Gündem yoğun, yazacak konular da çok olunca REALİST-KULİS için iyi temennilerde bulunmak bugüne nasip oldu.
İyi de oldu aslında çünkü en azından ilk üç günlük gidişatı da kendi gözlerimizle görmüş olduk…
Doğruyu söylemek gerekirse ben de 300 binlik bir ülkede 15 gazete yayınlanmasına ilk bakışta karşı görüş belirttim.
Zira bu sektörde pasta belli ve gazete sayısı çoğaldıkça pastanın dilimlerinin küçüleceğinden şüphelerim vardı.
Onun için başta Sevgili Harun’a epey naz yaptım!
Bir de gazetenin yayın tarihi uzadıkça ‘bu iş olmayacak ‘ diye içimden geçirdim…
Sonuçta gazete yayına girdi ve bugün elinizde tuttuğunuz gazete dördüncü sayısı ile bayilerde kapış kapış gidiyor…

Hadi Harun’a biraz daha muhalefet yapayım;
Örneğin ben çok renkli gazete olmasından daha ziyade, rengi az ama haberi ve yorumu daha çok gazeteden yanaydım.
O dedi ‘yok ben ülkede bir ilki gerçekleştireceğim”
Dediğini de yaptı, ilk üç gün sonuçları ortada;
Sabahın çok erken saatlerinde biten 3 bin gazete…
Manşetleriyle, yorumlarıyla, kulis haberleriyle okuyanlardan ‘çok beğendim’ yorumunu duymak hoş oldu doğrusu!
Hele de önümüzdeki haftadan itibaren baskının 5 bine çıkarılacağını duymak, müthiş bir duygu…

İyi de zaten ekonomik sıkıntı içinde olan vatandaş, bizim kara kaşımız kara gözümüz için mi alıyor bu gazeteyi?
Tabi ki değil!
Şimdi daha iyi anladım ki bu iş biraz arz-talep meselesi…
Vatandaş gazeteyi alıyor ama verilen promosyonların önemi çok büyük!
Hele de bu ülkede bir gazete tarihte ilk defa okuyucuya ’60 kupona daire vereceğim’ diye ortaya çıkmışsa, 3 bin gazetenin ekmek-peynir gibi satılıp daha ilk günde Kıbrıs Gazetesi’nin ardından ikinci sıraya oturmuşsa burada promosyonunun önemi bir kez daha ortaya çıkmış oluyor.
Ama bundan şımarmamak, ilerisini de iyi planlayıp çakılmamak için gazete yönetimine ve yazar kadrosuna da büyük görevler düşüyor…
İçim biraz buruk, çünkü yeni bir gazete çıktı diye, halen gazete yönetimini arayıp da kutlayan bir başka gazete yönetimi çıkmadı…
Siyasiler bol bol kutluyor ama ha keşke onlar değil de bu kutlamayı kendi meslektaşlarımız, kader arkadaşlarımız yapmış olsaydı…
Bundan daha iyi bir doping olamazdı bizim için…

Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim;
Gönül isterdi ki son yıllarda yayınlanmaya başlayan gazeteler iş dünyası patronlarının değil de gerçekten gazetecilerin sahibi olduğu müesseseler olsaydı…
Ama olmuyor işte!
Olduğunu iddia edenler bile sırtlarını bir yerlere dayamaktan öte gidemiyorlar…
Çünkü günümüz şartları buna fırsat vermiyor!
O zaman bize düşen görev şu;
Her ne kadar gazeteler patronların eline geçtiyse de mümkün olduğu kadar gazetecilik ve kamuoyunu doğru bilgilendirme çizgisinden çıkmadan mesleği sürdürmek!
İşte bu duygularla REALİST-KULİS’e basın dünyasına hoş geldin diyoruz…
Uzun ömürlü ve gazetecilik çizgisinden çıkmaması, gözünü budaktan, sözünü de dudaktan esirgememesi temennisiyle hoş geldin…



LTB’nin kaçak avda yakalanan aracı!


LTB’nin kaçak avda yakalanan aracını dün yazmıştık.
Sağolsun Kadri Fellahoğlu duyarlılık göstermiş ve Koordinatör Tahir Hoca’yı bu konuda görevlendirmiş. O da dün aradı bilgi verdi.
Olay doğru, LTB’nin bir başka belediyeye hibe ettiği ama bu konuda kayıtlara geçmeyen araç kaçak avda yakalanmış.
Ama Kadri Fellahoğlu döneminde değil, Cemal Bulutoğluları döneminde.
Bu haber iyi oldu çünkü LTB’nin başka belediyelere hibe ettiği ama kayıtlara geçmeyen bir çok aracı var.
Şimdi belediye yetkilileri bu araçları kendi kayıtlarından çıkarıp hibe edilen belediyelere kayıt yaptırmak için çalışma başlatmış oldu.


MESAJ KUTUSU

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, siz Derviş beyle yaptığınız görüşmede başka vekillerin de olduğunu söylediniz ama biz o dediğiniz isimlerin dışarıda beklediğini öğrendik. Bu arada Derviş bey yemek teklifinizi de reddetmiş. Ağır ağabeyler böyle olur değil mi?

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI,
yurt dışından yüksek meblağda bir para gelmiş ve Merkez Bankası’na takılmış diye duyduk. Haberi duyanlar pastırmalı tost ısmarlamanızı bekliyorlar haberiniz olsun…

Sayın Fuat Türköz ÇİNER,
hem genel başkan yardımcısı olacaksınız, hem genel başkan adayı olacaksınız ama delege listesinde adınız bulunmayacak. Bu nasıl iştir siz anladıysanız bize de anlatın…

Sayın Ersin TATAR, hesapları ince eleyip sık dokuduğunuz seçim harcamaları dosyasının tozlu raflara kaldırıldığını duyduk. O kadar emek boşa gitti değil mi?

Sayın İrsen KÜÇÜK, dünkü verdiğiniz mesajlardan da anladığımız kadarıyla Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Derviş beye oy kaybettirmek için tüm gücüyle çalışacaksınız. Bakalım intikamınızı alabilecek misiniz?

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, dünkü önlemler paketi hiç de küçümsenecek bir icraat değil. Ha keşke bunları zamlar gelmeden önce yapsaydınız. Vatandaş size karşı bu kadar tepkili olmazdı.

Sayın İsmail MANİCİOĞLU,
Güzelyurt Polis Teşkilatı niçin bölgedeki lojmanda kalmadığınız yönünde aralarında tartışmaya başladı. Bari haftanın belli günler kalın da içleri rahat etsin…

Sayın Başaran DÜZGÜN,
Ekmekçi ile birlikte gazete bayilerinde tiraj yoklaması yaptığınız gözlemlenmiş. Bu arada matbaada da acil durum değerlendirmesi toplantısı yapmışsınız. Hayırdır bir sıkıntı mı var?

Sayın Latif AKÇA, Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Denktaş’ın 90’ncı doğum günü için muhteşem bir etkinlik gerçekleştirdiğiniz söyleniyor. İyi de varsınız ki ülkeye sembol olmuş bir isim çabuk unutulmayacak…

Sayın Harun DENİZKAN,
Güzelyurt’ta bazı uyanık bayiler deniz fenerlerine el koyup gazeteleri vatandaşa promosyonsuz sattılar. Okurlardan büyük tepki var bilesiniz…

Sayın Pervin GÜRLER,
Genel Müdürlük makamında üç ay kaldıktan sonra emekliye ayrılacağınız yönünde ciddi iddialar yapılmaya başlandı. Bu konuda hükümet ve Saray arasında mutabakata varıldığı da söyleniyor…

Sayın Muhammed BİBEROĞLU, Mağusa Taksiciler Birliği Başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Meslektaşlarınız sizden öncelikle can güvenliği konusunda ciddi çalışmalar bekliyor. Zira bu sıralar şehir magandaları iyice arttı!

Sayın Güner ÖZKARATAŞ, son iki haftadır eşinizle birlikte hafta sonlarını baş başa geçirmeniz çeşitli söylentilere neden oluyor. Her halde iki gün boyunca sürekli mantar toplamadınız değil mi? Şömine önünde kırmızı şarap da var mıydı?


Günün Fotoğrafı



Günün Fıkrası

Kahve falı

Adamcağız da hemoroitten öyle çekmiş ki,
bir tanıdığı "kahve telvesi sür" deyince, kahveyi
bol bol koyup pişirir, sonra da avuçladığı gibi
poposuna sürer.Sürer ama ağlaya sızlaya doktora koşar.
Doktor da eğilmiş, poposuna bakarken, hasta sorar:
-Ne var doktorcuğum?N e gördün?
-Vallahi iki vakte kadar bir yol görünüyor.
-Bir de uzun boylu birinden toplu para alacaksınız.
-Haa bir de mektubunuz var.