Bize gönderilen ses kayıtlarını izledik…

Görüntü de var elimizde!

Üvey anne ile babanın resimleri de…

İsimleri de ajandamızda kayıtlı!

Üvey anne ve babanın resimlerini ve isimlerini buradan deşifre etmiyoruz…

Görüntüleri de öyle!

Defalarca izledik sinirlerimiz bozuldu…

7 yaşında minicik bir kız çocuğu!

Geceleri yatağına işiyormuş…

Bu yaşlarda normal olduğunu biliyoruz!

Ama normal olmayan nedir biliyor musunuz?

Minicik bu yavru zaman zaman sırf yatağına işiyor diye üvey annesi tarafından insafsızca cezalandırılıyor…

İnsanlık ötesi bir olay!

Fotoğraflarda da görüldüğü üzere…

Yüzü mosmor olmuş!

Ayakları da öyle…

Üvey anne minicik yavruya acımasızsa vuruyor!

Kimin intikamını alıyor bilemiyoruz ama hem dövüyor hem de tehdit ediyor…

Nasıl bir insansa artık!

Kocasıyla mutlu mesut fotoğrafları da var sosyal medyada baş başa ama…

Belli ki küçük kız ile mutlu değil, istemiyor onu!

Cezası da dayak…

Elin kırılır inşallah!

Konu polise de intikal ettirildi…

Dava okundu kendisine!

Sonra bırakıldı…

Son kararı her zaman mahkemeler verecek!

Minik yavru da şu anda Sosyal Hizmetler Dairesi’nin sorumluluğunda ailenin elinden ılınmış durumda…

Ama üvey anne ve öz baba kızı geri almak için her türlü girişimde bulunuyor!

Sosyal hizmet görevlileri ile de uğraşarak…

Resimler ortada!

Ses ve görüntü kayıtları da…

Hatta aileden başka kişilerin de ifadeleri var!

Yüzsüzlüğe bakar mısınız lütfen…

Yatağa işediği gerekçesiyle resmen ezip eledikleri kızı hala geri istiyorlar!

Peki ya kızın öz babası…

İnsan evladına yapılan böyle insanlık dışı davranışlardan sonra nasıl olur da üvey anneden hesap sormaz, aksine kızını hala o acımasız kadının ellerine teslim etmek için çaba sarf eder!

Hadi üvey anneyi bir yana koyun da babanın kızıyla derdi tasası neydi ki?

Bu nasıl bir babalık örneğidir ne anlarız ne de anlamak isteriz…

Bundan sonra top artık tamamen Sosyal Hizmetler Dairesi’nin, haliyle de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın elindedir!

Devletin gücünü görmek bu çocuğun hakkıdır, hukukudur…

Bu acımasız aileye iade etmemek için de tüm gücünü hukuk çerçevesi içinde göstermelidir!

Göstermek zorundadır…

Ve tabi ki üvey anne!

Yaptığı zulmün ve işkencenin bedelini ödemelidir…

“Sadece uyarı m?”

“KKTC genelinde ekmek ve benzeri ürünler üreten yerlere kontroller yapılmış.
Kontrolü yapılan fırınların 5 tanesinin mikrobiyolojik olarak yürürlükteki mevzuata uygun üretim yapmadığı tesbit edilmiş.
Yapılan açıklamada İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDEN bu durum ile ilgili düzeltici faaliyetlerin yapılması için gerekli uyarılar KKTC Fırıncılar Birliği'ne ve ilgili fırınlara yapılmış.

Değerli arkadaşlar mademki İNSAN SAĞLIĞI İÇİN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDEN bir durum ile karşı karşıyayız neden sadece uyarı ile geçiştiriyorsunuz .

MİKROBİYOLOJİK DEMEK MİKROPLU DEMEK .
İnsanlarda gıda zehirlenmelerine ve ÖLÜMLERE neden olan Salmonella, Listeria, Stafilococccus, E. coli DEMEK

SAĞLIK BAKANLIĞI DEĞERLİ ARKADAŞLAR

KAPATSANIZA , KAPATMAKLA KALMAYIP VATANDAŞ ADINA DAVA AÇSANIZA…”

(Hakan ORAN)

Kapı sağda direksiyon solda!

Memleketten klasik öğrenci taşımacılığı…

Öncelikle hemen bütün araçlar hurda çıkması gerekirken hala öğrenci taşıyorlar!

Birçoğunun ısıtma ve soğutma sistemleri yok…

Eksozlarından çıkan kara dumanları ile çevreyi katlediyorlar!

Ama çok daha önemlisi var;

Yine bazılarının direksiyonları solda…

Ama kapıları sağda!

Öğrenciler araçlara binerken kaldırımları değil yolun ortasını kullanıyorlar…

Uyanı yok!

Denetleme ona keza…

Allaha emanet bir durum söz konusu!

“Niye yasaklanmıyor?”

“Dışarıda 20 metre ötesi dumandan görünmüyor. Yanık boyalı tahta kokusu mu, Erimiş plastik pet şişe kokusu mu, ne istemezseniz var. Pis koku ve zehirli dumandan dışarıya çıkmaya korkar hale geldik.

Sosyal medya sponsorlu odun sobası reklamları ile dolu. Bu çevre düşmanı sobalar belli ki satış patlaması yapmış.

Çevre'yi düşünerek naylon poşetin ücretli olmasına ses çıkarmadık, aldık alışveriş çantasını naylonu bir kenara ittik.

Tamam, iyi de çevreyi bu kadar düşünen yetkililer! Bu sobaları neden hala yasaklamıyor?

(Mehmet SEYİS)

“2019 düzelt bizi…”

" Çantanı getirmedin abla?"
" Aman unuttum.."
" Poşet vereyim?"
" Yok, istemem poşet moşet elimde taşırım"
" Ama sen da unutmaycan abla çantanı bak aha böyle elinde taşın.."
Diye azar işittim kasiyerden sabah sabah..

Dere bırakmadık..
Orman bırakmadık..
Zeytin ağacı bırakmadık..
Delinmedik, oyulamadık, inşaat yapılmadık dağ bırakmadık..
Kıyı bırakmadık..
Yeşil bırakmadık..
Ilaclı olmayan meyve sebze bırakmadık..
Patates bırakmadık..
Zehirsiz hava bırakmadık..
Kazasız yol bırakmadık..
Lağımsız su bırakmadık..
Susuz tarla bırakmadık..

Poşet satın alıp çevreyi ve doğayı koruyoruk..

2019..Lütfen düzelt bizi…”

(Dilek Yavuz YANIK)