Aslında bu yazı İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu’na açık bir mektup niteliğindedir…
Burada yazacaklarımız konusunda dün kendisini aradık ve karşı görüş istedik, yoğun bir tempoda olduğu için çok uzun görüşemedik, eminiz ki burada yazdığımız konulara açıklık getirecek ve kamuoyunun aydınlanmasına yardımcı olacaktır…
Birinci konu;
Önceki akşam yapılan belediye meclis toplantısında ciddi bir tartışma yaşanmış…
Şu anda Belediye Meclisi’nde Asbaşkan olarak görevini sürdüren Mahmut Yılmazoğlu konusunda…
Meclis üyelerinden 7 kişi bu arkadaşın istifasını isteyen bir mektup sunmuşlar meclise…
Gerekçe kendisinin hırdavatçılık yapması ve belediyenin mal alımlarında bu arkadaşın dükkanından alış veriş yapılmasını istemesi, bunun için çeşitli tartışmaların yaşanması…
Bu arkada belli ki ticari bir rant için seçimlere girmiş ve belediye meclis üyeliğini kazanmış!
Şimdi bunun mücadelesini veriyor, o veya bu şekilde…
Belediye malı deniz yiyemeyen keriz misali!
İkinci bir başka konu;
Bize verilen bilgilere göre yerel seçimler öncesinde İskele Belediyesi’nin kasasında 2 milyon TL’den biraz fazla para varmış…
Bu paranın akıbeti merak ediliyor!
Malum İskele Belediyesi diğer belediyelere göre çok şansı bir belediye ve petrollerden dolayı hiç de azımsanmayacak bir geliri var…
İddia şu;
Geçmiş yönetimden kala bu para şimdi yok yada çok az bir miktar para mevcut!
Bu para nerelere harcandı, hangi projeler üretildi, bölge halkı bu harcamanın dökümanını istiyor…
Bir başka konu bir belediye meclis üyesinin istifası;
Geçtiğimiz ay UBP İskele İlçe Başkanlığı’na seçilen Osman Kırşan önceki gün yapılan belediye meclis toplantısında bu görevinden istifa ettiğini açıklamış…
Gerekçesi de ilçe başkanı olduktan sonra parti işyerinin daha yoğun olması!
Dün kendisi ile de telefonda görüştük ve bunu teyit etti;
Başkan ve diğer belediye meclis üyeleriyle hiçbir sorunu bulunmadığını partisine daha fazla hizmet vermeyi amaçladığını ifade etti!
Ayrıca bu istifa ile bir başka UBP’li meclis üyesinin önünü açtığını ekledi…
Gerekçelerinde haklı da olabilir ama partili arkadaşları bu istifaya şiddetle karı çıkıyor ve ‘bizi yarı yolda bıraktı’ şeklinde konuşuyorlar…
Onun istifası yürürlüğe girerse yerel seçimlerde beşinci sıradan çıkan ve seçilemeyen Yasemin Öztürk belediye meclis üyesi olacak…
Bir başka iddia;
Hasan Sadıkoğlu’nun bir kişiyi AB işleri ile ilgilensin diye kendine danışman ataması;
Bu kişinin yüksek bir maaş verilerek danışman olarak atandığı söyleniyor…
Hatta bu parayla üç kişiye istihdam sağlanabileceğini de söyleyenler yok değil!
Var mı böyle bir atama?
Ve bir hatırlatma;
Bizi takip edenler bilecektir, bundan aylar önce Başkan Sadıkoğlu’nun bir akrabasının belediyeyi kullanarak maddi rant elde ettiğini yazmıştık…
Hatta alacağı olan bir iş adamından 15 günlük bir tatil istediğini de belirtmiştik…
Bu arkadaş gitmiş bizi İskele polisine de şikayet etmiş ama bir sonuç alamamıştı, çünkü o yazıda isim belirtmemiştik, belli ki yarası varmış ve gocunmuş!
Konuyu o zaman başkana da iletmiştik…
Hala böyle aracılık işleri yapı da insanlardan avanta istiyor mu?
Ve Hasan Sadıkoğlu’na son bir soru;
Şu anda halen kendisi bağımsız bir belediye başkanıdır…
Söylenenlere göre çok kısa bir zaman içinde UBP’ye katılarak artı partili olacaktır!
Parti nezdinde yaptığı girişimlerde MYK üyesi olmak istediğini söylüyormuş…
Bağımsız seçimlere girip sonradan partili olmak ne kadar etik olacaktır?
Açıklamalarını dört gözle bekliyoruz…
NOT: İKİ GÜN YURT DIŞINDA OLACAĞIMIZDAN YAZILARIMIZA KISA BİR ARA VERİYORUZ. SALI GÜNÜ GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE…(L.Ö.)
 
 
Şöminelik odunlar hangi torpilliye!
 
“Levent bey merhabalar,
Bir konuda rahatsızlığımı dile getirmek istiyorum;
Bugün(dün) şöminelik odun satın almak için Orman Dairesi’ni aradım, ellerinde Akasya ağacı olduğunu istersem iki el arabası satın alabileceğimi söylediler.
Arabama binip gittim oradaki sorumlu yeşil ağaçların kesildiğini ve yaş olduklarını ama yine de alabileceğimi söyledi.
Taze kesilen ağaçlar bilirsiniz yanmaz…
Az ileride kesilmiş ve istiflenmiş kuru odunları gördüm, bunlardan istediğimi söyledim!
Adam resmen beni sözlü taciz etti…
Kuru odunları başka birisine ayırdığı da itiraf etti!
Sonra para ödenen yere gidince orada ilgili kişiyi şikayet edince onların açıklaması daha kötüydü;
Meğerse bana yaş odunları satmaya kalkan adam bu işi kendi özel yapıyormuş!
Sana telefon numarasını versin, evine kuru zeytin ağacı getirsin, dediler!
Yani bu adam devletin imkanlarıyla özel iş yapıyor ve evlere odun satarak rant elde ediyor…
Bunları sizinle paylaşmak istedim!”
 
(Bir okur)
 
 
“DAÜ’ye hakkımı helal etmiyorum!”
 
“Levent bey bu memlekette artık derdimizi anlatacak başka yer de kalmadı.
Ben Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde iki tane çocuk okutan bir veliyim. Devlete, vakfa bağlı bir üniversite olduğu için tercihim DAÜ oldu.
Şimdiye kadar her iki öğrencinin de harç parasını yarımşar dönemlik bölümler halinde eksiksiz ve zamanında yatırdım. Çocuğumun bir tanesi İngilizce hazırlıkta okuyor bu öğrencinin ekim ayının başında sınav sonuçlarını açıklayacaklar ve bende son tarih 2 Ekim 2015 cuma günü  yatması gereken öğrenci harcını hazırladım.
Fakat okul sonuçları açıklanmadığı için okulu aradım ve kendilerine  bu gün son gün bundan sonra yatırmam gereken para cezaya girecek ben bu parayı hazırladım ancak siz daha sonuçları açıklamadınız belki çocuğum sınavı geçemeyecek ve bende okutmaktan vazgeçerim siz sonuçları açıklamadan bizden para istiyorsunuz dedim.
Okuldan bize telefon ile  sistemde çok yoğunluk olduğu ve paranın Pazartesi yatabileceğini herhangi bir ceza gecikme zammı almayacaklarını söylediler.
Ben de 5 Ekim 2015 de paranın tamamını yatırdım. Ancak şimdi çocuktan 50 TL gecikme zammı istiyorlar (bu yüzlerce öğrenciden istenen gecikme zammı).
Okulu aradığımda ilgili yere telefonla 45 dakikada ulaştım, telefonları ne açan var nede cevap veren var, Türkiye’den telefon açan birisinin halini düşünmek bile istemem. )
İtiraz ettim ve burada benim suçum yok siz ne dediyseniz ben onu yaptım desem de rektörlüğün emri bu yönde diyerek ben oyladılar.
Levent bey lütfen bu haksızlığı yayınlayın ben 50TL peşinde değilim ancak  çok zoruma gitti bu okula ve yöneticilerine hakkımı helal etmiyorum. Çünkü sorun benden kaynaklanmadı.”
 
(İsmail Kahya)