Yukarıdaki soru belki size çok basit gelebilir…
Teknik bir konu çünkü!
Ama o kadar da basit değil işte…
Aksine çok hayati bir konu!
Ama ancak insanın başına gelince önemi artıyor…
Biz de hiç düşünmemiş bu konuyu kendimize sormamıştık!
Hani araçlarımızın içinde hemen dört bir yanda bulunan airbag denilen hava yastıkları var ya…
Allah korudu bir kaza yaptınız, hava yastıkları işte o zaman hayati önem kazanıyor!
Çarpma anında açılıp sizin sağa sola savrulmanızı, ön cama çarpmanızı engelliyor…
Hayat kurtarıyor yani!
…
İyi de hiç düşündünüz mü…
Olası bir kazada önünüzdeki hava yastıkları açılacak mı!
Normalde açılmalı da…
Ya açılmazsa!
Hani bir laf vardır ya…
İnsanın başına gelmeden bilmez diye!
Başına gelen bir vatandaş uyardı bizi de…
Geçtiğimiz günlerde Lefkoşa-Girne yolunda kaza yapmış!
Fark etmiş ki çarpma anında hava yastıklarının hiçbiri açılmamış…
Kaza resimlerini de paylaştı bizimle!
Allah korumuş onu ama yastıklar da açılmamış işte…
Daha şiddetli bir çarpma olsa kim bilir ne üzücü şeyler olurda kim bilir artık!
…
Bu işin bir yasası var mı bilmiyorum…
Ama çok eski olmayan hemen her arabada var!
Olmayan bunların kontrolleri…
Peki kontrolü nasıl yapılır, kim bilebilir ki, ben de dahil!
Tamamen teknik bir konu ama mutlaka üzerine gidilmeli…
Can kurtarıcı özelliği var çünkü!
Onun için bugün sayfamıza taşıma ihtiyacı hissettik…
Trafikle ilgili birimlerimiz konuya bir açıklık getirsin diye!
Şimdiye kadar kimsenin aklına gelmeyebilir, önemsemeyebilir ama…
Ya o talihsiz an kapıyı çalar ve yastıklar açılmazsa!
Uyarma ihtiyacı hissettik…
NOT: Hava yastığı açılmayan araç Özok Ltd. tarafında satılan Reno Clio marka 2 yıllık araçtır.
Gencecik iki avukat!
İnsanın inanası gelmiyor işte…
Girne’de gencecik iki avukatın girdiği kirli işler!
Elleri kelepçeli fotoğrafları gazete manşetlerinde…
Oysa ne saygın bir iştir onların ki!
Adalet aramaktır işleri, haksızlığa hukuksuzluğa çaredirler…
Bu gibi olaylar da en fazla da ana babaları gelir aklıma!
Yıllarca dişinden tırnağından kes, borçlan okut sonra mezun olup meslek sahibi olsunlar…
Ve gazetelerde eli kelepçeli resimler!
Ve işte her zaman ateş düştüğü yeri yakar…
Yazık ki ne yazık!
3 kuruş deyip geçmeyin…
“Levent bey selamlar.
Buyurun size bir kasa fişi!
Köpekler için kemik aldık 2 TL olan fiyatlar 4 TL oldu hade tamam deyelim…
Ama marketler artık o kadar uyanık oldular ki kuruş kuruş olsa da vatandaşı resmen kazıklıyorlar.
Etiketler rafta 3.76 TL gözükürken kasa geldiğinizde 3.79 TL tahsil ediyorlar!
Müşterinin ruhu bile duymuyor…
Kuruş kuruş tırtıklıyorlar vatandaşı, lütfen müşterileri uyarın…”
“Asgari ücretliyi kim temsil ediyor!”
“Hayırlısıyla asgari ücret 2020 TL olarak açıklandı.
Az mı çok mu? Yeter mi yetmez mi? ayrı konu.
Benim kafamı kurcalayan şu:
Masada "İŞÇİ TEMSİLCİLERİ" olarak oturanlar,
Aslında,
Gerçek işçileri temsil etmiyor,
Devlette İŞÇİ KADROSUNDA çalışan ama memurluk yapanları temsil ediyor.
Yani bu devlette ASGARİ ÜCRETE ÇALIŞAN birisi mi var?
Yahu,
Bu devlete kapağı atan, ÖMÜR BOYU ödeme garantili,
Toplu Sözleşme ile bir sürü haklar elde etmişler,
Üstelik,
İşe gitse gitmese ömür boyu maaş garanti.
Bu sistemde,
ASGARİ ÜCRETE ÇALIŞAN,
Esas İşçiler Nerede?
Asgari Ücretle çalışan ve gerçekten İŞÇİ olanlar,
Özel sektörde çalışıyor ve bir gün işe gitmese maaşlarından kesiliyor,
Ve...
Onlar hakkında kararları ALAKASI OLMAYAN kişiler veriyor.
AMMA DÜZEN HA...”
(Ülker FAHRİ)
Yine ertelendi!
Ada genelinde denetlenen özel hastanelere ait rapor dün açıklanacaktı…
Dün de açıklayamadılar!
Resmi bir açıklama da yapmadılar ama…
Çarşamba günü yeniden toplanacaklarmış!
Bu iş uzadıkça soru işaretleri de daha çok büyüyor…
Madem ki denetleme raporları tamam, hastanelerin eksiklikleri belli!
Neden çekiniyorsunuz ki…
Yok özel hastanelerin eksikliklerini tamamlamalarını bekliyorsanız bari onu söyleyin de herkesin merakı son bulsun!
Bunu bile yılan hikayesine döndürdünüz…
Kumar yasak reklamı serbest!
Yeni bir Casino açılacak galiba…
İnternet portallarına girince kocaman simsiyah bu reklam karşılıyor sizi!
Güzel bur reklam doğrusu…
Elbette internet gazeteleri de reklamla ayakta duran kurumlar ama!
Casinoları insanın gözünün içine sokar gibi reklamlar da fena göze batıyor…
Hem de KKTC vatandaşlarının girmesinin yasak olduğu mekanların böyle şatafatlı reklamları daha da bir batıyor!
Ama işte kimin umurunda, kimin denetiminde bunlar…
Kumarın yasak ama reklamının serbest olduğu bir ülkenin evlatlarıyız biz!
Yurdagül’ün çağrısı…
Sevgili Yurdagül Atun dünkü yazısında diyor ki…
Madem ki turizm bu sene kötü gidiyor, bu seferlik Türkiyeli turist KKTC’yi KKTC’li turist de Türkiye’yi tercih etsin!
Aslında en azından yaraların sarılması açısından iyi bir formül bu…
Ama kime ne işte!
Bizde bir dışarı hayranlığı var…
Avrupa’ya gidecek, Uzak Doğu’ya gidecek, gittikleri yerlerden sayısız resimler sosyal medyada paylaşılacak!
Özenti hastasıyız çünkü…
Buna bir de umuru olmayan yöneticiler katılınca!
Para da ülkeden uçup gidiyor…