Gemikonağı’nda meydana gelen ve bir üniversite öğrencisinin ölümüne neden olan kaza bayrama gölge düşürdü diyebiliriz.

Hiçbir günahı olmayan bir üniversite öğrencisi alkollü bir kendini bilmez yüzünden hayatının baharında canından oldu.

Bu ilk değil ne de son olacak.

Trafik magandaları bu ülkede can almaya devam edecek.

Cinayetlerin adı kaza diye kayıtlara geçecek…

Peki ne yapabiliriz?

Ne cezalar ne polis kontrolleri bir işe yaramıyor sanki…

Cehalet bulaştı mı bir kere bir insana bunu ceza ile falan bir yere kadar çözebiliyorsunuz.

Ayakta duramayacak kadar alkol alıp trafiğe çıkmayı önlemek için ciddi bir eğitim süreci gerekiyor.

İlkokul sıralarından başlamalı bu eğitim süreci.

Gemikonağı’nda yaşanan trafik cinayetinin zanlısı askeri personel.

Bu şahsın apar topar Türkiye’ye gönderilmesi doğal olarak kamuoyunda tepkilere neden oldu.

PGM açıklama yapana kadar hem polisimiz hem askerimiz yıpratıldı.

Ardından bir açıklama yapıldı ve şöyle denildi;

“15 Haziran 2024 tarihinde, Gemikonağı’nda Ecevit Caddesi üzerinde meydana gelen trafik kazası sonucu bir yabancı uyruklu şahıs hayatını kaybetmiş, araç sürücüsü askeri personel aleyhinde mevcut mevzuat, protokol ve/veya usul ve esaslar kapsamında Polis Genel Müdürlüğü’nce ivedilikle tahkikat dosyası hazırlanarak, 20 Haziran 2024 tarihinde ilgili merciler üzerinden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Kazaya methaldar araç sürücüsü Türkiye’de halen tutuklu bulunmakta olup, ilgili makamlar arasında sürece ilişkin gerekli bilgi alışverişi yapılacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Öncelikle bu şahsın tutuklu olması kamuoyunu mutlaka rahatlattı.

Ancak burada normal vatandaş mevcut protokol usul ve esaslar konusunda huzursuz.

Neden diye soruyor!

Burada bir insanın ölümüne sebep olan askeri bir personel neden Türkiye’de yargılanıyor.

Sonuç olarak yargılanacağı ve cezasını çekeceği konusunda hiçbir şüphemiz yok ancak sürecin soru işaretlerine sebep olmasına fırsat verilmemeli.

Mevcut protokol usul ve esaslar kamuoyuna şeffaf bir şekilde anlatılmalı. Varsa bir hata düzeltilmeli.

Bu tür olaylar sonrası polisimiz askerimiz zan altında kalmamalı.

Kaza sonucu hayatını kaybeden gencin yakınları ailesi arkadaşları başka acılarla sınanmamalı.

Askerler suç işleyemez diye bir kanun yok elbette.

Bunlar olabilir ama hukuk devletiyiz madem akıllarda hiç şüphe kalmamalı…

*** 

Berna Laçin sosyal medyada ortalığı birbirine kattı...

Annesi KKTC’de kalça kemiğini kırmış feryat ediyor!

Hastanede doktor yoktu diye de palavra sıkmış...

Cumhurbaşkanı Tatar’dan da yardım istemiş!

Önce Berna hanıma sormak gerek;

Madem ki annen burada kalçasını kırdı senin orada işin ne?

Atla gel uçağa annenin yanında ol...

Sonra Cumhurbaşkanından yardım istemek de neyin nesi?

Orada birazcık tanınmış bir sanatçı olunda böyle bir hakkı size kim veriyor?

Sonra da özür dilemiş...

Gaza geldim diye!

Nasıl bir anlayış bu ama?

Biz de maksat Cumhurbaşkanını hedef tahtası haline getirmek...

Vurun kahpeye yani!

Maksat siyaset olsun...

Yalan yanlış bir açıklama ne yazık ki nerelere kadar geldi!

...

Bayram tatilinde birkaç gün de İskele ve civarında turladık...

Beton yığınları üstünüze üstünüze geliyor resmen!

Doğallık tamamen yok olmuş...

Bir de kanalizasyon sorunu başlamış, burnunuzun direği kırılıyor!

Aracınızda radyoları kurcalıyorsunuz;

En güçlü frekansı olanlar bile ya cızırtılı ya da hiç çalışmıyor...

Ama çalışan radyolar da yok değil!

Ne ilginçtir hepsi de Rum radyoları...

Biz hala buradayız diye mesaj veriyorlar!

Devletin radyoları bile burada yayın yapamıyorsa bunun üzerine çok ama çok fazla düşünmek gerek...

Ne kadar olabildiğimizi de tartışmak gerek tabi ki!

Buram buram acizlik tütüyor...

...

 

 

MESAJ KUTUSU

 

Sayın Levent UYSAL, Türkiye’de hakkınızda haber yapan basın mensuplarının gözünü korkutmak için mahkemeye vermeye başlayarak tarihi bir hataya imzanızı atmışsınız. Çok yakında Vakıfbank olmak üzere yolsuzluk dosyalarını havada uçuşurken görünce bakalım ne yapacaksınız?

...

Sayın Aykut HOCANIN, sahte diplomalar konusunda yakında yeni bombalar patlayacağını açıklayınca diğer 5 üniversite yöneticilerinde bir panik yaşanmaya başladığını duyduk. Ne kadar hızlandırırsanız sektör için iyi bin amme hizmeti yapmış olacaksınız...

...

Sayın Turgay AVCI, emeklilik için DAÜ’ye dilekçe verdiğinizi duyduk hadi bakalım hayırlara vesile olsun. Yorucu bir süreçten geçiyorsunuz hayatın sadece iki günlük olduğunu unutmamak gerek değil mi? Emeklilik yaşamınızda sağlık ve mutluluklar temenni ederiz...

...

Sayın Tufan ERHÜRMAN, Çarşamba günü CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in davetlisi olarak Ankara’ya uçacağınız söyleniyor şimdiden iyi yolculuklar dileriz. Bakalım Ankara hükümeti bu manidar ziyareti nasıl karşılayacak artık hep birlikte göreceğiz değil mi?

...

Sayın Erhan ARIKLI, önümüzdeki yıl yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi partinizin adayı ile çıkacağınız konusunda resmi olmayan bir açıklama yapıldı. Sizin bundan haberiniz var mı, ya da böyle bir açıklamaya siz inandınız mı doğrusu çok merak ettik!

...

Sayın Ulvi KESER, sosyal medyada yapılan saçma sapan ve linç kültürü taşıyan saldırıları çok da kaale almamak gerek değil mi? Siz bu ülkede kariyerinizi ve misyonunuzu ispat etmiş birisi olarak sadece gülün geçin deriz.

...

Sayın Emrullah TURANLI, devlete ve Kıb-Tek’e olan borçlarınızı ödememek için hep siz kazanıyorsunuz ama Ercan’daki işletmeler elektrik borçlarını ödemekte gecikince şalterleri indirdiğiniz konuşulmaya başlandı. Hani derler ya bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye, sizinki de aynen ondan oldu...

...

Sayın Niyazi ŞANAL, Kanal T’nin binasında kiracı olma teklifini kabul etmeyin büyük harcamalar yaparak kendi binanızı yapmak için kolları sıvamışsınız diye duyduk. Medya patronluğunda iddialı olunca aldığınız kararlarda doğru olabilir, hadi bakalım hayırlara vesile olsun...

...

Sayın Asım AKANSOY, CTP’nin çok ses getiren seçim anketinden sonra şimdi de Karpaz bölgesine özel geniş kapsamlı bir kamuoyu yoklaması yaptırdığınız konuşulmaya başlandı. Havada erken seçim havası da yok ama vardır bir bildiğiniz değil mi?

...

Sayın Anıl KAYA, bayram süresince tatil yaptığınız otelde ekstraları görünce gözlerinizin fal taşı gibi açıldığı görülmüş. Bundan böyle yediğiniz içtiğini bir yerlere not etmekte yara var zira parayı sokaktan toplamıyorsunuz ya...

...