma yüklü miktarda arpa, mısır ve buğday getirip sattı. Ancak ihalesiz oldu tüm bu işler…
Kalite değeri düşük bu ürünlerin karşılığı da 48 saat içerisinde ödendi.
Sayın Başbakanım, öğrencilik yıllarımda ve okulu dondurup, terk edip buralara geldiğimizde aşçı Salih gibi vampirleri yetiştiren politikacıların bizleri nasıl hor gördüğünü, işsiz bıraktığını hatırlamanız gerekir.
Kitap sattık, portakal bahçelerinde çalıştık, inançlarımızın meyve vermesi için bugüne dek direndiğimiz CTP’nin bu kişilere hesap sormasını beklediğimiz zamanda onlara teslim olunduğunu görmek bizi haddinden fazla üzüyor.
Ne yazık ki gözümüz gibi koruduğumuz partimizin geldiği nokta ayrı bir konu. Parti içerisinde ileri gelenler dediğimiz bazı kesimlerin de işlerini aşçı Salih’ten hallettiklerini öğrendim.
Bunlar yetmedi Kıb-Tek’in akıllı sayaç ihalesine de atladı.
28 milyon Euro’luk bir ihale söz konusu ve 2-3 firmayla anlaşarak ihaleyi Akritas Planı ile Bermuda Şeytan Üçgeni’nde boğup mideye indirme hazırlığındadır.
Sanayi bölgesindeki ambarlarda 5-10 bin sayacın atıl vaziyette olduğunu öğrendim.
Kıb-Tek Başkanı büyük bir sıkıntı içindedir. Birisi alım sorumlusu olan 2 üyenin görevden alınmasını istediği halde hala bir ses çıkmıyor.
Bugün konuşulan konu bu ihale konusudur. CTP’nin yerle yeksan olan durumunu kurtarmak sizin elinizde.
Önce ihalenin şartnamesinden işe başlayın.
Alkış alacaksınız…”  
(Bir okur)
 
 
Anayasa’ya ‘hayır’ çıkarsa ne olur?
 
Malumunuz, 29 Haziran’da yerel seçimler var, aynı zamanda da yeni Anayasa halkın referandumuna sunulacak…
Her zaman olduğu gibi ülke karpuz gibi ortasından ikiye bölündü…
Kimisi niçin ‘evet’ denilmesi gerektiğini kimi de niçin ‘hayır’ denmesi gerektiğini dili döndükçe anlatmaya çalışıyor.
Benim taktığım da şu;
Bu Anayasa, mecliste temsil edilen 4 partinin oylarıyla geçti ve halkın onayına sunuluyor.
Peki ya 29 Haziran akşamı ‘hayır’ çıkarsa ne olur?
Ya da ne olmalı?
Bence, Meclis kendini fesh edip, ülkeyi seçime götürmeli!
Ya sizce?
 
 
 
Arabacıoğlu: Kayıt tarihini uzatacağız
 
Kolej kayıtlarında yedek öğrencilerin açıklanmaması konusunda Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu sağ olsun dün akşam arayarak bilgi verdi.
Sınavı kazanan ama kayıt yaptıramayan öğrencilerin olduğunu onların haklarını yememek için yedek öğrenci kayıtlarını ileri bir tarihe ertelediklerini ifade etti.
Onun için merak eden okurlara duyurmakta yarar gördük…
 
 
“Ahlaksızlar!”
 
“Her seçim dönemi "partiye katılımlar" diye duyurulan ve "parti rozeti" takılan o insanlar var ya;
Onların hepsi da bir çıkar peşinde olan ve hiçbir bilgiye sahip olmayıp, üyesi olduğu partiden, seçim öncesi istediğini alamayınca, istediklerini almak için bir başka partiye geçen AHLAKSIZlardır. 
Aslında böylelerinin oy kullanması bile yasaklanmalıdır. 
Siyaseti kirleten onlar ve onları çıkar karşılığı partilerine üye yapan siyasilerdir…”
(ÜLKER FAHRİ)
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Ahmet GÜLLE, geçmişte Rum kesiminden hayvan kaçakçılığı yapan ve sonuçta şirketi kapatan bir işletmenin yeni bir şirket kurarak hastanelere yine kaçak et verdiği ihbarını aldık. Konu sağlık açısından çok önemli olduğu için sizi uyaralım istedik…
Sayın Halil İbrahim AKÇA, Türkiye’den gelecek olan suyun tarihi konusunda her kafadan ayrı bir ses çıkmaya başladı. Son ve kesin açıklamayı her zaman olduğu gibi yine sizden bekliyoruz…
Sayın Temel BULUT, kampanyanızın ikinci dairesini kazanan Ali bey aradı bolca sitem etti. Henüz dairenin anahtarlarının eline verilmediğini şikayet ediyor. Dün polise şikayette bulunduğunu bilmenizi istedik!
Sayın Sezai SEZEN, belediye çalışanlarından şikayet mesajlarınız gelmeye başladı. Baskıyı ve tehdidi arttırdığınızı iddia ettiler. Hatta bir de ‘silah çekme’ konusunda çok ciddi ithamlarda bulundular. Son üç gün kala aman sinirlerinize hakim olun!
Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, Bülent Ecevit Aradolu Lisesi’ne kayıt yaptıran öğrencilerin velileri aradı, kiminden 50 TL bağış alınırken, kimi kuruş ödemeyince küplere binmişler. Haberiniz olsun istedik…
Sayın Ahmet NERGİS, seçimlere özel yıllık izne çıktığınızı ama izne giderken dairenin aracını da götürdüğünüz yönünde şikayetler geliyor. Eğer öyleyse hemen şimdi o aracı daireye gönderin lütfen…
Sayın Yüksel ÇELEBİ, 10 ay önce belediyeden emekli olan Engin Nalbant’ın emekli ikramiyesini hala ödememişsiniz. Oysa yasalara göre 3 içinde ödemeniz gerekmez miydi? Sizin yıldızları biraz daha parlatmak lazım değil mi?
Sayın Derviş EROĞLU, yerel seçimlerden hemen sonra UBP ile DP’nin aynı çatı altında birleşmesi için bir takım girişimlerde bulunacağınız iddia ediliyor. Ha keşke bunu daha önce yapsaydınız zira yerel seçimlerde iki parti de hüsran yaşayabilir…
Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, UBP’li bazı belediye meclis üyesi adayları aradı, geçmiş dönemde sizinle çalışanları kıtır kıtır kestiğinizden şikayet ettiler. Bir şekilde intikam mı alıyorsunuz acaba?
Sayın Cezar EKİNCİ, Alsancak’ta bir adım önde gitmeye devam ediyorsunuz. Şimdiki başkanın kemikleşmiş oylarının üzerine giderseniz Pazar akşamı ipi birkaç puan önde göğüsleyeceksiniz…
Sayın Ceyhun ÜMİTER, sizi zamanında müdür yapmadılar ama şimdi pişmanlıklarından olsa gerek kafalarını duvarlara vuruyorlarmış. Hastanedeki başarılı çalışmalarınız bu sıralar yine herkesin dilinde…
Sayın Hatice FAYDALI, Mağusa’da çok kritik bir seçim süreci yaşanıyor ve sizin ne zaman Arter’e destek vermeye başlayacağınız merak konusu olmuş. İlk kez bir seçim öncesinde bu kadar sessiz kalmanız çoğunu şaşırtıyor…
Sayın Ali YAMAN, selamınızı aldım teşekkür ederim. Bu arada belediyenin makam aracını satacağını açıklamanız ben de dahil bir çoğunun hoşuna gitti. Seçim sonuçlarını ne kadar etkiler bilinmez ama iyi bir eğitimci olduğunuzu seçim sürecinde bile gösteriyorsunuz.
Sayın Selda İÇER, Karadeniz gezisi epey yaramış olsa gerek ki kurumda her şeye pozitif olarak bakmaya başlamışsınız. Demek ki sizi 3 ayda bir oralara göndermek gerek değil mi?
Sayın Ertan BİRİNCİ, yakın çevreniz otele kapanıp dışarı çıkmadığınızdan şikayet etmeye başladılar. Çok iyi yüzme bilmediğiniz için aman olimpik havuza dikkat. Can yeleksiz yaklaşmayın bile…
Sayın Şahin SAPSIZOĞLU, ilk kez bir seçim sürecini çiğ köfte yoğurmadan geçirdiniz ya helal olsun size. Tamam ekonomik şartlar belli ama seçmen de yeme içme olmadan günahını bile vermiyor…
Sayın Mustafa ŞENER, seçim günü yaklaşırken yapılan bir ankette en şık giyinen aday ilan edildiniz. Belki tahmin bile etmezsiniz ama bazı seçmen de kılık kıyafete bakarak oy kullanıyormuş, sizin için iyi bir gelişme bu…
 
GÜNÜN FOTOĞRAFI:


 
Günün Fıkrası
 
Duvar

Kudüs’e atanan bir Amerikalı gazeteci, ağlama duvarının önünden gelip geçerken, bir Musevi’nin her gün duvarın önünde diz çöküp dua ettiğini fark etmiş. Haftalarca aynı manzarayı görünce dayanamamış gazeteci. Bu adamla konuşmayı denemiş: 
- “Sizi her gün dua ederken görüyorum.” Adam cevaplamış: 
- “Evet, sabahları gelir, dünya barışı ve kardeşlik için dua ederim... Öğleden sonraları gelir, yeryüzündeki acıların ortadan kalkması ve bütün insanların refaha kavuşması için dilekte bulunurum...” 
- “Ne kadardır sürüyor bu?” 
- “Tam 25 yıldır...” 
- “Bunca yıl sonra nasıl bir duygu var içinizde?” 
- “Duvara konuşuyormuşum gibi bir duygu...”