Çünkü ortada kimseye yaramayacak aksine toplumsal kavgaları körükleyecek tartışmalar yapılıyor!
Serdar Denktaş’ın bomba gibi patlayan açıklamaları…
Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türküne kullandırdığı fonlar!
Kimi hesap sorulmasını istiyor…
Kimi de AB’nin parası olduğu için karışılmamasını!
Bunu masum gibi göstermeye çalışanları anlamak biraz zor…
Sonuçta ortada AB’nin de olsa yüklü bir parası var, sivil toplum örgütlerine yardım var, Türk ve Rum halkının yakınlaştırılması için gösterilen çabalar var!
Bir de işin derin kısmı var dün Kıbrıs Postası konuyu manşetinden okuyucularıyla paylaştı…
Kafa karıştıran, suistimal olduğunu ortaya çıkaran bir manşetti bu!
…
Bir kere kimse konuşmuyor ama…
ABKM içerisinde eski yönetici Erhan Erçin’in eşinin uluslararası bir şirketin maaşlı elemanı olduğu ortaya çıkmıştır!
İngiltere tarafından finanse edilen bu şirket ayni zamanda KKTC Kamu Reformu çalışmalarını yapan şirkettir.
Bu iş ilişkisi bir çıkar çatışması doğurmuştur
Bu ilişki Erhan Erçin’in ABKM yöneticiliği sırasında başlamış ve 2007-2014 yılları arasında gizli olarak devam etmiştir.
Bu şirket bir yanda KKTC’ye hizmet sağlarken diğer yanda KKTC’de yaptıkları işi denetleyecek olan ABKM’nin bir çalışanını maaşa bağlamıştır
Bu süreç içerisinde ilgili şahsın 300.000 pound civarında bir gelir elde ettiği hesaplanmaktadır…
Ciddi bir rakamdır bu!
…
Ayni şirket yine Erhan Erçin ve eşinin denetiminde yürütülen AB Muktesebata Uyum programını yürütülen AB birimi TAIEX’in çalışmalarını denetleme ihalesini de almıştır
Bu ve benzeri ilişkilerden rahatsız olan 6 deneyimli uzman zamanında Talat ve Ferdi Sabit’e yaptıkları uyarıların dikkate alınmaması sonucunda ABKM’den istifa etmişleridir
Fonlara gelince…
Yayınlanan liste bugüne kadar fon alan tüm gruplardır
Bu grupların içerisinde ciddi olarak iş üreten gruplar vardır
Bu grupların içerisinde ne ürettikleri meçhul olan gruplar vardır
Bu bilgiler ne Maliye Bakanlığında, ne de ABKM’de vardır
AB resmi sitelerinde yer alan bilgiler sadece proje ismi ve aldıkları fon miktarlarıyla kısıtlıdır.
Bu projelerin gerçekte ne ürettiklerini bilmek Kıbrıs Türk toplumunun hakkıdır
ABKM hükümetin talimatı ile AB’den verilen fonlar karşılığında üretilen raporları, sonuçları, araştırmaları, bulguları özetle projelerin değerlendirmelerini istemiştir.
Listeden görülebileceği gibi birçok proje “rapor üretme” “araştırma” bilgi ve politika üretmekle ilgilidir.
ABKM AB’den bunları istetmiştir ancak AB bu raporları henüz daha ABKM’ye iletmemiştir
Bu projelerin bazılarının web sayfaları vardır ve yapılan işleri buradan görmek mümkündür
Ancak bir çoğunun ürettiği iddia ettikleri raporlar ne kamuoyu ne de ABKM ile paylaşılmıştır
Yaptıkları çalışmaları toplum ile paylaşan sivil toplum örgütleri zaten şeffaflık ilkesinden çekinmemektedirler
Sorun, yapıldığı iddia edilen bir çok çalışmanın raporlarının, etkinliklerinin ürettiklerinin bilinmemesinde yatmaktadır.
…
Bu arada Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş yaptığı açıklamada bazı sorular sormuştur…
Niçin bazı kesimler bundan rahatsız olmuştur, onu da anlamak zor!
Eğer memleket yararına bir şeyler yaptıysanız ve bunu için bir takım harcamalar yapıldıysa çıkar bunu açıklarsınız olay kapanır gider…
Örneğin;
Kıbrıs Sosyoloji Derneği kimdir? Yaptıklarını iddia ettikleri çalışma neden Kıbrıslı Türklerle paylaşılmamaktadır? 94.000 Euro ile ne iş yapmışlardır. Bu projenin raporu nerededir?
AB Derneği aldığı 214.000 Euro ile hangi bilgiye ulaşma haklarını sağlamıştır? Raporları nerededir?
ICTJ isimli grubun almış olduğu 142.000 Euro karşılığında hangi doğruları bulduğunu hangi güveni artırmıştır? Hangi çalışmaları yapmış, hangi doğruları bulmuştur?
CMIRS’in aldığı 83.000 karşılığında hangi düşünce kuruluşunu kurduğunu, bu düşünce kuruluşu bugüne kadar neler üretmiştir?
Bunlar listeden sadece bazıları
…
Sivil topluma verilen fonlar Kıbrıs Türk toplumunun gelişimi için ayrılan mali yardım programından gelmektedir.
AB bu projelerin finansman kısmını denetlemekle yükümlü iken, bu projelerin Kıbrıs Türk toplumuna yaptıkları katkıyı değerlendirmek hükümetin ve ilgili birimlerinin yükümlülüğüdür.
Ancak bu değerlendirme yapıldığı takdirde, sivil topluma verilen kaynakların doğru projelere ve alanlara yönlendirilmesi mümkündür.
7 Milyon Euro gibi bir rakam az-buz bir rakam değildir!
Doğru yerlere de kullanılmışsa zaten kimseye her hangi bir söz hakkı doğmaz…
“Bir lağım hikayesi!”
“Dün inanılmaz üzüldük. Hastanemiz onkoloji servisinde boruların patlaması ile önce telaş yaşadık. Hastalarımızı emniyete almak için oradan uzaklaştırmaya gayret gösterdik. Yeni Onkoloji binası henüz tamamlanmamış olmasına karşın, poliklinik hızmetlerini o tarafa taşıdık. Yazılanların söylenenlerin aksine ne hastalarımızın üstüne bir damla lağım suyu dokunmasına izin verdik ne de onları geri gönderdik. Hekim arkadaşlarım her koşulda çalışmayı sürdürdüler. Teknik heyet ise koku ve pisliğe anında müdahale etmeye başladı. Af edersiniz ama bokun sidiğin içinde adeta savaş verdi. Sonunda tıkanmayı buldu arızayı giderdi.
Arıza maalesef kullanım hatasından doğmuştu. Servislerde yatan kişiler ve refakatçileri her kadın bağı çocuk bezi kağıt gibi oralara atılmaması gereken her şeyi atmışlardı. Bunu evinizde de yapsanız iddiam odur ki altı ayda borularınız patlardı. Halkımız kullanmayı bilmiyordu. Yada doğru kullanma yönünden eğitimsizdi. Bunu böyle kabul etmek istiyorum çünkü aksi halde “halkımız nemelazımcıdır, benden sonra tufan mantığıyla yaşamaktadır” yazmam gerekecek .
Ne yazık ki bu kadarla iş bitmedi. Ekip can havli ile arızayı geçiştirmeye çalışırken önce sosyal medya da yayın başladı. İnanılmaz hakaret ve küfür dolu yorumlar okuduk. Paylaşımları yapan kişileri gördükçe yüreğimiz burkuldu. Hele hele yazılı basının da bu sabah yaptığı yayını görünce iyice yüzümüz asıldı.
Allahtan teknik ekibimizin başı esprili adam. Bizi öyle moralsiz görünce espriyi patlattı. “Sayın başhekim yardımcım 3 saat izin istiyorum “ dedi önce … Ben de doğal olarak nedenini sordum. “Üstümdeki bok kokusu hâlâ daha geçmedi. Gidip bir duş daha yapacağım” deyince gülümsemeye başladık. “ondan sonrada madene gideceğim” deyince bir kez daha “neden” diye sorasım oldu. Cevap müthişti: “Bize verilecek madalyayı yapacakları madeni arayacağım” . bu espriyle hepimiz bu kez kahkahalarla gülmeye başladık ve rutine döndük .
Herkese bol sağlıklı günler…”
Arıza maalesef kullanım hatasından doğmuştu. Servislerde yatan kişiler ve refakatçileri her kadın bağı çocuk bezi kağıt gibi oralara atılmaması gereken her şeyi atmışlardı. Bunu evinizde de yapsanız iddiam odur ki altı ayda borularınız patlardı. Halkımız kullanmayı bilmiyordu. Yada doğru kullanma yönünden eğitimsizdi. Bunu böyle kabul etmek istiyorum çünkü aksi halde “halkımız nemelazımcıdır, benden sonra tufan mantığıyla yaşamaktadır” yazmam gerekecek .
Ne yazık ki bu kadarla iş bitmedi. Ekip can havli ile arızayı geçiştirmeye çalışırken önce sosyal medya da yayın başladı. İnanılmaz hakaret ve küfür dolu yorumlar okuduk. Paylaşımları yapan kişileri gördükçe yüreğimiz burkuldu. Hele hele yazılı basının da bu sabah yaptığı yayını görünce iyice yüzümüz asıldı.
Allahtan teknik ekibimizin başı esprili adam. Bizi öyle moralsiz görünce espriyi patlattı. “Sayın başhekim yardımcım 3 saat izin istiyorum “ dedi önce … Ben de doğal olarak nedenini sordum. “Üstümdeki bok kokusu hâlâ daha geçmedi. Gidip bir duş daha yapacağım” deyince gülümsemeye başladık. “ondan sonrada madene gideceğim” deyince bir kez daha “neden” diye sorasım oldu. Cevap müthişti: “Bize verilecek madalyayı yapacakları madeni arayacağım” . bu espriyle hepimiz bu kez kahkahalarla gülmeye başladık ve rutine döndük .
Herkese bol sağlıklı günler…”
(Dr. Bülent DİZDARLI)
MESAJ KUTUSU
Sayın Erhan ELÇİN, son yapılan yayınlardan sonra artık kamuoyuna bir açıklama yapmak şart oldu! Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi’nin başındayken görevinizi kötüye kullandınız mı kullanmadınız mı! Zira çok büyük rakamlar konuşuluyor!
…
Sayın Kudret ÖZERSAY, bir parti başkanı olarak devlet hastanesinin patlayan lağımını bu kadar insafsızca deşifre etmek siyasi arenana size ne kadar prim kazandırır bilemeyiz ama açıklamalarınızda hastane çalışanları epey üzdünüz!
…
Sayın Anıl KAYA, AB fonlarından yararlandırılan sivil toplum örgütleri yayınlanınca muhalefet atağa kalktı ve sizin de aynı listede olduğunu iddia eden mesajlar göndermeye başladı. Küçük bir açıklama lütfen!
…
Sayın Ali EREL, AB’nin vereceği paraya çok da ihtiyacı olmayan bir iş adamısınız ama ısrarla soruyorlar, bu kadar yüklü para ile topluma ne gibi hizmetler verdiniz, iki halkı yeteri kadar birbirine yakınlaştırabildiniz mi!
…
Sayın Özdemir BEROVA, Lefkoşa’daki Bayraktar Ortaokulu sanki de yeni eğitim yılına yetişmeyecek gibi gözüküyor. İlgili firma hızlı başladı ama son günlerdi yavaşladığı yönünde şikayetler geliyor!
…
Sayın Faiz SUCUOĞLU, size verilecek olan yeni makam aracını kabul etmediniz ama nedense bunu almış gibi yapılan yayınlar yapılıyor! Sizin ki hani doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar sözü vardır ya öyle oldu değil mi!
…
Sayın Asım DEDEZADE, olası bir çözüm sonrası ticarette 74 öncesine dönüleceği ve yabancı firmaların merkezlerinin sadece Güney’de olacağını söylemeniz iş dünyasında ciddi bir panik yaşanmasına neden olmuş diye duyduk, durum gerçekten o kadar kötü mü!
…
Sayın Fırat ATASER, size hemen komşu olan Lapta Belediyesi suya 6 TL fiyat biçerken sizin 4 TL olarak belirlemeniz bölge halkında memnuniyet yarattı. Bakalım komşu sizin fiyat politikanızdan etkilenip de insafa gelecek mi!
…
Sayın Mehmet HARMANCI, Lefkoşa’da bazı sokaklara Türkiye’de yıllar önce öldürülen Kıbrıslı Türk öğrencilerin adını vermeniz hem aileleri hem de genelde vatandaşı memnun etti. Bu konuda teşekkür mesajlarınız geliyor…
…
Sayın Sunat ATUN, hibe olarak verilecek 9.5 Milyon TL’nin bir çok kişinin ağzını sulandırdığını biliyor muydunuz! Bakalım şimdi karşınıza ne gibi projelerle çıkacaklar doğrusu biz de merak etmeye başladık!
…
Sayın Mehmet Ali TALAT, şu sıralar muhalefet var mı yok mu sanki de belli değil! Özellikle partilileriniz Kıb-Tek’te yanlış şeyler olduğunu ama parti yönetiminin bunlara duyarlılık göstermediğinden şikayet ediyorlar!
…
Sayın Şifa SOĞUKPINAR, istihdam edilen kızımızın sizin değil eşinizin kardeşinin kızı olduğunu öğrendik. Böyle şeylere çok üzülüp dert etmenize de hiç gerek yok! Sonuçta bir şekilde herkes yolunu bulup devlete kapağı atıyor değil mi!
…
Sayın Ahmet LATİF, yarın akşam son iki yılda Akdoğan’da yaptığınız icraatları anlatmak için bölgede büyük bir organizasyon düzenlemişsiniz! Bu arada bize yaptığınız sitemde haksızsınız çünkü bir türlü söz verdiğiniz belgeleri göndermediniz!
…
Sayın İzzet TÜRKMEN, yeni kurduğunuz Hak-Sen vatana millete ve tüm halkımıza hayırlı uğurlu olsun. Özellikle artık devletten ziyade öze sektöre el atarsanız bir ilki gerçekleştirir ve çok kısa sürede kahraman ilan edilirsiniz…
…
Sayın Abdullah AZİZOĞLU, ayağınızdan ciddi bir şekilde rahatsızlandığınızı üzülerek öğrendik. Büyük geçmiş olsun acil şifalar dileriz. Ama siz eski topraksınız çok kısa bir sürede ayağa kalkacağınızdan şüphemiz yoktur…
…
Sayın Yaşar ERSOY, önceki akşam tiyatro festivalinin açılışında öyle bir açıklama yaptınız ki kimi eleştirdiğiniz pek anlaşılmamış! Yoksa mesajın bir şekilde adrese ulaşacağını mı düşünüyorsunuz! Bakalım cevap gelecek mi!