İstemediğimiz bir süreç yaşıyoruz…
Ama ifadelerimize de çok dikkat etmek durumundayız!
Önce herkes şunu bilecek ki DAÜ kimsenin babasının çiftliği değildir…
Bir takım yanlış kararlar alınmıştır!
Şimdi hep birlikte bunu tartışıyoruz…
Burada yapılan hata DAÜ’nün filan değil, DAÜ Rektörü Necdet Osam’ındır..
Rektör kendini bu işten ne kadar sıyırmak istese de bunu başaramayacaktır!
Bu ülkede ki yasalar herkes ve her kurum için önemlidir…
Rektör ise öncelikle yaptığı hatayı kabul etmemek için direniyor!
Ülkenin kurumlarını itibarsızlaştırmaya çalışıyor…
Haliyle bu işten böyle sıyırmak istiyor!
…
Bakan Çavuşoğlu konunun üstüne fazla gitmeyip belki de durumu idare etmeye çalıştı ama…
Ortada durmaya çalışmakla hata yapıyor!
Ağır suç diye bilinen bir yanlışa bu kadar taviz vermek ileride başka istenmeyen olaylara neden olacaktır…
Aslında bir de olayın hukuksal süreci var!
Kurul üyeleri görüşlerini sadece bakanlığa ve DAÜ’ye değil, savcılığa da iletmişler…
Rektörün nerede yanlış yaptığını yasalara dayanarak anlatmışlar!
Diyorlar ki;
…
- 65/2005 Sayılı yasa öğretime başlama izni verme yetkisini YÖDAK’a vermektedir (43(1) ve 43(2)A). Bu yönde alınan kararlar için istinaf makamı YİM’dir. MEB, YÖDAK’ın bu yönde aldığı kararın sanki onay mercii imiş gibi yasadan almadığı bir yetki sarhoşluğuna kapılmıştır.
- MEB, YÖDAK tarafından profesör unvanı taşıyan üyelerin kararını tanımayarak KKTC mevzuatına ve evrensel denetleme ilkelerine aykırı olarak alt statüdeki üyelerden oluşan bir komisyon ile YÖDAK kararını sorgulamış ve YÖDAK kararını ikame etme amaçlı 65/2005 Sayılı yasaya aykırı karar üreterek ilgili üniversite ve YÖDAK’a bildirmiştir.
- YÖDAK, soruşturmayı son derece titiz ve İyi İdare Yasasının da hükümlerine uyarak yürüterek karar üretmesine rağmen MEB, hukuki olmaktan ziyade siyasi olarak ilgili kurum yanında YÖDAK’ı da suçlama cüretinde bulunmuştur.
- İlgili üniversite tarafından hukuka aykırılık 65/2005 sayılı yasanın 43/1 maddesinden ziyade kuruma zarar vermeden suçu işleyen yetkilileri konu ederek cezai müeyyideleri belirten 43(5) ve 43(6) maddeleri MEB tarafından saklanmaktadır.
- Öğretime Başlama İzni verme ve benzeri kararlar YÖDAK’ın yetkisinde olmasına rağmen MEB yetki aşımında bulunarak bu konuda karar üretmekte ve ilgili üniversite yanında 65/2005 Sayılı yasanın ruhuna aykırı bir şekilde YÖDAK’a da talimat vermektedir.
- İyi İdare Yasasına bağlı olarak YÖDAK’ın aldığı kararla ilgili yanıt MEB’ten normal süreyi aşındırarak usulen yasaya uyulmamıştır.
…
Konu bu kadar açık ve nettir…
Burada Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na da bazı suçlamalar da bulunulmuştur ki hepsi de yasalar çerçevesinde ele alınmıştır!
Bildiğimiz de şudur;
Bu kaos daha fazla devam edemez…
Etmemelidir de!
DAÜ ne Necdet hocanın ne de başkasınındır…
…
Bu arada yazıya, okurdan gelen ve DAÜ’yü çok iyi tanıyan bir hocamızın mesajı ile tamamlayalım:
“Bugünkü ana sayfa haberlerinizden biri olan "DAÜ'den YÖDAK'a tepki" başlığına katılmadığımı belirtmek isterim.
Tepki DAÜ'nün değil, DAÜ Rektörlüğünün tepkisidir.
Bu basın toplantısında İranlı eski bir hocamızla ilgili olarak söylenenleri de kınıyorum.
İranlı hoca ile ilgili Sayıştay Başkanlığına bir dosya verildiğini, Sayıştay’ın hem nala hem mıha vuran bir cevap verdiğini, bunun üzerine dosyayı eski Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına ve Polis Müdürlüğüne verdiğini ve olayın orada patlayıp gittiğini söylemesi ardından da "Ne ilginçtir ki biz dosyayı verirken o yabancı hoca burada yoktu, Sayıştay’ın hem nala, hem mıha vuran cevabı üzerine geri döndü" deyişi, tüm bu kurumları zan altına sokmuştur.
Bu söylemiyle hocayı da korkusundan kaçmış ve devlet kurumları ile "farkı" ilişkiler içinde olmakla itham etmiştir.
Halbuki hoca bir başka üniversitede bir yıl görev yapmak için başvurmuş, kendileri de bunu onaylamıştır…”
MERAKLI KÖŞE?
DP bu hallere mi düşecekti?
DP’li yetkililer muhalefette işbirliği için siyasi partileri geziyor…
Oysa daha 4 ay önce iktidar partisiydiler!
Neye karşı işbirliği yapacaklar, amaçları nedir anlayamıyoruz…
Son 4 ayda ne değişti de bu kadar rahatsız olup durumu düzelmek istiyorlar!
Zira kamuoyunda da bu ittifak girişimi çok hoş karşılanmıyor…
1992 yılında 15 milletvekili ile siyasi hayatımıza giren DP’nin aslında bu tür çok da kabullenmeyen girişimlerden daha ziyade kendi özeleştirisini yapma ihtiyacı var!
Keşke bunu bir kabul edebilseler…
Bu kadar fark olur mu?
Turizmci bir dostla konuşuyoruz…
Elektrik fiyatları konusunda!
Müdürü olduğu 5 yıldızlı otelin hem burada hem de Antalya’da tesisleri var…
Diyor ki;
Aynı kapasitedeki otelin Antalya’daki tesisi aylık 300 Bin TL öderken, biz burada her ay 2 Milyon TL elektrik faturası ödüyoruz…
İnanılmaz bir uçurum var burada!
Belki kimsenin umurunda olmayabilir ve lüks oteller astronomik rakamlar ödesin diye düşünülebilir ama…
Eğer böyle yaparsak yanlış yaparız!
Yabancı yatırımcılara karşı düşmanlık bu ülke turizmine hiçbir şey de kazandırmaz..
Kumar merakına bakar mısınız?
Sohbet sırası kumarhanelerde…
Kim gidiyor, kim gitmiyor, eğlence için gidiyor ya da bağımlı!
Ama birisi var ki gülelim mi ağlayalım mı biz de bilemedik…
Bir vatandaş özellikle Cuma günleri gidiyormuş otelin casinosuna!
Cuma namazından sonra…
Sormuşlar kendine bu çelişki niye diye!
Gayet rahat bir şekilde yanıtlamış;
Önce ibadet ve dua edeyim ki, makineye oturunca kazanayım, diye!
MESAJ KUTUSU
Sayın Salih YÜCESOYLU, vatandaşlardan son günlerde Koop-Süt sıkıntısı yaşandığını ve hemen tüm marketlerde bulunmadığı yönünde şikayetler gelmeye başladı. Başka marka ürünlere de alışık olmadıkları için büyük eksiklik hissettiklerini ifade eden mesajlar gönderiyorlar!
…
Sayın Halil TALAYKURT, bazı ihaleleri kazanan işletmelerin daha önce yaptıkları işleri aslında yapmadıkları ve bunların da vergilerini ödemedikleri konusunda ciddi ihbarlar almaya başladık. Bunun için Vergi Dairesi ile sürekli irtibat hainde olmanız salık veriliyor, bizden hatırlatması!
…
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, İstanbul dönüşü yaptığınız değerlendirmelerde tabandan gelen istek üzerine partiden istifa kararı konusunda epey karamsar kaldığınız konuşuluyor. Bir çoğu partiden istifa etmenin kolaycılık olduğu görüşünde birleşiyorlar, haberiniz olsun istedik…
…
Sayın Kemal ATAMAN, deniz aşırı uzak diyarlardan ortak bir dostumuz ile aranızda bazı anlaşmazlıklar olduğunu üzülerek örgendik. Bir masa etrafında oturup da sohbet edersek iyi olacak, aynı zamanda bütün hesaplar da benden, tamam mı?
…
Sayın Serdar DENKTAŞ, hadi sizin içinizden YDP ile işbirliği bir nebze belki anlaşılır da TDP ile dirsek temasları parti tabanınızdan büyük tepki ile karşılandı. Onlarla grup da kuramayacağınıza göre geçerli bir nedeniniz olabilir mi?
…
Sayın Akile BÜKE, bir yandan DAÜ, bir yandan bakanlık ve diğer yandan da içeride yaşadığınız sıkıntılardan artık fena halde bunaldığınız konuşuluyor. Bu kadar baskıya iyi bile dayandınız bakalım bundan sonraki yol haritanız ne olacak!
…
Sayın Ahmet SAVAŞAN, UBP’de genel sekreter yardımcılığı gitti ama Başbakanlığa başdanışman olarak atandığınızı öğrendik, hayırlara vesile olsun. Bizim yeni binaya çok yatın oldunuz, pencereden el sallasanız görürüz artık.
…
Sayın İlker İPEKDAL, bir doktor milletvekilinin özel bir hastanede çalıştığını açıklamanız hem büyük ilgi uyandırdı hem de bizim telefonlar susmaz oldu. Yani şunların isimlerini de açıklayıp beni bu yükten korkarsanız günaha mı girersiniz?
…
Sayın Suphi COŞKUN, belediyenin elektrik borcu ödenmeyince makam aracına haciz gelmiş ve yaya kalmışsınız. Demek ki artık köyde eşek ile ziyaretleri yaparken köy dışındaki ulaşımı da köy otobüsleri ile yapacaksınız demektir. Şaka bir yana büyük geçmiş olsun, sebep olanlar da Allah’a havale!
…
Sayın Ziya EMİR, bundan böyle işleri Londra’ya taşımaya başladığınız ve artık tamamen oraya yerleşmek için yoğun bir çalışma içinde olduğunuz söyleniyor. Özellikle emlak konusunda büyük girişimlerde bulunacakmışsınız, hayırlı olsun…
…
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, DAÜ konusunda ortada bir çizgi izleyip durumu idare etmeye çalışınca ortalık daha da karıştı. Umarız alacağınız önlemlerle bu kargaşanın uzamasının önünü keser ve selamete bağlarsınız.