Üzülmedim desem yalan olur...
Her ne kadar bir gazeteci olarak haber peşinde koşup perde gerisindeki bir çok şeyi aydınlatsak da sonuçlar hele de biraz yufka yürekliyseniz içinizi acıtabiliyor!
Hele de bir doktorluk gibi çok onuru bir mesleğe sahip olanların yasalar karşısında suçlu bulunması, men edilmesi gibi olaylar çok daha dramatik oluyor...
Dr. Süleyman Köroğlu örneğinde olduğu gibi!
Konuyu geçen aylarda çok defa gündeme getirmiş ve ikinci iş yapan bir çok doktorun suç işlediğini ifade etmiştik...
Hele de devlet hastanesinde ameliyat olan hastayı uyuttuktan sonra başka bir özel hastaneye gidip orada da ameliyata katılan Köroğlu elbette hem etik hem de yasal suç işlemiş ama ne yazık ki bu olay uzun bir süre ört bas edilmeye çalışılmıştı...
Bakanlık bu konuya uzak durmuş, sağlık örgütleri meslektaşlarını koruma iç güdüsü ile hareket etmişlerdi...
...
Doğrudur, KKTC'de bir ilk gerçekleşmiş ve devlette çalışan bir doktor kamu görevinden men edilmiştir...
Ama yine hem bakanlık hem de sağlık örgütleri hatta Kamu Hizmeti Komisyonu da ço iyi bilmektedir ki Köroğlu bu konuda ne bir ilktir ne de son!
Yüzlerce devlet çalışanı hekim özel hastane ve kliniklerde çalışmakta, hatta bir kısmı özel hastanelere ortak bile olmakta ama denetim ve kararlılık olmadığı için biraz da meydanı boş bulunca böyle bir rehavete kapılmaktadırlar...
Daha geçenlerde Mağusa Hastanesi'nde sıra numarası aldığı halde doktora muayene olamayan Karpazlı bir hastayı gündeme taşımıştık...
Bu doktor bir devlet çalışanı olduğu halde vaktinden çok önce hastaneyi terk etmiş ve sonra da 'bankaya gittim' bahanesi ile kendini savunmuştu...
Çünkü sabahın köründe işinden izin alıp Karpaz'dan gelen bir hasta onun umurunda bile değildi...
Peki sonuç ne oldu?
Soruşturma bile açılmadı!
Devletin kendi yöneticileri devletin yasalarını çiğnedi!
Ne için, meslektaşlarını korumak için...
...
Geçenlerde de bir yazımızda K.T.Tabipleri Birliği'ni para karşılığında sahte rapor yazan bir meslektaşlarını koruma altına aldıklarını eleştirmiştik...
Bu doktor ikinci iş yapan devlet doktorundan çok daha ağır bir suç işlemiş ve hasta raporları karşılığında maddi kazanç elde etmiş ama birlik tarafından sahip çıkılmıştı.
Onur Kurulu'nun 15 gün men cezası belgesini bile bize gösterememişlerdi!
İşte bu yüzden sağlıkta sistemsizliğin sistem haline gelmesinde en büyük pay yine bu mesleği icra edenlerindir...
Buna bir de ilgili bakanlık eklenince  mesleğin onurunu ayaklar altına alan bu tür olaylar gelebilmektedir...
Onun için hiç kimse 'Süleyman Köroğlu, görevden alındı bu iş tamamdır' demesin!
Aksine bu olay bir ilktir ve önümüzdeki günlerde gizlenmek istenen şeyler o kadar çok şey var ki bunların hepsini sizlerle paylaşıp perde gerisinde yaşanan rezaletleri bu sütunlardan takip edeceksiniz...
 
 
 
Peki cerrah ne olacak?
 
İlgilenenlere sadece bir hatırlatma;
Geçenlerde özel bir hastanede, ilgili hastanenin anestezi uzmanının uyarılarına rağmen ameliyat yapan ve ölümle sonuçlanan olayın cerrahı da Lefkoşa Devlet Hastanesi'nin bir çalışanıydı...
Bu doktor için de herkesin bildiği olduğu halde soruşturma açılmadı ve hem devlette hem özelde çalışmaya devam ediyor...
Süleyman Köroğlu'nun kamu işinden men edilmesi kararından sonra artık bunların da peşine düşmeyecek misiniz?
Ya da;
Köroğlu bu işe kurban edildi ve işlem tamamlandı mı?
 
 
Öğretmenleri de unutmadık!
 
Devlette çalışan doktorların yasa dışı olarak özel hastanelerde çalışmasının suç kapsamına alınıp yargılanmaları elbette olumludur...
Ama bu ülkede ikinci iş yapanlar sadece onlar değil!
Devlette çalışan çok sayıda öğretmen de özel dershanelerde ya da kendi evlerinde özel ders vererek yasal suç işlemektedirler...
İçlerinde dershane sahibi olanlar bile vardır!
Şimdi doktorlar yargılanırken öğretmenler de bundan nasibini almayacak mı?
İşte adına reform hükümeti diyen arkadaşlar için çok büyü bir fırsat...
Mademki artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak şu devle öğretmenlerine de bir el atıverin lütfen...
 
 
İsim benzerliği Özsağlam’ı terletti!
 
CTP-BG MYK üyesi Muhittin Tolga Özsağlam’ın dün sosyal medyada UBP Kurultay üyesi yapıldığı yönündeki haber kendisinin zor saatler yaşamasına neden oldu.
Daha sonra yine Özsağlam’ın akrabası olan başka bir Muhittin Özsağlam’ın 7206 kayıt numarasıyla üye olduğu anlaşıldı.
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Sunat ATUN, Kıbrıs Sigorta genel müdürünün halen atanmamış olması beraberinde bazı sorunları da gündeme getirmeye başladı. Bazı müdür heveslileri şirkete giderek ‘yeni müdürünüz benim’ deyince moraller bozuluyormuş. Biran önce buraya atama yapmanız bekleniyor, çalışanlar tedirgin!
Sayın Menteş GÜNDÜZ, hayırdır kaptanım yine rotayı başka bir açık denize çevirme kararı mı aldınız yoksa? Bizce suların biraz durulmasını bekleyin bu fırtına da güme gitmeyesiniz diye! Büyüklerimiz sabırla koruk şerbet olur derlerdi…
Sayın Filiz BESİM, doktorların ikinci iş olayını siz hala soruştura durun Kamu Hizmeti Komisyonu meslekten men kararını verdi bile! Meslektaşlarınızın büyük bir bölümü popülizmi bir yana bırakarak bu işlere daha ciddi yaklaşmanızı bekliyor.
Sayın Hüseyin Avkıran ALANLI, bir zamanlar bakanlık için epey uğraştığınızı bilirdik ama Cumhurbaşkanı makamını hiç aklınıza getirmemiştiniz değil mi? Bizce kısa da olsa keyfini çıkarmaya bakın, düşmanlarınız çatlasın!
Sayın Salih Tacan ERSÜMER, dün yaşlı bir teyzemiz aradı geçtiğimiz günlerde bakanlıkta kendisine öyle güzel davranmışsınız ki hem hayır duası yaptı teşekkür mesajı yazmamızı istedi. Bu durumlarda biz de çok mutlu oluyoruz, tebrik ederiz…
Sayın Barış BURCU, Güney’de yayınlanan bir gazetenin yalan haberini anında değerlendirmeniz kamuoyunda ve bizim basında memnuniyetle karşılandı. Demek ki artık toplum olarak dört gözümüzü birden açmamamız gerekiyor değil mi?
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, Girne Yat Limanı’nda daha ihale süreci bile başlamadan asfaltlama çalışması yapmanız bölge sakinlerini mutlu etti. Bir de kordonda özellikle geceleri ayyaşlar için zabıta görevlendirirseniz iyi olacak diyorlar!
Sayın Şahap AŞIKOĞLU, turizm örgütleri biraz geç de olsa size sahi çıkıp görevinizden alınmamanız için inisiyatif üstlendiler.  Demek ki vefa henüz bitmemiş değil mi? Bakalım sesleri yeteri kadar güçlü çıkacak mı?
Sayın Mehmet Ali TALAT, Başbakan Kalyoncu Ankara’dan davet alamamaktan şikayetçi olurken sizin hiç beklenmedik bir şekilde davet edilmenizi acaba nasıl yorumlayalım? Yani ben de sizin yerine olsam ‘AKP’ye oy verirdim’ derdim…Hadi hayırlısı!
Sayın Ramadan KAMİLOĞLU, dün Lefkoşa Devlet Hastanesi damından ülkemiz siyasetin tanınmış kişilerinden birisinin yeğenin intihar etme teşebbüsünde bulunduğu söyleniyor. Muhakkak ki siz de bu ismi biliyorsunuzdur değil mi? Hadi aramızda kalsın…
Sayın Erdinç GÜNDÜZ, geçenlerde Arda’nın barında tamirat çalışmaları sırasında düşüp sakatlandığınızı üzülerek öğrendik! İnsan evlatlar için nasıl büyük özverilerde bulunuyor değil mi? Büyük geçmiş olsun…
Sayın Hasan SADIKOĞLU, Geçitköy barajının açılış töreni için daha hiçbir belediye başkanına davetiye gitmezken sizin ‘sözel’ davet almanız epey merak edilir oldu. Bazı başkanlar bu torpili nereden bulduğunuzu soruyorlar…
Sayın Mustafa CANDEMİR, kundaklama olayında size de büyük geçmişler olsun. Hem iki yıldır kira alamıyordunuz şimdi bir de binanın tahribatı çıktı değil mi? Allah daha beterinden saklasın inşallah…
Sayın Zorlu TÖRE, kurultay çalışmaları için önce yollardaki ilan levhalarında sizi görürken şimdi de tırların dış yüzünde görmeye başladık. Bu işe sağlam sarıldınız desenize. Bakalım bundan sonra ne gibi sürprizler yapacaksınız?
Sayın Cemil KARZAOĞLU, Orman Daire’nin bütün binalarını Türk bayrakları ile donattığınızı memnuniyetle gördük. Oradan geçenlerin dikkatlerinden hiçbir şey kaçmıyor değil mi? Size de bu yakışırdı zaten…