Bu köşede genelde vatandaş şikayetlerini dile getiririz…
Onların dertlerine tercüman olmaya çalışırız!
Hatta bazen kızgın okurları sakinleştirme görevini bile üstleniriz…
Sonuçta ülkede kötü giden olaylar neticesinde vatandaş çileden çıkar, isyan eder!
Ama isyan etmek bir şeye yaramaz…
Devlete sövüp saymak da hiçbir şeyi düzeltmez!
Elbette gelen şikayetler konusunda bizim elimizden pek de fazla bir şey gelmez ama yine de vatandaşın içini dökmesi bile rahatlama açısından önemlidir…
Sayar, söver, en ağır eleştirileri yapar ve sonunda da ‘oh be rahatladım’ diyerek telefonu kapatır!
Bize göre bu bile bir şeydir…
…
Bu arada çok sık olmasa da hayatından memnun olanları da görür, onları da dinler ve bu rahatlıklarının nedenini sorarız…
Bundan birkaç gün önce bu konuda vatandaşla uzunca bir sohbet ettik!
Biz genelde biraz eleştirir ve bunu da biraz ağır bir üslupla yaparız ya…
Bu nedenle az biraz da fırça yedik desek yanlış olmaz!
Çünkü bu vatandaş hayatından o kadar memnundu ki gözlerinin içindeki ışık bili bunu belli ediyordu…
Biz sevinenle sevinen, üzülenle üzülen bir yapıya sahibiyiz!
Elbette hayatından son derece memnun olan birisi çıkarsa karşımıza onun için sevinir bunun herkese nasip olmasını isteriz…
Ve böyle mutlu insanların çoğalmasını dileriz!
…
İyi de bu kez vatandaş hayatından niçin bu kadar memnundu ki…
Öncelikle devletin bir kurumunda çalışıyordu!
Aylık maaşı 3 bin 400 TL kadar…
Eşi de devlette çalışırmış, 3 binTL de onun cebine girermiş!
Ortalamaya vurulduğunda hiç de kötü bir rakam değil…
Ama asıl mutluluk meselesi de bu değil işte!
Aile hem hayvancı hem de çiftçi…
Öğleye kadar devlette öğleden sonra da bağda bahçede çalışıyor, hatta bazen sabahlara kadar!
Çiftçi ve hayvancı bizde genelde hep şikayet eder ya…
Bunlar tam aksi!
Devletin hibeleriyle de bu işlerden ciddi paralar kazanıyorlarmış, hatta kombayları bile varmış…
Tabi ki gözümüz yok!
Alın teri ile kazanılan her para helaldir…
…
Sonuçta ülkemiz hep mutsuz insanların olduğu bir yer değil…
Böyle mutluları da var işte!
Ama geneli değil işte…
Ayda bin 800 TL asgari ücret alıp 4-5 kişilik aile geçindirmek zorunda olanlar da az-buz değil!
Bu da demektir ki bizim ülkemizde insanlar arasında bir gelir adaletsizliği ve dengesizliği var…
Bu uçurumu kapatmak elbette kolay değil ama gönül ister ki ülkenin en azından yarısından fazlası mutlu olsun ve çoğunluk mutlu oldukça da o ülkenin geleceği için karamsar tablolar çizilmesin!
“Garasakal, garasakal diye diye…”
“Arkadaş;
Hergün kahvede ulu orta, evinde buluştuğumuzda en kaba şekilde nerden geldi bu fellahlar, Allah belalarını versin, Tükensinler inşallah, Fare gibi da çoğalırlar derdi.
Ayıptır, günahdır, İnsan İnsandır derdik dinletemezdik.. Şimdi Kızı Aşık Oldu Sakalı Kapkara bir gence, ağladı sızladı verdi Kızı. Kahvede her oturduğunda, evine her gittiğimizde anlatır, söyler;
Dünürüne her gittiğinde en çok demli çayı tercih edermiş, bir an önce fare gibi çoğalarak torun sahibi olmak için Allaha yalvarır.
“Fazla ümitlenmeyin…”
“Herkes,Türkiye'nin garantileri tartışmaya açtığı düşünüyor ve kendi açısından bu adımı değerlendirip kişisel görüşüne uygun olarak,kimisi gülümsüyor,kimisi tedirgin bir bakış ile gerçek mi diye sorguluyor ve Türkiye bunu yapamaz diyor!Kimse sıkıntıya girmesin,ortada her hangi tartışmayı gerektirecek durum yok,Türkiye garantileri tartışabiliriz söyleminin yanına,dönüşümlü başkanlığı ekliyor ve ancak ikisi birlikte olur diyor!Rumların bir referandumda %80 hayır demesinin tek gerekçesi kurulacak devlette bir Kıbrıslı Türk'ün Başkan olması.Bence herkes rolünü oynuyor.Sıkıntıya girmeyin fazlada ümitlenmeyin!..”
(Hasan YÜCELEN)
MESAJ KUTUSU
Sayın Mustafa AKINCI, Crans Montana’da ki görüşmeler sonrası sizden beklenen açıklamalar bir türlü gelmiyor. Hatta bazıları bu konuda Akıncı’ya konuşma yasağı mı koydular diye sormaya başladı bilesiniz…
…
Sayın Faiz SUCUOĞLU, 1 Ağustos tarihine az bir süre kala sağlıkta sistemin değişmemesi halinde istifa bile edebileceğinizi söylemeye başladığınız konuşuluyor. İstifa da bir erdemdir ama hemen pes etmeyip tarafları bir masa etrafında toplayıp ortak bir karar üretin deriz!
…
Sayın Fırat ATASER, sizin bölgedeki plajların test sonuçları bile çıkmadan vatandaş hala bu denizleri kullanıyor. Ha keşke bir süreliğine kapatıp tahlil sonuçlarını bekleseydiniz. Allah korusun bir hastalık varsa bunun kimin hesabını kimse veremez!
…
Sayın Kudret ÖZERSAY; kumar ve medya konulu dünkü açıklamanız gayet yerinde ve manidardı ama sanırız siz de biliyorsunuz ki artık kendini devletin üzerinde gören bu sektör çok yakında yeni hükümetleri bile atayacak güce ulaşacak…
…
Sayın Ali BİZDEN, Crans Montana’daki basın mensubu arkadaşlar haber ve fotoğraf akışında sıkıntı yaşadıkları için memnuniyetsizliklerini dile getirmeye başladılar! Bu konuda daha etkili olmanızı beklediklerini belirten mesajlar gönderiyorlar!
…
Sayın Cafer GÜRCAFER, Lapta Huzurevi’nin yeni binası yeniden gündeme geldiğine göre şu sizin yıllar önce temelini attığınız binayı hayata geçirmeye ne dersiniz! Bu ülkede yüzlerce müteahhit pek ala ki bu işin altından rahatlıkla kalkabilir!
…
Sayın Hasan Ulaş ALTIOK, yani binlerce kilometre uzakta olan Kanada’dan da bu kritik süreçte paylaşımlar yapıyorsunuz ya pes doğrusu! Bu arada buralarda denize kanalizasyon suyu karıştığı için işemek de serbest hale geldi haberiniz olsun…
…
Sayın Mehmet Ali YÜKSELEN, Lefke’de LAÜ olarak bir otel satın aldığınız ve kısa bir süre içinde turizmin hizmetine açacağınızı duyduk. Bölgeye tam teşekküllü bir otel kaçınılmazdı doğru zamanda doğru bir karar verdiniz…
…
Sayın Narin Ferdi ŞEFİK, avukat arkadaşlar en azından bu yaz için kıyafet yönetmeliğinde değişiklik isteyen mesajlar gönderiyor. Zira bir kaçı sıcaklıktan baygınlık geçirmiş diye duyduk. Dikkate almakta yarar görüyoruz…
…
Sayın Kemal YILMAZ, bölge kaymakamı olarak ilk genel seçimlerde milletvekili adaylığınızın kesin olduğu konuşulmaya başlandı. Demek ki artık bölge dışına da çıkıp kendinizi tanıtmanız gerekiyor değil mi!
…
Sayın Erbil ARKIN, Girne’deki inşaatınızın önüne göz kirliliği yaratmasın diye kurdurduğunuz platform görenler tarafından memnuniyetle karşılandı. Undan böyle darası diğer iş insanlarının başına…
…
Sayın Menteş GÜNDÜZ, evliliğinizin 30’ncu yıldönümü için kutlamaların başladığı söyleniyor. Bu arada eşinizi artık bir dünya turuna da çıkarmayı ihmal etmezsiniz değil mi! Bizim bildiğimiz kaptan kısmı bonkör olur…
…
Sayın Erol ŞEHERLİOĞLU, sizden sonra sendika ne yazık ki raydan çıktı ve sağlıkta hızla kaosa doğru gidiyoruz. Sendika yönetimine biraz destek vermekte yarar görüyoruz zira sizin tecrübenize ihtiyaçları var…
…
Sayın Mehmet ERÜLKÜ, oğlanın düğününe artık sayılı saatler kalmış ve bu sıcaklarda davetiye dağıtmaktan neredeyse yoğunlaşma noktasına gelmişsiniz. Torunları kucağa alınca bu günleri anıp sadece tebessüm edersiniz biraz sabır…